Güncelleme Tarihi:
EMLAK VERGİSİNDEN MUHTARLIĞA DA PAY
“Eğer demokrasiden söz ediliyorsa bu ülkede demokratik hareket olarak da seçimi görüyorsak bu topraklarda yapılan ilk seçim bir muhtarlık seçimidir. Dolayısıyla muhtarlık bizim topraklarımızda demokrasinin bir anlamda yıldızı olarak parlamış ve bugüne kadar gelmiştir. 1833 yılında bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Önce bütüncül bir muhtarlık kanununa ihtiyacımız var. İkincisi birleşik oy pusulası niye sizde yok?
Üçüncüsü muhtarlık evi neden yok? Resmi bir daireden söz ediyoruz. Tabelasının, telefonunun olması lazım, adresinin bilinmesi lazım. Bir yardımcı personelin muhtara tahsis edilmesi de lazım. Bunun kamu görevlisi olması lazım. Bu muhtarlığı kurumsallaştırmak demektir. Köy tüzel kişiliğinin kazandırılması lazım. Muhtarlığın bütçesi olması lazım. Emlak vergisinin bir kısmını belediye bir kısmını muhtar alır. Bütüncül bir muhtarlık kanunu çıktığı zaman bütçenin nasıl harcanacağının kuralları belirlenecek.
Sizin muhtarlık alanınızla ilgili olarak belediye meclisinde bir konu görüşülecekse muhtar olarak davet edilmeniz, kürsüye çıkıp konuşmanız ve oy hakkına sahip olmanız lazım.
MUHTARLAR BİRLİĞİ KURULMALI
Türkiye Muhtarlar Birliği kurulmalı yasal olarak. Bizim hazırladığımız taslakta bu var. Belediyeler Birliği var neden Muhtarlar Birliği yok? En büyük güç, en büyük sayı sizde ama en zayıf olan sizsiniz. O zaman bir siyasi parti farkı gözetmeksizin, hazırlanan Muhtarlık Kanun taslağını alırsınız önünüze. Gerekirse bütün muhtarlar imzalayıp bütün siyasi partilere göndersinler, desinler ki; ‘Bizim bütüncül bir kanunu tasarımız var kim evet derse oyumuzu vereceğiz. Kim hayır derse, o partiye oy vermeyeceğiz’ bu kadar basit. Dolayısıyla siz gücünüzü göstermiş olacaksınız.”
HERKESİN KİMLİĞİ ŞEREFİDİR
“Siyaset bizde çok dar bir alana sıkışmış vaziyette. Bazılarımız inanç, bazılarımız etnik kimlik, bazılarımız yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıyor. Kadınların bu siyaset anlayışını da reddetmesi lazım. Hiç kimsenin inancı siyasete malzeme olmaz. Herkes belli bir değer içinde doğar, herkesin inancı kendisine aittir. O zaman bunu siyasetin dışında tutulması lazım. Etnik kimlik üzerine de siyaset olmaz. Hiç kimse anne ve babasını seçme özgürlüğüne sahip değil. Her birimiz anne ve babamızla iftihar ederiz. Dolayısıyla etnik kimlik üzerinden de siyaset olmaz. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Yaşam tarzı üzerinden de siyaset doğru değil. Herkesin yaşam tarzına saygı göstermek zorundayız. Dolayısıyla hak arayışlarımızı da bu çerçeveden yaptığımızda, emin olun Türkiye’de demokrasi çok güçlendirmiş oluruz. Güçlü demokrasiyi bu ülkede inşa edecek olanlar da kadınlardır. Kadınlar bu mücadeleyi verdiklerinde sadece Türkiye için değil dünyadaki bütün kadınlara örnek olacak bir adımı atmış olacaksınız.”
KADINLARIN GÜCÜNÜ GÖSTERİN
“Parlamentoya baktığınızda, kadın milletvekili sayısı çok az. Cinsiyet kotasının getirilmesi lazım. Bizim kendi tüzüğümüzde cinsiyet kotası yüzde 33. Bu kotanın parlamentoya da yansıması lazım. Bunun önündeki engel Siyasi Partiler Yasası. Değiştirin. Nüfusun yüzde 50’den fazlası kadın ve kadınlar parlamentoda temsil için gerekli mücadeleyi vermiyor. Kanun teklifini hazırlattık, kadın örgütlerine gönderdik. Kadın örgütleri alıp bakacaklar, kanun teklifini imzalayıp vereceğiz.
SİZ DE ONLARA HAYIR OYU VERİN
TBMM’de kadın haklarını savunan ya da savunduğunu iddia eden partiler, bu yasal düzenlemeye ‘hayır’ diyorsa ilk seçimde siz de ‘hayır’ oyu verin. Kadının gücünü gösterin. Bu gücü gösterirseniz siyasi parti ne diyor diyecek kulağını kabartacak sesinizi duyacak ve gereğini yapacak. Kadınların bu noktada ortak mücadele yapması lazım.”