A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2009 13:37
İrfan Bilgin, ağabeyi Kenan Bilgin'in, “1994'te gözaltında öldürüldüğünü” iddia ederek, “Ergenekon” soruşturması kapsamında, cesedinin Gölbaşı ilçesinde aranması ve faillerin bulunması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
Başvuru dilekçesinde, Kenan Bilgin'in, 12 Eylül 1994'de, Dikmen'de bir otobüs durağında, sivil giyimli kişilerce bir arabaya bindirilip götürüldüğünü ve kendisinden bir daha
haber alınamadığını ileri süren İrfan Bilgin, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından, AİHM'e müracaat ettiklerini anlattı. İrfan Bilgin, “Kenan Bilgin'in kaybedildiği ve devletin ciddi bir biçimde aramadığı” kanaatine varan AİHM'in de Türkiye'yi yaşam hakkının ihlali gerekçesiyle 270 bin Fransız frangı tazminata mahkum ettiğini kaydetti.
Kendisini polis olarak tanıtan bir kişinin, telefonla arayarak, “Kenan Bilgin'in gördüğü ağır işkenceler sırasında rahatsızlandığını, tedavi edilmek üzere Ankara Gölbaşı Polis tesislerine getirildiğini, ölmesi üzerine Gölbaşı'nda araziye gömüldüğünü” söylediğini iddia eden İrfan Bilgin, bu sözleri, Emniyet ve Savcılığa aktarıp Gölbaşı'nda kazı yapılmasını talep ettiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Dilekçede, Kenan Bilgin ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosya ile AİHM dosyasının istenerek, olayın Ergenekon davası kapsamında yeniden soruşturulması talep edildi.
Başvuru sırasında Ankara Adalet Sarayı önüne gelen bazı parti ve sivil toplum kuruluşu üyeleri basın açıklaması yaptı. “Kenan Bilgin Bulunsun Sorumlular Yargılansın” yazılı pankart taşıyan kişiler, “Katiller Bulunsun Hesap Sorulsun” şeklinde slogan attı.
EMEK Partisi Ankara İl Başkanı Selma Gürkan, “Ergenekon operasyonu ile açığa çıkan ilişkilerin, münferit denilemeyecek kadar devlet organizasyonu ile iç içe olduğunu” iddia ederek, “Ortaya çıkan her gelişme kontrgerilla örgütlenmesinin boyutlarını da açığa çıkarıyor” dedi.