Güncelleme Tarihi:
İşte AK Parti’nin dünkü olağanüstü kongresi de bu atmosferi yansıttı. Davutoğlu, karşılandığı gibi ‘iltifatla’ uğurlandı. Yeni genel başkan adayı da ‘aynı tonla’ karşılandı. Aslında, bu ‘eşit ve standart muamele’ yapay bir görüntü veriyor. Çünkü çoğumuz biliyoruz ki, kapalı kapılar ardında yaşananlar bu kadar zarif bir şekilde gerçekleşmedi. Davutoğlu ile Yıldırım’ın arası 12 Eylül kongresinden bu yana hiç iyi olmadı. Bu nedenle salona bakıldığında, “Burada yapılanlar, zorunlu karşılama-uğurlama törenidir. Aslolan parti yönetimi için uygun formatın nasıl oluşturulduğudur” mesajı okunuyor. Bu yüzdendir ki; hiç kimse “parti içi yarış, parti içi demokrasi, tabandan gelen kazandı, delegelerin zaferi” gibi parti kongrelerinde sıkça kullanılan bildik sözleri etmiyor.
YILDIRIM’IN ŞANSI
Binali Yıldırım’ın, bir kez daha genel başkan değişikliğini izah etme güçlüğü nedeniyle görev süresince ‘daha şanslı’ olacağı dile getiriliyor. Yıldırım’ın ‘durumu idare etme kabiliyetinin’ Davutoğlu’ndan daha gelişkin olduğunu söyleyenler de var. Ayrıca, pratik ve esnek kimliğinin ‘tüm ilişkileri’ yönetmekte işine yarayacağı ifade ediliyor. Ancak Yıldırım’ı tanıyanlar, ‘düşük profil-muavin’ gibi yaklaşımlardan hoşlanmadığını, en azından Erdoğan’la sürdüreceği ilişki bu dahi olsa, nitelendirilmesinden rahatsız olduğunu dile getiriyorlar. Yıldırım’ın en büyük eksiğinin ‘siyaset üretme’ konusunda olacağı söyleniyor. Erdoğan’ı idare etmenin yanı sıra ‘masayı (Bakanlar Kurulu- MKYK) idare etme’ sorunu yaşanacak mı? Önümüzdeki günlerde göreceğiz...