Güncelleme Tarihi:
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, dün A.Ş. hakkındaki davayı, “yargılama şartı olan soruşturma izni alınmadan doğrudan açıldığı” gerekçesiyle “yargılamanın durmasına” karar verdi. Dosya, “gereğinin yerine getirilmesi için” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
SAVCILIK GÖRÜŞÜ DEĞİŞTİRDİ
Daha önce olayı “görev suçu” olarak görmeyip soruşturmayı tamamlayan ve A.Ş’ye dava açan Başsavcılık, iddianamenin gönderildiği 6. Ağır Ceza’nın talebi üzerine baktığı dosyada görüş değiştirdi. Savcılığın, “görev suçu” tanımını yerinde gören mahkemede polis A.Ş’nin olay yerinde “idari görevli” olduğuna dikkat çekti. Ankara Valiliği’nden izin alınmadan hakkında soruşturma yürütülemeyeceğine karar verdi.
SORUŞTURMA İZNİ İSTENECEK
Mahkemenin bu kararı ışığında davada başa dönülecek. Tutuklanmayan, tutuklanmamasına itiraz edilmeyen, bilirkişi raporundaki aksi ifadelere rağmen iddianamede vücuduna gelen taşlar nedeniyle silahını kalabalığa yönelttiği savunulan polis A.Ş için soruşturma izni istenecek.
SARISÜLÜK AİLESİNİN AVUKATLARI İTİRAZ EDECEKLER
Sarısülük ailesinin avukatları bir hafta içinde karara “öldürme görev suçu sayılamaz” diye Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz edecekler. İtiraz sonucunda karar değişmezse; Savcılık Ankara Valiliği’ne başvurup, A.Ş için soruşturma izni isteyecek. Bu talebi Ankara Valisi Alaaddin Yüksel karara bağlayacak. Soruşturma izni verilirse davanın görülmesine başlanacak. İzin çıkmazsa yargılama duracak. Bu kez Sarısülük ailesinin avukatları soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılması için idari yargıda dava açacak.
A.Ş GÖREVİNE DEVAM EDECEK
İdari yargıdan çıkacak karara da tarafların itiraz yolu açık olacak. İptal davasından sonuç alınırsa idari yargı izin verirse bu kez yargılama başlayacak. Bu süreç de uzun bir zaman alacak. Yargılama sürecinde tutuksuz yargılanan açığa da alınmayan A.Ş görevine devam edecek. İdari yargıdan da izin çıkmazsa A.Ş tek bir gün yargılanmadan dava kapanacak.
DURDURMA KARARI KARAR NASIL VERİLDİ
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, A.Ş hakkında, “meşru müdafaa” gerekçesiyle indirimli ceza talebinde bulunulan iddianameyi kabul ettikten bir gün sonra, savcılığa başvurdu ve konuya ilişkin soruşturmanın izin gerektirip gerektirmediğinin değerlendirilmesini istedi. A.Ş’ye soruşturma yapıp dava açan savcılık, bu kez anayasa ve ilgili yasalara göre polisin “idari görevli olarak bulunduğu yerde eylemi gerçekleştirdiği” görüşünü bildirdi.
İDARİ GÖREVLİ, SİLAH YETKİSİ VAR
Mahkeme A.Ş hakkındaki yargılamanın durdurularak, 4483 sayılı Memurların Yargılanması Hakkında Kanun’a göre Ankara Valiliği’nden soruşturma izni istenmesine hükmetti. Kararda, görev sebebiyle işlenen suçlarda soruşturma açabilmek için yetkili amirin izninin gerektiği belirtildi. İzin konusundaki ölçütün “idari görevli” sayılıp sayılmadığında düğümlendiği vurgulandı. A.Ş’nin Çevik Kuvvet emrinde çalıştığı, Çevik Kuvvet Yönetmeliği’ne göre “idari görev” yaptığı belirtildi. Çevik Kuvvet’in görevlerinin “önleyici, caydırıcı, düzenleyici ve koruyucu” nitelikte olduğu belirtilen karar şöyle:
“Suç tarihinde idari görevi sebebiyle olay yerinde bulunan ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 16. maddesine göre silah kullanma yetkisine de haiz sanığın, idari görevi sebebiyle işlediği iddia olunan suçtan yargılanabilmesi için yetkili merci tarafından verilmiş soruşturma izni gerektiği halde bu izin alınmadan doğrudan soruşturma yapılarak kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında yargılama şartı gerçekleşmediğinden davanın durmasına karar verilmiştir.”
EMNİYET AVUKAT TAHSİS ETMİŞ
Sarısülük’ü vurduğu için hakkında dava açılan A.Ş’ye Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’nden bir avukat tahsis edildiği de belirlendi. A.Ş’yi Emniyet Hukuk Müşavirliği’nde görevli avukat Nilgün Duman ile iki serbest avukat birlikte savunacak. Polislere görevlerinden dolayı açılan davalarda avukat atanması için Vali ve İl Emniyet Müdürü’nün uygun bulması şartı var.
SARISÜLÜK AİLESİ AİHM’E GİDİYOR
SARISÜLÜK ailesinin avukatı Kazım Bayraktar Hürriyet’e iç hukuktan umutlarının tükendiğini önce Anayasa Mahkemesi’ne ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne “adil yargılanma hakkının ihlali” başvurusu yapacaklarını söyledi. Bayraktar, “Bir polis memurunun önce tekme atıp sonra ateş ederek birini öldürmesi görevle ilgili değildir. Yargılama izni istenebilmesi için suçun görevle ilgili olması gerekir. İdari olarak ateş emri verilseydi belki bu tartışılabilirdi. Ama ‘ateş etme emri’ verilmemiş. Görev sınırının aşılması sözkonusu. Görevini yaparken ama görevi dışında işlenmiş bir suçtur. Bu nedenle mahkeme kararı bu yönüyle de hukuka aykırıdır. Ucube davada top yeniden idareye siyasi iktidarın emrindeki Valiliğe atılmıştır” diye konuştu.