Güncelleme Tarihi:
Olay, 6 Mart'ta Canik ilçesi, Karşıyaka Mahallesi'nde meydana geldi. İbrahim Zarap, kendisinde kalan kızlarını teslim etmek için 3 sene önce boşandığı Emriye Metoğlu ile ilçe meydanında buluştu. Zarap, bir anda Emriye Metoğlu'na tekme- tokat saldırdı. İbrahim Zarap'ın yere yığılan Metoğlu'nu dövdüğü anlar çevredekiler tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülendi.
Yüzüne ve başına aldığı darbeler nedeniyle tanınmaz hale gelen Metoğlu, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlilerince yapılan ilk müdahalesinin ardından Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılırken, İbrahim Zarap polis ekiplerince gözaltına alındı. Emriye Metoğlu, hastanede süren 5 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Zarap, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Zarap, hakkında savcının hazırladığı iddianame tamamlandı.
İLK KEZ HAKİM KARŞISINDA
İddianamede hakkında 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'mala zarar verme' suçlarından 18 yıla kadar hapsi istenen Zarap, bugün ilk kez 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık İbrahim Zarap duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılırken, Emriye Metoğlu'nun yanı sıra kardeşi Rümeysa, annesi Dursune, ve babası İsmail Metoğlu ile avukatları İslam Gezer de salonda hazır bulundu. Duruşmada Metoğlu'na destek için Türkiye'de birçok ilden avukatın yanı sıra kadın platform temsilcileri de hazır bulundu.
'ÖLDÜRMEK NİYETİNDE DEĞİLDİM, HAYATTA OLMASINDAN BELLİ ZATEN'
Duruşmada savunma yapan Zarap, darbettiği eşinden özür dileyip, "Telefonu elime aldığımda ekranı kırılmıştı, ben de sinirlendim yere attım. Çok pişmanım keşke olmasaydı. Ben sineye çektim ama o benim hakkımda televizyonlarda yalan konuştu. Affınıza sığınıyorum, bu olay bilinç kaybımla oldu, öldürmek niyetinde değildim. Hayatta olmasından belli zaten, öldürmek isteyen olaya devam ederdi. Olay yerine geldiğimde 'Sana çocuğu göstermeyeceğim' dedi, tehdit edince bilincimi kaybettim. Bilinçsizce oldu, olayın başını ve sonunu hatırlıyorum sadece. Bilinç kaybıyla yaptım, özür diliyorum beni affetsin. Olay öfke patlamasıyla oldu, çok pişmanım. Videoyu izleyemedim, çocuğumun önünde olduğu için çok pişmanım, keşke olmasaydı. O gün saat 17.00-18.00 gibi içmeye başladım. Çocuk annemdeydi" dedi.
10 DAKİKADA TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Davada tanıklar dinlendi. Mahkeme heyeti, yaklaşık 10 dakika sürenin ardından sanık Zarap'ın tutukluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 11 Mayıs'a erteledi.
METOĞLU: O PİŞKİN SAVUNMASINDAN SONRA TEKRAR NEFRET ETTİM
Emriye Metoğlu, davanın ilk duruşmasının ardından konuştu. Emriye Metoğlu, "Buraya dimdik ve güvenerek geldim. Ben yeni yeni toparlamaya başladım, çocuğum da tedavi altında. Çocuğum, babasının adını bile anmıyor, bahsetmiyor. Kadın platformlarına da çok teşekkür ediyorum, hep yanımda oldular. O pişkin savunmalarını gördükten sonra bir kez daha nefret ettim" dedi.
İlk celsenin tamamlandığını ve tanıkların dinlediğini ifade eden Avukat Elif Büşra Berber de "Sanığın savunması alındı. Savcı, iddianameden tüm maddeleri sevk etti. Yani 'kasten adam öldürmeye teşebbüs'ten yargılanacak. Biz de bu yönde karar istiyorduk. Sanık, kasten adam öldürmeye teşebbüs etti, aslında müvekkilimizin öldüğünü sanarak bıraktığını, yoksa ölmediğini anladığında bu eylemi tamamlayacağını düşünüyoruz. Mahkeme heyeti tutukluluğun devamına karar verdi. Bize umut olan şey mahkeme heyetinin de bizim gördüklerimizi görmesi ve acımıza ortak olmasıydı. Sanık Türk Ceza Kanunu'nda olan tüm indirim hallerinden yararlanmak için akla mantığa uymayan iftiralarda, beyanlarda bulundu. Sanığın avukatı kendi müvekkilinin asabi kişilik olduğunu itiraf etti. Biz bu beyanın hükme esas alınması için uğraşacağız. Sanığın kendini aldatıldığını öğrendiğini, bu yüzden müvekkilimize saldırdığını, müvekkilimizin aslında başka suçlara bulaştığını söyledi yani iftira attı kendisine. 'Ben evliyken aldatıldım sadece olaydan 1 hafta önce öğrendim' diyor. Sadakat hükmü boşandıktan sonra sona erer" diye konuştu.
İddianamedeki tüm sevk maddelerinin savcının mütalaasına yansıdığını belirten Avukat İslam Gezer ise şunları söyledi:
"Sanığın ve müdaafinin hiçbir savunmasının akla ve mantığa uyan tarafı yoktur. 'Çocuğumu göstermeyeceğim' dediği için tahrik olduğunu ve kendini kaybederek gerçekleştirdiğini ifade etti. Düşünülmesi gereken nokta şudur; çocuğunu görememe gibi acısı varsa icra dairelerine başvurup çocuk icrası başlatabilir. Veyahut Aile Mahkemesi'ne başvurabilir, velayetin değiştirilmesini talep edebilir. Ancak sanık, kendi çocuğunu üç ayda bir görüyor ve sonrasında görmüyor. Müvekkilim de bu yönde beyanlarda bulunmuştur. Hiçbir sebep, bu eylemi haklı gösteremez. Tanık beyanı şudur; kadının kafasını alarak defalarca yere çarptı. Bu eylem kasten adam öldürme eylemi değil de nedir? Tüm tanıklar aynı şekilde beyan etmiştir. 'Biz olay yerine gittiğimizde kadını öldü sandık, o yüzden ambulans çağırdık, sanığı yakalamaya çalıştık' diyor. Mutluyuz önümüzdeki celse karar duruşması olacak. Memlekete hiçbir kadın, çocuk yalnız yürümeyecek. Sanığın savunmaları senaryo üzerine kuruludur. Her cümlesi senaryo ve iftira üzerinedir. Boşanmış eşler arasında sadakat hükmü kalkar. Sanık iftiradan öteye geçemeyen beyanlarda bulunmuştur. Dolayısıyla biz, hiçbir indirim almadan doğrudan sevk maddelerinin uygulanmasını talep ediyoruz. Ortada tutarlı savunma olmadığı için indirim de beklemiyoruz."