Gül: Adada görüÅŸmelerin yeniden baÅŸlamasına destek veriyoruz

Dışişleri Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre Gül, International Herald Tribune gazetesi için yazdığı makalede, AK Parti'nin iktidardaki bir yılını değerlendirirken, hükümetin sorunları çözmeye yönelik dış politikasıyla bölgesel ve uluslararası barış ve istikrara katkıda bulunduğunu kaydetti.

Kıbrıs konusuna değinen Gül, ''Hükümetim, KKTC'de yapılacak parlamento seçimlerini takiben, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumları arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasını kuvvetle desteklemektedir'' ifadesini kullandı.

Gül, şöyle devam etti:

''Kıbrıs sorununa, Kıbrıs Türk halkının haklarını ve güvenliğini teminat altına alan ve bu toplumun geçmişte yaşadığı trajedilerin tekrarlanmasını önleyecek adil ve kalıcı bir çözüm sağlanmasına katkıda bulunmaları için bütün ilgili diğer taraflara çağrıda bulunuyorum. Geleceğe yönelik vizyonumuz, böyle bir çözümü takiben,   Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Adasının, bölgede AB'nin sağlam bir direğini teşkil etmesinin yanı sıra Doğu Akdeniz'de istikrar ve refah bakımından bir saç ayağı oluşturmaları perspektifini içermektedir.''
   Â
TÃœRKÄ°YE'NÄ°N AB SÃœRECÄ°
   Â
Gül, Türkiye'nin AB sürecini değerlendirirken de, Türkiye'nin üyeliğiyle birlikte AB'ye sağlayacağı stratejik, ekonomik ve kültürel derinlik ve katkılar konusunda Avrupa'da artmakta olan bilince işaret etti. Gül, ''Türkiye'nin ekonomik ve insani potansiyelinin, Avrupa için bir külfet değil, tam tersine bir katma değer oluşturduğu görüşünün giderek ağırlık kazandığını'' belirtti.

Brüksel'de yapılan AB zirvesini, ''Aralık 2004'teki belirleyici randevuya giden yolda önemli bir kilometre taşı'' olarak değerlendirenGül, ''hükümetinin, haklı olarak, Brüksel Zirvesi'nden Türkiye'yi  teşvik edecek, açık ve olumlu bir mesaj çıkmasını beklediğini'' bildirdi.

Gül, gelecek yıl AB Zirvesi'nde, Türkiye ile katılım müzakerelerine gecikmeksizin başlanması yönünde bir karar alınmasının beklendiğini kaydederek, ''Müzakerelerin başlaması, katılım sürecinin bir sonraki aşamasının başlangıcını temsil edecektir. Türkiye, katılımmüzakerelerinin başlamasıyla, bu süreçte sorumlu ve sabırlı bir yaklaşım benimseyecektir'' ifadelerine yer verdi.

REFORM SÃœRECÄ°
   Â
Makalesinde, Türkiye'nin bir yıl içinde gerçekleştirdiği kapsamlı reformlarla gerek Türk halkı, gerek tüm bölge ve Avrupa için hem sembolik, hem de somut anlam taşıyan hamleler yaptığını belirten Gül, uluslararası toplumun hükümeti ''reformcu'' olarak tanımlamasından duydukları ''gururu'' dile getirdi.

Bakan Gül, bu reformların, temel hak ve özgürlüklerden sivil-askerilişkilerine, idam cezasının kaldırılmasından kamu harcamalarının şeffaflaştırılmasına, dinsel haklardan kültürel haklara kadar birçok alanda Türk mevzuatını AB müktesebatıyla uyumlu hale getirdiğini bildirdi.

Bugüne kadar gerçekleştirilenlerin bir son değil, reformlar dizisinin bir parçası olduğunu ifade eden Gül, ''Bu çerçevede, yasal reformları gerçekleştirmede gösterdiğimiz siyasi irade, bunların etkinve yeknesak şekilde uygulanması yönündeki kararlılığımız için de bir ölçüttür'' diye yazdı.

Ekonomik yapısal reformların da meyvelerini vermeye başladığını belirten Gül, ''Makro ekonomik göstergelerin, eksi yöndeki gidişatını değiştirerek yüzde 7'ye ulaşan bir ekonomik büyümeyi de içeren  istikrarlı bir ekonomik ortamın habercisi olduğunu'' vurguladı.

Gül, daha sonra şunları kaydetti:

''Türkiye, Müslüman bir toplumun, hukukun üstünlüğü ve kadın-erkekeÅŸitliÄŸi dahil olmak üzere, Avrupa standartlarına uygun olarak, demokratik, halkına hesap verebilir ve saydam bir ÅŸekilde yönetilebileceÄŸinin yaÅŸayan somut örneÄŸidir. Gerçekten de Türkiye,  Avrupa deÄŸerlerinin coÄŸrafyayı, dinleri ve kültürleri aÅŸtığı gerçeÄŸinikanıtlamaktadır. Türkiye'nin AB'ye üyeliÄŸi, küresel uyuma katkıda bulunacaktır.''Â

DIÅž POLÄ°TÄ°KA
                   Â
Gül, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, son onyıllar boyunca sorunlar yaşanan Yunanistan, Bulgaristan ve Suriye ile komşuluk ilişkilerinin, her alanda pekiştirilmiş olup, herkesin çıkarına olacak şekilde gelişmeye devam ettiğini belirtti.

Türkiye'nin, Filistin ve İsrail'le de mükemmel ilişkilere sahip, sayılı ülkelerden biri ve Ortadoğu'da barış ve istikrara yapıcı katkılarda bulunabilecek ender bir konumda olduğunu ifade eden Gül,  ''Yol Haritası'nın uygulanması ve Filistin halkının siyasal-ekonomik sorunlarının azaltılmasına yönelik yeni hamleler yapmaya  hazırlanmaktayız'' açıklamasında bulundu.

Gül, Azeri ve Ermeni meslektaşlarıyla da düzenli olarak yaptıklarıgörüşmelerle Kafkasya'da istikrarın tesisine katkıda bulunmayı amaçladıklarına, Gürcistan'daki geçici yönetime de yardım eli uzattıklarını işaret etti.

Irak konusunda ise Türkiye'nin savaş öncesi ve sonrasında Irak halkının esenliğinin korunmasını öngören sorumlu ve yapıcı bir politika izlendiğini belirten Gül, ''Irak'a yapılan insani yardımlar bakımından ana arter durumunda olan Türkiye'nin, bu ülkenin yeniden imarı ile siyasi istikrarın yeniden tesisine katkıda bulunmaya devam edeceğini'' bildirdi.