Gözlerinden yaşlar akıyordu

Güncelleme Tarihi:

Gözlerinden yaşlar akıyordu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2005 00:00

Ulu Önder Atatürk, 10 Kasım’da, askeri ataşe olarak görev yaparken Bulgaristan’da sürekli dinlediği, her bölümünü ezbere bildiği ‘Tosca’ operasıyla anılacak. Atatürk, Çankaya’da da her fırsatta Tosca’yı dinler, zaman zaman gözlerinden sicim gibi yaşlar akarmış.

ATATÜRK, askeri ataşe olarak genç yaşta gittiği Bulgaristan’da sevdiği, her bölümünü ezbere bildiği ve kimi zaman gözyaşları içinde dinlediği ‘Tosca’ eşliğinde anılacak. Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Ata’nın ebediyete intikalinin 67. yıldönümü olan 10 Kasım’da, Ulu Önder için en sevdiği operanın konser versiyonunu seslendirecek. Atatürk’ün direktifiyle kurulan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) sanatçılarından Enver Kapelman’ın anılarında da Ata ile ‘Tosca’ arasındaki bağ, yazarın canlı tanıklığıyla anlatılıyor.

3 GECE DİNLEDİ

9 Kasım 1963 Cumartesi gecesi Ankara Radyosu’nda Nevin Uluçam’ın Devlet Konservatuvarı öğretmenlerinden Prof. Dr. Necdet Remzi Atak ile söyleşisi de Ata’nın ‘Tosca’ operasına tutkusunu gözler önüne seriyor.
/images/100/0x0/55ea8c2df018fbb8f88721fe


1934-1935 yıllarında Köşk’te Atatürk’ün ‘çok içli bir akşamında’ O’nunla bir araya geldiklerini ve büyük önderin kendilerine ‘‘Tosca’ operasını Avrupa’da hangi koşullar altında dinlediğinden, o zamanki dünya durumundan, kuşkularından, zevklerinden uzun uzun bahsettiğini belirten Atak, bu anısını şöyle aktarıyor: ‘Bir şeye içleniyordu. Çok içleniyordu ve çok içli bir akşamdı. ‘Tosca operasından Çavadarossi’nin ünlü aryasını birçok kez benden istemiş olduğu için hazırlıklıydım. Hatta bir yanlış yapmayayım diye aryanın notalarını bile yazmıştım ve cebimde bulunduruyordum. O gece de biliyordum ki sıra tekrar Tosca’ya gelecek. Adeta bekliyordum. Nihayet bana döndü: ‘Çal bakalım şu Tosca’yı’ dedi. Ben notayı çıkarttım; ‘Hayır hayır... Öyle değil, notayı bırak, notasız çal’ dedi. Notayı bıraktım, gözlerimi kapadım, konsantre oldum, başladım çalmaya...

Bir iki nota çalmıştım ki; ‘Hayır hayır, olmadı, bana dön, bana çal, benim gözlerime bak öyle çal’ dedi. Kendisine döndüm. Masada oturuyordu. O’na dönerek çalmaya başladım: ‘Gene olmadı, bana daha yaklaş’ dedi. Yaklaştım, çok yaklaştım. Belliydi ki çok uzak bir anısının içine gömülmek istiyor ve içinden çok eski zamanlara ait bir şeyler taşıyor, fışkırıyor, fışkırıyordu.

KEMANI OMZUMA DAYA DA ÖYLE ÇAL

En sonunda, ‘Kemanın sapını omzuma dayayacaksın ve öyle çalacaksın’ dedi. Bir an için gözünüzün önüne getirin, tarihimizde yaşamış, yaşayacak en büyük Türk, bir sanatçıya ‘Kemanının sapını omzuma daya ve o vaziyette en sevdiğim melodiyi çal’ diyor. Ben artık ibadet eder gibi, huşu içinde Çavadarossi’nin aryasını çalmaya başladım. Atatürk, gözleri kapalı, biraz madeni ahenkli, biraz kısık, çok tatlı, çok manalı sesiyle melodiyi söylerken gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu. Aryayı belki on beş kez tekrarladım...’

Sofya’daki sopranoya hayrandı

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçılarından Enver Kapelman, Atatürk’ün en çok halk müziğinden, oyun havaları ve operetlerden hoşlandığını anılarında şöyle aktarıyor: ‘Atatürk’ün en çok sevdiği parçaların başında ‘Tosca’ gelirdi. Mustafa Kemal, genç bir ataşe olarak bulunduğu Bulgaristan’da devamlı olarak operaya giderdi. O sırada ‘Tosca’da oynayan sopranoya hayrandı. Aradan geçen yıllar, bu sevgiyi unutturmamıştı. Akşamları O’na defalarca ‘Tosca’dan parçalar çalardım...’

Balo kostümü

Mustafa Kemal, 1913’te Sofya’da ataşemiliter olarak görev yaptığı sırada düzenlenen bir kıyafet balosuna yeniçeri kostümüyle katılmıştı. Bu kostüm, baloya katılanlarda derin hayranlık yaratmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!