Gözler onu aradı

DARBEYİ HABER VERDİ

Bakü’deki görev değişikliğinin perde arkasındaki kilit isimlerinden biri Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’di. Demirel, Cumhurbaşkanlığı döneminde Azerbaycan’a her zaman özel bir ilgi gösterdi. Keza 1995’in mart ayındaki MİT’in de karıştığı Aliyev’e karşı darbe girişimini öğrendiğinde, Aliyev’i uyarıp harekete geçmesini sağlayan yine Demirel’di. Darbe planını öğrendiğinde Kopenhag’da bulunan Aliyev’i arayan Demirel, hemen Bakü’ye gidip duruma el koymasını istemiş ve bütün gücüyle darbenin önlenmesine çalışmıştı.
Bir anlamda Aliyev’in siyasi bekasında Demirel’in oynadığı rol büyüktü. Demirel, Aliyev’in sağlığıyla da ilgilenmiş, 1999 yılında geçirdiği kalp rahatsızlığında kendisini uçakla Ankara’ya getirtip tedavisiyle bizzat ilgilenmişti. Aliyev de Demirel’in bu desteğine karşılık kendisine her zaman büyük bir yakınlık göstermişti. Aliyev 12 Aralık 2003’te öldüğünde, Demirel rahatsız olduğu için cenazesine katılamadı, ancak bir hafta kadar sonra hastaneden çıkar çıkmaz Bakü’ye giderek mezarını ziyaret etti.

AVRUPA OYUNLARI VAR

İkisi arasındaki ilişkinin bu yakınlığı bilindiğinde, Demirel’in vefat haberinin ardından Aliyev’in oğlu, bugünkü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in cenaze törenine katılmasına Ankara’daki pek çok kişi kesin gözüyle bakıyordu. Ancak İlham Aliyev, Ankara’ya gelmedi. Azeri yetkililere göre, bunun nedeni Azerbaycan’da sürmekte olan Avrupa Oyunları’ydı. Buna karşılık İlham Aliyev, Demirel’in vefatı nedeniyle Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’ne taziye ziyareti gerçekleştirdi. Burada Demirel anısına açılan taziye defterini imzalayan Aliyev, deftere özetle şunları yazdı:
“Türk dünyasının birliği ve dayanışması için fedakârlık gösteren Süleyman Demirel, geniş coğrafi mekânda yer alan Türkçe konuşan halklar ve devletler arasında sıkı ilişkiler kurulması, işbirliğinin derinleşmesi yönünde büyük hizmetler verdi. Süleyman Demirel, Azerbaycan halkının gerçek dostu idi. Kardeş ülkelerimiz arasında işbirliği ve ikili ilişkilerin stratejik müttefiklik düzeyine ulaşmasında hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile Süleyman Demirel arasında kurulan dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin eşsiz rolü oldu. Süleyman Demirel’in aziz hatırası Azerbaycan halkının kalbinde daima yaşayacaktır. Allah rahmet eylesin.”
Şimdi dikkatler İlham Aliyev’in taziye için Demirel’in İslamköy’deki mezarını ne zaman ziyaret edeceği sorusuna çevrilmiş durumda.

%9’luk kayba ‘Çelik’ tarama

7 Haziran seçiminin en kesin sonucu AK Parti’nin tek başına hükümet kurmasını sağlayacak parlamento çoğunluğunu yitirmesi oldu. Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran’dan bu yana bir yandan 9 puanlık oy düşüşünün nedenlerini araştırıyor, diğer yandan mevcut tabloda nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiğine karar vermeye çalışıyor.
Davutoğlu, seçim sonrasında partinin karar alma mekanizması içindeki bütün kurullarını topladı. Bu arada üç dönemlik olup parlamentoya giremeyen deneyimli AK Partililerle de tek tek görüştü ve iki soruya yanıt aradı: “Nerede yanlış yaptık?”, “Bu tablodan nasıl çıkacağız. Koalisyon mu erken seçim mi? Koalisyonsa kiminle nasıl bir koalisyon?”
Aldığı ilk karar, süreci birlikte yönetecek bir ekip oluşturmak oldu. Parlamento Şefimiz Nuray Babacan’ın anlattığına göre Faruk Çelik, Hüseyin Çelik ve Ömer Çelik’ten oluşan bir komisyon oluşturdu. Soyadları tuttuğu için buna ‘Çelik Komisyon’ deniliyor AK Parti kulislerinde. Diğer taraftan da ekranlara çıkan, köşe yazan, görüş belirten AK Parti’ye yakın çok sayıda gazeteci, akademisyen ve siyasetçi ile geçen salı akşamı Başbakanlık’ta buluştu, geç saatlere kadar onları dinledi. 21.00-01.00 arasında gerçekleşen toplantıya şu isimler katıldı:

Akademisyen-köşe yazarı Prof. Deniz Ülke Arıboğan, köşe yazarı Ahmet Taşgetiren (Star), köşe yazarı Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak), gazeteci Mustafa Karaalioğlu, köşe yazarı Akif Beki (Hürriyet), Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, yaş haddi nedeniyle emekli olan eski başdanışman yazar Etyen Mahçupyan, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Vahap Coşkun, SETA Başkanı Prof. Burhanettin Duran, Şehir Üniversitesi’nden iktisatçı Dr. Mustafa Özel, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nden Dr. Murat Yılmaz, ANAR Araştırma’nın yöneticisi İbrahim Uslu, Genar Araştırma’nın yöneticisi İhsan Aktaş.
Davutoğlu, bu buluşmanın başında “Burada konuşulan burada kalacak, herkes düşündüğünü açıkça söylesin” diyerek eleştirel konuşmaları da davet etti. Kulislere yansıyanlara bakılırsa, bu, görüşleri büyük bir açık sözlülükle paylaşmaya itti, bir hayli kuvvetli eleştiriler dile getirildi. AK Parti’nin seçim başarısızlığında rol oynayan faktörler arasında yolsuzluk tartışmaları, Başbakan’ın seçim kampanyasında kullandığı söylem ve üslup, Cumhurbaşkanı’nın meydana inmesi gibi pek çok konu dile getirildi. Dikkat çeken bir nokta, hükümete yakın yeni medya yapısındaki ‘ölçü’ sorununun da eleştirel bir dille Davutoğlu’nun dikkatine getirilmesiydi.

O görüşme adaylığını zora soktu

7 Haziran’dan parçalı bir parlamento aritmetiği çıktı. Buna karşın seçim sonucunun kesin sonuçlarından biri TBMM’nin açılışını, en yaşlı üye sıfatıyla ‘Geçici Başkan’ olarak Deniz Baykal’ın yapacağı bilgisiydi. Ayrıca TBMM Başkanlığı yarışının AK Parti ile CHP-MHP-HDP arasında geçmesi halinde Baykal’ın ‘kalıcı’ başkan olabileceği de kulislerde konuşulmaya başlandı. Ancak beklenmedik bir gelişme yaşandı. Baykal, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan bir davet aldı ve seçim sonrası ilk heyecan yaratan buluşma Erdoğan ile Baykal arasında oldu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da parti toplantılarında Baykal’ın kendisine ‘hayır’ deme şansı bırakmadığını ima ederek görüşmeden duyduğu rahatsızlığı belli etti. Son Parti Meclisi’nde konuyla ilgili konuşanların da sözbirliği etmişçesine bu görüşme hakkında olumlu görüş bildirmediği anlaşılıyor. Bu durum Baykal’ın TBMM Başkan adayı olma ihtimali üzerinde kara bulutların belirmesine yol açtı.