Güncelleme Tarihi:
SELÇUK'UN AVUKATINDAN İLK AÇIKLAMA
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un avukatı Fikret İlkiz, 24 saat boyunca Selçuk ile görüşmesinin mümkün olmadığını ifade ederken, “Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un avukatı İlkiz yaptığı açıklamada öncelikle 24 saat içerisinde görüşme olanağının olmadığını bildirdi. İkiz, Selçuk’un Terörle Mücadele ve Özel Soruşturma Yöntemleri ve Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu çerçevesinde gözaltına alındığını ifade ederek, bu nedenle 24 saat boyunca görüşemeyeceğini, buna karşın sorgusunun 48 saat içerisinde bitirilmesi gerektiğini söyledi. İkiz, “Gözaltındayken de görüşme olanağımız var. Ama bu soruşturmada 24 saat sonra talebimiz söz konusu olacak. Görüştüğümüz zamanda bizi vekili sıfatıyla müdafi sıfatıyla da görüştüreceklerdir. Bizi talep ettiği ya da biz katıldığımız zaman soruşturma ve ifade de yanında yer alabiliyoruz. Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır” dedi.
İlkiz, Selçuk’un sabaha karşı gözaltına alınmasını ise görevlilerin bir takdiri olarak değerlendirdi. İkiz, “Ama bu takdir hakkının kullanılmasında hukuka aykırılık söz konusu olursa ve bu bir hak ihlali niteliğinde değerlendirilirse kuşkusuz biz de haklarımızı korumak anlamından sorumluluğumuz yerine getiririz” diye konuştu.
CHP’Lİ SERTER: BU BİR İNTİKAM PLANI
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile Cumhuriyet Gazetesinin Başyazarı İlhan Selçuk ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
CHP’li Serter, yaptığı açıklamada, gözaltıların “bir intikam planı” olduğunu öne sürdü. Serter, Alemdaroğlu ile uzun süre birlikte çalıştığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Son derece üzgün, son derece şaşkınım. Türkiye'de vatanını seven, laik cumhuriyeti seven, bu değerler için mücadele veren insanlar gözaltına alınıyorsa Türkiye’de herkes tehlike altındadır. Kemal Alemdaroğlu, laik cumhuriyeti ve Atatürk ilkeleri için mücadele vermiştir. Hiç bir gizli örgütle bağlantısı yoktur. Gözaltına alınan isimlerin Ergenekon gibi ne olduğu bilinmeyen, iddianamesi dahi ortada olmayan örgütsel bir yapıyla bağlantı kurulması son derece şaşırtıcı. Herkese basiret diliyorum. Bu bir intikam planıdır. Yargı en doğru kararı verecektir.”
GAZETECİ ÖRGÜTLERİNDEN SELÇUK’UN GÖZALTINA ALINMASINA TEPKİ
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un sabaha karşı evi basılarak gözaltına alınmasına basın örgütleri sert tepki gösterdi. Basın örgütleri, söz konusu durumu darbe dönemindeki gözaltı olaylarına benzetirken, iktidarın muhalif sesleri susturma çabası olduğu görüşünde birleştiler.
Basın örgütlerinin değerlendirmeleri şöyle:
“İKTİDARA KARŞI ÇIKANA TUZAK HALİNE GELDİ”
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi: Devam eden bir soruşturma hakkında yorum yapmanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Böyle bir oluşumla ilgili olduklarını düşünmüyorum. Sadece şoke olduğumu söylemek istiyorum. Birileri sanki bundan haz duyarmış gibi. Bakarsınız eli kanlı birine gayet iyi davranırlar. Bizim tarihimiz bu tür uygulamalarla dolu. Ayıptır, yapana da ayıptır, yaptırana da ayıptır. Bu tür işlemlerden polisin kazancı yoktur. Devlet yıpranır.
TOBB Medya ve İletişim Meclisi Başkanı Vahap Munyar: Meslek büyüğümüz, 83 yaşındaki İlhan Selçuk’un bu sabah saat 04.00’te hem de evine baskın yaparcasına gözaltına alınmasını, gerekçesi ne olursa olsun, şekil açısından doğru bulmadığımızı belirtmek isterim. İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi gibi saygın bir yayın organının başında bulunuyor, devletin sağladığı iki korumayla dolaşıyor, kısacası adresi biliniyor. Selçuk’un başta 12 Mart dönemi olmak üzere geçmiş yıllarda yaşadıkları, onun herhangi bir şekilde emniyetin, savcıların çağrılarına uyduğunu da ortaya koyuyor. Yani, kaçmıyor, göçmüyor. Eğer bir gereği varsa, kendisine haber verildiğinde rahatlıkla emniyete gitmesi söz konusu olan İlhan Selçuk’a dönük gerçekleştirilen uygulama, tüm meslektaşlarımızı derinden üzdü, tepkisine yol açtı. İlhan Selçuk’la ilgili gelişmeleri yakından izliyoruz, gözaltına alınış gerekçesinin ne olduğunun bir an önce açıklanmasını bekliyoruz.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Nazmi Bilgin: Bu konu cadı avı haline gelmiştir. Açılan bir kazana herkesin atılma çabasıdır. Yaşamını demokrasi için veren bir kişinin böyle bir şeyin içine alınması iktidarın kendilerine karşı çıkan herkese bir tuzak haline getirdiği bir olay olarak değerlendiriyorum. Çaresizlik bazen pek çok yanlışlıklar yaptırabilir. Ama bağımsızlığına inandığımız yargının ve emniyet sistemin siyasete alet olmaması gerektiğine inanıyorum.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay: Demokrasiyi, insan haklarını, Avrupa Birliği kriterlerini hiç ağzından düşürmeyen AKP iktidarında bu sabaha karşı evler, basın ?yayın organları basılıyor. 12 Mart ve 12 Eylül Darbe dönemlerindeki uygulamaları hatırlatan gözaltına almalar yaşanıyor. Savcılığın gerekli gördüğü konularda ve davalarda ihtiyaç duyduğu kişilerin ifadesine, bilgisine başvurma hakkı kuşkusuz vardır. Ancak bunun darbe dönemlerinde yaşanan gece yarısı ya da sabaha karşı operasyonları ile yapılmasının artık gerilerde kaldığını sanıyorduk. Öte yandan Gözaltına alınan meslektaşların ortak özellikleri ise yazılarıyla, yayınlarıyla, açıklamalarıyla bugünkü iktidara, bu iktidarın uygulamalarına karşı olmalarıdır. Bu durum ise muhalif yazarlara, yayıncılara, muhalif basına karşı bir sindirme ve korku salma eylemidir.
“DARBE DÖNEMİ UYGULAMALARINI ÇAĞRIŞTIRIYOR”
RTGD Başkanı Metin Özkan: Ne olduğu belirsiz, nereye gideceği konusunda ciddi kuşkuları olan ve iddianamesi bile ortada olmayan bir soruşturma kapsamında bu tür gözaltıları çok şaşırtıcı buluyorum. Türkiye’nin en tanınmış yazarı İlhan Selçuk, sabahın dördünde evi basılıp alelade bir suçlu gibi içeri alınıyorsa, bu süreci ve bu sürecin gideceği noktayı çok iyi tahlil etmek gerek. Bu gözaltı rejimi, geçmişteki 12 Mart gibi ara rejimleri, 12 Eylül gibi darbe günlerindeki uygulamalarını çağrıştırıyor. Üstelik bunlar demokratikleşmenin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin iktidar partisi tarafında olanca gücüyle savunulduğu bir dönemde yapılıyor. Bu uygulama polis devleti imajı veriyor. Şüphesiz ki yargıya herkes gibi biz de güveniyoruz. Ancak, AB reformlarını gerçekleştirmek iddiasıyla iş başında bulunan bir iktidar döneminde İlhan Selçuk gibi yazmanın dışında hiçbir eylemi olmayan birinin böyle kabul edilemez biçimde gözaltına alınmasını kınıyorum.
“GÖZALTINA ALINIŞ BİÇİM ÇOK YANLIŞ, ADRESİ BİLİNİYORDU”
Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Ali Doğanoğlu: Böyle bir şeyi kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bu tür soruşturmalarda yeterli delil ve belge olmadan insanları çeşitli suçlamalar altında bırakarak, kamuoyuna teşhir edilmesi son derece yanlıştır. Başta İlhan Selçuk, olmak üzere gözaltına alınanlar, yıllardır göz önünde olan ve siyasi düşünceleri, görüşleri bilinen insanlardır. bu anlamda yeterli delil ve belge olmadan bu şekilde bu insanların gözaltına alınması çok yanlıştır.
CUMHURİYET OKURLARI GAZETE ÖNÜNDE
Ergenekon operasyonu kapsamında İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasını protesto eden Cumhuriyet okurları, gazetenin Şişli’de bulunan merkez binası önüne gelmeye başladı.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla sabah saatlerinde evinden gözaltına alınan İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor. Gözaltı haberini duyan Cumhuriyet okurları ve çok sayıda kişi gazetenin Şişli’deki merkezine geliyor.
Öte yandan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyaret etti. Cumhuriyet Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ve Yayın Kurulu üyelerine üzüntüsünü ifade eden Tekin, “Yargıya saygılıyız. Eğer bir suç varsa, yargı bunu açığa çıkaracaktır. Yargı sürecinin hızla işlemesini ve saygıdeğer İlhan Selçuk'un neyle suçlandığını öğrenmek istiyoruz” dedi. Selçuk'un gözaltına alınma biçimin de eleştiren Tekin, “Adresi, yeri yurdu belli olan, kaçma ihtimali bulunmayan, Türkiye'nin en saygıdeğer kalemleri arasında bulunan Sayın Selçuk'a reva görülen muamele, vicdanlarımızı yaraladı. Demokrat maskesinin ardına sığınanlar, tek silahı kalem olan yazara apar topar gözaltına alarak, düşünceyi ifade özgürlüğünden ne anladıklarını da gösterdiler. Bu AKP yandaşlarının yalanlarını açığa çıkarmıştır” diye konuştu.
ERGENEKON KAPSAMINDA ARAMA YAPILDI
İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal'a gelen polislerin, mahkemeden çıkartılan karar ile “Ergenekon Soruşturması” kapsamında arama yapılacağını söylediklerini bildirdi.
Önsel, partisinin İstanbul il başkanlığı önünde yaptığı açıklamada, polisin, partilerinin yanı sıra, aynı binadaki Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinde de arama yaptığını belirterek, bu işlemin halen sürdüğünü söyledi.
Polisin arama sırasında içerdeki tüm belgeleri kaydettiğini ifade eden Önsel, “İP ve Ulusal Kanal'da arama yapmaya gelen polisler, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkartılan bir karar ile 'Ergenekon Soruşturması' kapsamında arama yapılacağını söyledi” dedi.
Erkan Önsel, bu soruşturma kapsamında, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, eski İÜ rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da gözaltına alındığını belirtti.
Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı da, kanallarının, “bir saldırı ve yayınını sürdürememe gibi bir durumla karşı karşıya kaldığını” öne sürdü.
“Binadaki aramalarda bilgisayarların hard disklerinin sökülmeye çalışıldığını” kaydeden Büyükdağlı, “bugün baskıya verilecek Aydınlık Dergisinin de basılamama ihtimali olduğunu” söyledi.
ARAMA DEVAM EDİYOR
Polisin aramasını sürdüğü İşçi Partisi ve Ulusal Kanal'ın İstiklal Caddesi'ndeki binasının önünde toplanan yaklaşık 20 kişilik grup, gözaltıları protesto etti. Grup, "AKP İstifa şeklinde" sloganlar attı. Grubun bina önündeki bekleyişi sürerken İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel ve Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı bir açıklama daha yaptı.
Örsel, polisin, partilerinin yanı sıra, aynı binadaki Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinde de arama yaptığını belirtti. Önsel, aramanın hale sürdüğünü ifade ederek "İP ve Ulusal Kanal'da arama yapmaya gelen polisler, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkartılan bir karar ile 'Ergenekon Soruşturması' kapsamında arama yapılacağını söyledi" dedi. Erkan Önsel, bu soruşturma kapsamında, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in yanı sıra Cumhuriyet
Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, eski İÜ rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da gözaltına alındığını açıkladı. Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı da, kanallarının, "bir saldırı ve yayınını sürdürememe gibi bir durumla karşı karşıya kaldığını" iddia etti "Binadaki aramalarda bilgisayarların hard disklerinin sökülmeye çalışıldığını" kaydeden Büyükdağlı, "Bugün baskıya verilecek Aydınlık Dergisinin de basılamama ihtimali olduğunu" söyledi. Büyükdağlı konuşmasına şöyle devam etti: "Bilgisayarlarımıza ve hard disklerimize el konuldu. Ulusal Kanal'ın yayın yapması engellenmeye çalışılıyor. Biz bu operasyonun durdurulması için gerekli başvurularımızı yaptık. Aydınlık Dergisi bu gece baskıya girecekti. Bu durumda nasıl olur bilemiyoruz. Bu operasyonun sinyalleri yaklaşık bir haftadır geliyordu. Olay tamamen Ak Parti'ye açılan kapatma davasıyla bağlantılı"
KONGAR: ”KAYGILIYIZ”
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar, İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasından dolayı kaygılarını dile getirerek, “İki kaygı duyuyoruz. İlki Selçuk’un yaşı ve rahatsızlığından dolayı, ikincisi ise Türkiye’deki basın özgürlüğünden dolayı” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi önünde açıklama yapan Kongar, kamuoyuna ve özellikle hükümet yetkililerini sükunete ve akla davet etti. Türkiye’nin ve İlhan Selçuk’un bu tür krizleri çok yaşadığını belirten Kongar, Selçuk’un sağlık durumu nedeniyle endişe duyduklarını ifade etti. Kongar, “İlhan Selçuk 80 küsür yaşında, 2 kalp krizi geçirmiş ve ciddi kalp damar rahatsızlığı var. Bu kişi, 15 yıldır devletin polisiyle yaşamaktadır, nefes alışı bile izleniyor. Her programı belli olan, şeffaf bir yaşantıya sahip biridir” diye konuştu. Böyle bir kişiye karşı, henüz iddianamesi bile hazırlanmamış bir soruşturma açılmasını anlamlı bulmadıklarını dile getiren Emre Kongar, Türkiye’de bir rejim sorunu yaşandığını vurguladı.
Kongar, Türkiye’deki politikacıların sorun çözmek yerine, sorun yarattıklarını savunarak, AKP’ye yönelik kapatılma davasıyla birlikte Türkiye’de garip olayların yaşanmaya başlandığına dikkat çekti.
Selçuk’un gözaltına alınmasını sadece Cumhuriyet gazetesine değil, bağımsız basına da yapılan bir hareket olarak nitelendiren Kongar, “Biz bu yolda çok şehit verdik. Ama inandığımız temel hak ve özgürlükler yolundaki mücadelemizi engellemedik” dedi.
Kongar, Selçuk’la en son dün akşam görüştüğünü ifade ederek, “Sağlığı açısından çok büyük tehdittir bu. Eğer bu süreçte her hangi bir sağlık problemi yaşarsa, bunun hesabını, bu hareketi yapanlar verecektir” diye konuştu.
Bazı yazarların, 2-3 hafta önce gözaltına dair ip uçları verdiklerini söyleyen Emre Kongar, sözlerine şöyle devam etti:
”Biz 40 kişiyiz bir birimizi biliriz. Bize duyumlar geliyordu, çok ciddiye almadık ya da önemsemedik. Duyuyor ama ihtimal veremiyorduk. El bombası atılan bir gazetenin, Danıştay saldırısının da yer aldığı bir olayla Cumhuriyet gazetesi ve Selçuk’un ilgisinin olması çok ilginç.”
Kongar, 24 saatlik gözaltı süresi dolmadan Selçuk’un avukatıyla görüştürülmeyeceğini hatırlatarak, Selçuk’un sağlığının iyi olduğu haberinin alındığını da aktardı.
Öte yandan, Cumhuriyet gazetesi önünde Selçuk’un gözaltına alınmasını protesto eden grubun bekleyişi sürüyor. Grup, sık sık AKP ve hükümet aleyhine slogan atıyor. Grup, gazetenin bulunduğu sokağı araç trafiğine kapattı.