Güncelleme Tarihi:
7 aylıkken geçirdiği menenjit hastalığı nedeniyle görme duyusunu kaybeden Levent Karadöl, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde psikolog olarak çalışmaya başladı. Karadöl’ün araçlara ilgisi ise çocukluğunda başladı. Oyuncak arabaları söküp tamir eden Karadöl, 1993 yılında babasının aldığı otomobil arızalı çıkınca, onunla birlikte sık sık sanayiye gitti. Sanayide araçların parçalarını öğrenen Karadöl, hangi parçanın hangi sesi çıkardığını dinleyerek keşfetti. Karadöl, daha sonra da araçlardaki arızaları motor sesini dinleyerek tespit etmeye başladı. Otomobillerle ilgili bilgisi ve yorumlarıyla herkesi şaşırtan Karadöl, çevresindeki arkadaşlarına ikinci el araç alırken rehberlik de yapar duruma geldi.
Araçlardaki teknik bilgisine güvenen Karadöl, "Arızaları bulmaya başlayınca, bu tutku bana daha da yapıştı. Beraber çalıştığım arkadaşlar ikinci el otomobil alırken bana dinletir ve aracı öyle alırlar. Kendi arabalarında bir arıza çıktığında, arızayı bana dinletirler, ben arızayı söylerim. Ustalarına giderler ve parçaları değiştirirler" dedi.
2005 yılından sonra internet ve telefonun yaygınlaşmasının kendisini geliştirmesi adına etkili olduğunu söyleyen Karadöl, "İnternetin hayatımıza girmesi ve görme engelliler için, konuşan ekran okuyucu programlar ve telefonlar çıktıktan sonra benim işim çok kolaylaştı. İnternetten araçları ve parçaları araştırarak bugüne kadar geldim, çevremde bu işten anlayanlar mühendis düzeyinde benim bu işi bildiğimi söylüyorlar bu da beni çok mutlu ediyor" diye konuştu.
FORMULA 1 TUTKUSU
İşten kalan zamanda sosyal medya hesaplarından araçlar hakkında çektiği videolarla araç kullanıcılarına rehberlik yapan Karadöl, aynı zamanda Formula 1 hayranı olduğunu da söyledi. Karadöl, "F1 aslında takımlar arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Performans kısıtlamalarına gidiyor, bir şeylere izin veriyor, başka bir şeylere izin vermiyor. Benim ilk izlemeye başladığım yıllardaki F1 çok zevkli bir F1di. V12 motorlarla başladık, sonra V10a düştü. Sonra V8e düştü ve şimdi V6 motorlarla yarış yapılıyor. Türkiye Grand Prixi için konuşmak gerekirse, ülkemiz için çok güzel bir şey, daha önce 2005 ile 2011 arasında kesintisiz bir şekilde yapıldı. 9 yıl sonra koronavirüsten dolayı bize bir piyango çıktı. Bu yarış takvimde kalıcı olarak görünmüyor ama inşallah kalıcı olur" diye konuştu.
’DÜNYA ENGELLİLER HIZ REKORUNU KIRMAK İSTİYORUM’
Levent Karadöl, otomobiller üzerine bu kadar bilgisini insanlarla paylaşmak için imkanlar aradığını söyleyerek, "Üç tane hayalim var. Hayatımın en büyük tutku anlamında yerini işgal eden F1in otomobiline dokunmak istiyorum. İkinci olarak İngiliz rekortmen Mike Newman'ın 320 kilometrelik dünya engelliler hız rekorunu kırmak istiyorum. Son olarak da bir dergide ya da televizyonda otomobiller hakkında yazıp ya da konuşabileceğim bir test editörlüğü yapmak istiyorum. Çünkü kendimi bu konuda çok iyi yetiştirdiğimi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.