Güncelleme Tarihi:
Maden ocağının eksi 540 kodunda taşeron olarak galeri açma işini yürüten 30 firma çalışanının hayatını kaybettiği grizu faciasının yıl dönümünde madenciler için Kur'an-ı Kerim okunacak ve dualar edilecek.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, yaptığı açıklamada, madenciliğin, dünyanın en zor mesleklerinden biri olduğunu belirterek, son yılların en büyük faciasının 17 Mayıs'ta yaşandığını söyledi.
TTK'da taşeronlaşmanın başladığı 2004 ve 2005 yılından itibaren çeşitli uyarılarda bulunduklarını anlatan Alabaş, şöyle konuştu:
“O tarihlerde taşeron şirketi ocağa sokmayarak eylemler yaptık. Taşeronlaşmanın yol açabileceği ciddi sakıncaları açıkça ortaya koyduk. Ama taşeronlaşma politikaları ısrarla uygulamaya konuldu. Kazanın ardından hazırlanan raporlar, taşeron şirketin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadığını, güvencesiz işçi çalıştırdığını gözler önüne serdi. Sonuçta 17 Mayıs 2010'da büyük acı yaşadık.
Şehit 30 madenci arkadaşımızdan 2'sinin cenazeleri ocaktan ancak 8 ay sonra çıkarılabildi. Facianın üzerinden 1 yıl geçti, acılarımız halen tazedir. 30 maden şehidimizi anmak ve taşeronlaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek için facianın 1. yıl dönümünde kazanın meydana geldiği Yeni Karadon Servis Kuyusu başında anma töreni düzenleyeceğiz. Maden şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz.”
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı da madencilik sektörünün bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş kolu olduğunu belirtti.
Özelleştirme, taşeronlaşma gibi yanlış uygulamaların madenlerdeki iş kazalarının artmasına yol açtığını savunan Kaymakçı, “Taşeronlaşma, madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. 17 Mayısta yaşanan olay bunu bir kez daha göstermiştir. Odamız, ülkemizin ve emekçilerin yararına görmediği özelleştirme ve taşeronlaşmayla ilgili defalarca uyarıda bulunmuştu” dedi.
GRİZU PATLAMASINDA YAŞANANLAR
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayısta meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
Grizuyla birlikte Yeni Karadon Servis Kuyusu'nun hasar görmesi ve göçüklerin oluşması nedeniyle ekipler olay yerine ulaşamamış, Gelik 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu'ndan yürütülen çalışmalar sırasında madencilerin yakınları endişeyle beklemişti.
TTK ekipleri, 20 Mayıs'ta kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Cenazelerini teslim alan aileler definlerini yapmasından sonra karışıklık yaşandığının belirlenmesiyle şüphe duyulanlar üzerinde DNA testleri yapılmış, mezarlar açılarak doğru cesetler ailelere teslim edilmişti.
Bu sırada Erdem Alkin'in cenazesini Engin Düzcük sanarak teslim alan ailesi, madencinin cesetlerine ulaşılamayan iki işçi arasında yer aldığını öğrenerek şoke olmuştu.
Engin Düzcük
ve cesetine ulaşılamayan diğer işçi Dursun Kartal'ın, patlamayla meydana gelen göçüklerin altında kaldığından şüphelenen TTK ekipleri, oluşan yeni göçükler nedeniyle de büyük uğraş vererek faciadan yaklaşık 1 ay sonra yığınları kaldırabilmiş fakat cesetleri bulamamıştı.
CENAZELERE ULAŞMA ÇABASI
Madencilerin yığınların altında cenazesini bulamayan ekipler, eksi 540 metre derinlikten eksi 735 metreye kadar inen ve eksi 720 kodunda ızgara bulunan kuyuya düştükleri üzerinde durmuş, ancak içi su dolan kuyudan işçileri kurumun imkanlarıyla çıkarmanın mümkün olmadığını belirlemişti.
TTK yetkililerinin, facianın ardından Çin Büyükelçiliği vasıtasıyla çağırdığı kuyuyu dizayn eden profesör ve yardımcısı haziran ayında incelemelerde bulunmalarının ardından ülkelerine dönmüş, bir süre sonra kuruma teklifleriyle dönüş yapmışlardı.
Profesör, kuyunun montajını yapan ve 10 yıllık bakım-onarım anlaşması bulunan Çinli CITIC firmasından ayrıldığını, başka firmada çalıştığını belirterek teklif sunmuş, bunu kabul etmeyen kurum yetkilileri ise CITIC yetkililerine ulaşmış, 16 Ağustos'ta Çinli mühendislerden oluşan ekip ocakta incelemelerde bulunmuştu.
Facianın ardından yaklaşık 120 günün geçtiği eylül ayı içinde CITIC firması elemanlarının gelerek kuyuda çalışma yapmasını bekleyen TTK yetkilileri, firmanın “deneyimli personelleri bulunmadığı, işin uzmanlık istediğinden yapılamayacağını” belirten mektubuyla şoke olmuştu.
Bunun üzerine TTK, 18 Ekim 2010'da uluslararası ihaleye çıkmış, 1 milyon 209 bin dolar teklifle işi üstlenen Çin'den Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation ile 12 Kasımda sözleşme imzalanmıştı. Firma, “kuyunun tamamının temizliği, tahribatın giderilmesi, eksi 540 kodundan eksi 720'ye kadar tüm temizlik ve bakımının yanı sıra ihraç sisteminin ve yardımcı kurtarma vincinin yeniden bütün testlerinin yapılması ve devreye alınmasını” kapsayan işe 13 Aralık'ta başlamıştı. 150 günde tamamlanması öngörülen iş kapsamında 45 günde cenazelerin çıkarılması hedeflenmişti.
AİLELERİN DİNMEYEN HÜZNÜ
Grizu faciasında yakınlarını kaybetmenin acısına cenazelerinin bulunamaması eklenen Düzcük ve Kartal ailesi, 8 aylık süreçte zor günler yaşamıştı.
Yaklaşık 3 yıl önce aşçılık yaptığı firmanın iş yerini kapatmasıyla madenciliğe başlayan 2 çocuk babası Düzcük'ün, kızları 3 yaşındaki Sıla ve 8 yaşındaki Beyza da anneleri Hayriye Düzcük ile birlikte aylarca gözyaşı dökmüştü.
Dursun Kartal'ın Pamukkale Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde öğrenim gören oğlu Turgut ile bilgisayar mühendisliğinde eğitimine devam eden kızı Tülay'ın yanı sıra babası da yıllar önce kömür ocağında hayatını kaybeden eşi Gülhizar Kartal, bir an önce cenazelere ulaşılmasını istemişti.
Şili'de yerin 624 metre altında 2 ay mahsur kalan 33 işçinin 13 Ekim 2010'da kurtarılma çalışmalarını televizyondan hüzünle izleyen Düzcük ve Kartal aileleri, cenazelerinin halen çıkarılamamış olmasına tepki göstermişti.
Tüm bu gelişmelerin sonucu şirketin 19 kişilik Çinli ekibi, kurum madencileriyle birlikte çalışmaları sonucu kuyudaki metrelerce küp suyu boşaltmış, tonlarca hurdayı temizleyerek 8 ayda cesetlere ulaşabildi.
Grizu patlamasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının inceleme raporunda TTK yüzde 30, işçilerin çalıştığı Yapı-Tek firması yüzde 70 kusurlu bulunmuştu.