Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, dün Ankara ve Gaziantep’te şunları söyledi:
- Durum vahamet ötesidir, manzara korkunçtur. Başbakan ve hükümeti, devletin itibarını, bayrağın şanını lekelemekle kalmamış milli sırların mahremini delik deşik etmiştir. Başbakan Erdoğan’ın gözünü kan ve hırs bürümüştür. Başbakan, sağ duyusunu kaybetmiş, akıl yolundan çıkmıştır.
-Başbakan Erdoğan’ın hukuka yönelik darbesi, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sanal medya yoluyla açıklanmasını doğurmuştur. Kimliği meçhul kişi ya da grupların ülke gündemini ele geçirmeleri iyi yorumlanmalıdır. Böyle bir devlet, böylesi bir belirsizlik içinde her tarafa sızmış ajanların saldırısına ne kadar dayanacaktır? Bu durum Başbakanın eseridir. Dışişleri Bakanlığı’ndaki Suriye odaklı toplantının dinlenmesi ve kayıt altına alınması, şu anlama gelmektedir. Kimsenin güvenliği kalmamıştır ve devlet yoğun bakımdadır. Başbakan kendisini ve Bilal’ini kurtarayım derken devletin bekasını ateşe atmıştır. Akşamın bu saatinde Başbakan Erdoğan'a sesleniyorum, devletin cılkını, posasını çıkarmaktan ötürü mutlu musun? Şimdi rahata erdin mi, huzur buldun mu? Başbakan bu konuyu cemaatin üstüne yıkmakla kendisini aklayamayacaktır. Bu kadar geniş çaplı bir dinlemenin cemaatin üzerine yıkılması akla ihanet olacaktır.
- Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantının dinlenmesi bir sorun ise orada konuşulanlar da ikinci bir sorundur. Bu toplantı Türkiye’nin güvenliğini konuşmak yerine hükümetin ve Başbakanın güvenliğini korumak için bir beyin fırtınası şeklinde geçmiştir. Camileri bombalayacaklar diyerek yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri zan altında bırakılmış, değerli komutanlar yıllarca cezaevinde tutulmuştur. Ancak şimdi kendi ülkesine füze attırıp Türkiye’yi savaşa sokmayı amaçlamış birisi karşımızdadır. Güçlü bir ihtimaldir ki, bu fikrin patent hakkı Başbakan Erdoğan’ındır. Yani Başbakan rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlıktan yakayı kurtarabilmek için Suriye’ye karşı düzmece bir savaş senaryosu dahi hazırlamıştır. Kısaca diyebiliriz ki, Başbakan Türkiye’ye bizzat kendi işbirlikçi adamları vasıtasıyla füze atılmasına dahi sıcak bakacak kadar ahlaksız, vicdansız ve insafsızdır. Başbakan Erdoğan siyasi menfaatleri uyarınca her kötülüğü yapacak kadar insanlıktan ve Allah korkusundan uzaklaşmıştır. Twitter’i kapatması, YouTube’i karartması, siyasi partilere kaset tezgahına bulaşması Başbakan’ın ipliğini pazara çıkarmış, maskesini tümden düşürmüştür.
- Başbakan haysiyetini, siyasi iffetini, siyasi geleceğini kutulara kilitlemiştir. Türk Milleti’ne küfür eden bu Başbakan’dır. Rüşvet ve yolsuzluğa adı karışan bakanlarını hukuktan korumak için milli iradeyi dolandırmaktadır. Türk Milleti’nin ‘Başhırsız’, ‘Başçalan’, ‘Başgötüren’ dediği bir kişi o koltukta oturamaz. Ya paşa paşa hesap verecektir ya da tarihi nitelikli yolsuzluklar için ülkeden kaçmak zorunda kalacaktır. Başbakanın politikalarını ve niyetlerini daima zillet ve rezalet olarak değerlendirmek en doğrusudur. 17-25 Aralık tarihleri arasında yapılan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları sonrasında görev yeri değiştirilen hakim ve savcıların sayısı şimdilik 784’ü bulmuştur. Hükümet kul hakkı yemiştir, tepeden tırnağa günah işlemiştir. Türkiye altın kaçakçılığı üssü haline getirilmiştir. Büyük paraların döndüğü kara para aklama merkezi haline getirilmiştir. Öyle tapeler, öyle ses kayıtları ortaya dökülmüştür ki akılla, vicdanla izah edilmesi mümkün değildir.