Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi ziyaretleri öncesinde,
Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında, ziyaretine ilişkin bilgi verdi.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Kabila ve Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya'nın davetlisi olarak Kinşasa ve Yaunde'ye resmi ziyaret gerçekleştireceğini anlatan Gül, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne yapacağı ziyareti tamamladıktan sonra, 16 Mart Salı günü Kinşasa'dan Kamerun'a geçeceğini ve 17 Mart Çarşamba günü de Yaunde'den Türkiye'ye döneceğini bildirdi.
Türkiye ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Kamerun arasında ilk kez Cumhurbaşkanı düzeyinde resmi ziyaret gerçekleştirilmiş olacağını kaydeden Gül, her iki ziyaretine de bakanlar, milletvekilleri, meslek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, üniversitelerden bilim adamları, medya mensupları ve geniş bir iş adamı heyetinin kendisine eşlik edeceğini söyledi.
Geçen yıl şubat ayında da Doğu Afrika'daki Kenya ve Tanzanya'ya ziyarette bulunduğunu hatırlatan Gül, bu kez de Orta ve Batı Afrika'da tarihi ve dostluk ilişkilerine sahip olunan Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Kamerun'u ziyaret edeceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, “Her iki ziyaretim sırasında Cumhurbaşkanları ve diğer üst düzey yetkililerle görüşeceğim, bu çerçevede siyasi ilişkilerimizi, bölgesel ve uluslararası meseleleri en üst düzeyde ele alma imkanına sahip olacağız, işbirliğimizi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimizi değerlendireceğiz” dedi.
BM GÜVENLİK KONSEYİ'NİN GÜNDEMİNDEKİ KONULAR AFRİKA AĞIRLIKLICumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliği dolayısıyla Afrika ülkeleriyle yakın istişare süreci başlattıklarını, BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde yer alan konuların yüzde 60'tan fazlasının Afrika kıtasını ilgilendirdiğini vurguladı.
Gül, açlık, işsizlik, yoksulluk ve susuzluğun Afrika'daki büyük insanlık meseleleri olduğunu ve buradaki iç savaşlar ile tüm bu konuların BM Güvenlik Konseyi'nin uğraştığı en önemli konular arasında yer aldığını dile getirdi.Cumhurbaşkanı Gül, bu bağlamda görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilmek için Afrika ülkeleriyle danışmalara ve karşılıklı temaslara önem verdiklerini söyledi.
BM'de alınan kararların kıtadaki milyonlarca insanın geleceğini ilgilendirdiğini, bunu yaparken de karşılıklı saygı temelinde Afrika ülkelerini dinlemeleri, anlamaları ve onların hassasiyetlerine en iyi şekilde vakıf olmaları gerektiğine işaret eden Gül, o nedenle bu ziyaretlerin önemli olduğuna işaret etti.
Gül, Türkiye'nin Afrika'da barış ve istikrarın sağlanması konusuna da çok önem verdiğini, Afrika'da halen görev yapan 8 BM misyonundan 6'sına personel ve mali katkı yaptığını, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde Birleşmiş Milletler misyonunda 15 emniyet mensubunun görev aldığını belirtti.
Ziyareti sırasında iş dünyalarını buluşturacak iş forumu toplantılarına katılacağını ve her iki ülkelerde faaliyet gösteren Türk okullarını ziyaret edeceğini bildiren Gül, ayrıca Türk vatandaşları ve iş adamlarıyla da bir araya geleceğini anlattı.
Gül, son dönemde Afrika ülkeleri ile ilişkilerin her alanda ve her düzeyde memnuniyet verici olduğuna vurgu yaparak, “Artık 90'lı 2000'li yılların başındaki ilişkilerin değil, 2010 yılındaki Afrika'yla ilişkilere bakıldığında yeni büyükelçilikler açılan ve Afrika'nın her bölgesiyle ve her konusuyla ilgilenen bir Türkiye söz konusudur” diye konuştu.
“Afrika Türkiye'nin artık stratejik ortağı olmuştur” diyen Gül, önceki yıl Türkiye'de Afrika-Türkiye zirvesini gerçekleştirdiklerini ve bu zirveye bir çok Afrika ülkesinin başkan ve üst düzey yetkililerinin katıldığını hatırlattı.
Gül, bu nedenle de BM Güvenlik Konseyi'ne seçilirken neredeyse Afrika ülkelerinin tamamının oyunu alarak seçildiklerini ve bunun da büyük bir başarı olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
“Türkiye'deki görüşmelerim sırasında Afrika halklarının Türkiye'ye karşı son derece dostane duygular beslediğini bizzat müşahede etmiştik. Bazı Afrika ülkeleri ile Osmanlı dönemine uzanan tarihe bağlara sahibiz. Yine Kurtuluş Savaşımız bir çok Afrika ülkesi üzerinde güçlü etkide bulunmuştur. Türkiye, Afrika kıtasının dönemin büyük güçleri tarafından sömürüleştirilmesinin karşısında durmuştur. Kıtada bir sömürge geçmişi olmayan bir ülke olduğu için Türkiye'ye Afrika ülkeleri ve halkları büyük bir samimiyet ve büyük bir yakınlık beslemektedir.”
AFRİKA İLE TİCARİ İLİŞKİLERTürkiye'nin Afrika ülkelerine imkanlar ölçüsünde giderek artan insani ve teknik yardımda bulunduğunu anlatan Gül, TİKA'nın bu konularda Türkiye'nin kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirdiğini ve kıtada itibarı çok yüksek olan yardım yapan kuruluşlardan birisi haline geldiğini ve dolayısıyla bunun da Türkiye'nin itibarını yükselttiğini vurguladı.
Ekonomik olarak Afrika ile ilişkilerin çok geliştiğini Afrika ülkeleri ile 2003 yılında 5 milyar dolar olan ticaret hacminin bütün küresel krize rağmen 2009 yılı sonunda 15 milyar dolara çıktığını dile getiren Gül, hedefin kısa zamanda ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkartmak olduğunu kaydetti.
Gül, ziyaret edeceği Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin kıtanın üçüncü büyük ülkesi olduğunu ve 68 milyon nüfusu bulunduğunu, Kamerun'un da Türkiye'nin yeni büyükelçilik açtığı bir ülke olduğunu ifade ederek, her iki ülkede de müteahhitlik, madencilik, enerji, turizm ve tarım gibi alanlarda işbirliği imkanlarının söz konusu olduğunu bildirdi.
“Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi bütüncül bir yaklaşımla ve 'kazan kazan' anlayışıyla yürütüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Gül, insanı ve teknik yardımlara paralel olarak her alandaki işbirliğini ortak menfaatler temelinde geliştirmek, Türkiye'nin bilgi, birikim ve tecrübelerini Afrikalı dostlarıyla paylaşmak arzusunda olduğunu söyledi.
Türkiye'de çok sayıda Afrikalı öğrenciye burs verildiğini ve tahsillerini burada yaptıklarını anımsatan Gül, bir kaç yıl sonra Türkiye'de tahsilini alan, Türkiye'nin imkanlarıyla okumuş bir çok Afrikalı devlet adamının söz konusu olacağını belirtti.
Afrika'da 13'ü sahranın güneyindeki ülkelerde olmak üzere halen 18 büyükelçiliğin faaliyet gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Ziyaretimin Türkiye'nin Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Kamerun ile ilişkilerini her alanda geliştirilmesi bakımından faydalı olacağına samimiyetle inanıyorum” dedi.