Güncelleme Tarihi:
Kasım ayındaki ABD seçimlerinde İnternet'in mucidi Al Gore, şefkatli kovboy Bush'a karşı
ABD'de 7 Kasım günü yapılacak seçimler sadece bu ülkeyi ve halkını
değil, artık ‘‘global köy’’ diye nitelenen dünyayı ilgilendiriyor. Beyaz Saray'ın yeni ev sahibi, Balkan-lar'dan Uzak Doğu'ya kadar
geniş bir coğrafyada gelecek dört yılın siyasi ve ekonomik olaylarının şekillen-mesinde önemli bir rol oynayacak.
Gore büyük gaf ustası
Gore'un en büyük gafı, İnternet'i icat ettiğini söylemesi oldu. Gore, siyasette pozisyon değiştirmesiyle de biliniyor.
Al Gore, Tennessee'de tütün yetiştirerek büyüdüğünü ve bundan büyük zevk aldığını söylemişti. Şimdi, Al Gore'un savaş açtığı dev şirketler arasında sigara firmaları da bulunuyor. Al Gore, kürtaj konusunda da fikir değiştirdi. Al Gore'un ziyaret ettiği bir Budist Tapınağı'nda Demokrat Parti için bağış toplanıyordu. Müfettişler sorgulayınca, Al Gore, ‘‘haberim yoktu, ben çay içiyordum’’ dedi.
Fenomen siyasi Al Gore'dan bazı ilginç seçmeler şöyle:
Olacak ya da olmayacak her şeye karşı hazırlıklıyız.
NASA için öncelik daima uzaydır.
Yahudi soykırımı ulusal tarihimizin kötü dönemidir. Pardon, bu çağın kötü bir dönemidir.
Geçenlerde Latin Amerika'yı ziyaret ettim. Latince bilmediğime çok üzgünüm.
İnsanlık, artık güneş sistemi içindeki yerini almalıdır.
Sorun ben değilim, çünkü ben Demokrat Parti'denim.
Gelecek, yarın daha iyi olacak.
Demokratlar, anne ile çocuk arasındaki bağları iyi anlar.
Mars ile aynı yörüngedeyiz. Orada su varsa oksijen de vardır. Yani nefes alabiliriz.
Sütçülüğün ne demek olduğunu iyi bilirim. Çiftlikte büyüdüm.
Ben ve Tipper, ünlü Aşk Hikayesi romanına esin kaynağı olduk.
Amerikalı seçmenin oy kulübesindeki politik hareket tarzı belki de tahayyül edebileceğinin çok ötesinde anlamlar taşıyor. Uluslararası terörizm, uyuşturucu madde kaçakçılığı, ticaret politikaları, demokratikleşme, kitle imha silahları, bölgesel ve yerel sorunlar gibi ciddi meseleler, Amerikalı'nın 7 Kasım'da kullanacağı oyla çok yakından ilintili.
Seçimi ya Demokrat Parti Adayı Al Gore ya da Cumhuriyetçi Parti Adayı George W. Bush kazanacak. Diğer adayların hiçbir şansı yok. Son kamuoyu yoklamaları, her iki adayı ‘‘başabaş’’ gösterirken, Gore, son birkaç haftadır sürekli zemin kazanıyor. Gore, özellikle kadınlar arasında Bush'un iki misli oya sahip.
Adayların ikisi de bir Ronald Reagan ya da bir Bill Clinton değil. Gore da, Bush da, kitleleri ateşleyici, halkla kolaylıkla sıcak bağlantı kurabilen siyasi yeteneklerden ve karizmadan çok uzak kişilikler.
Ancak, hem Al Gore hem de George W. Bush ‘‘bir gün başkan olacaksın’’ diye büyütülmüş. Siyasi eliti temsil eden ailelerin erkek çocukları...
Bunca tecrübelerine rağmen, her iki aday da potları, abuk subuk vaatleri ve hareketleri yüzünden sık sık ‘‘güldürü malzemesi’’ olmaktan kurtulamıyorlar.
TAHTA KUKLA
Washington'daki söylentilere göre, Başkan Bill Clinton bile, bir keresinde, sekiz yıl yardımcılığını yapan Al Gore için ‘‘tahta bir kukla gibi’’ tanımlaması yaptı. Gore, gerçekten de hareket ederken, mekanik bir robot gibi kımıldıyor.
31 Mart 1948'de Tennessee'de doğan Gore, Senatör Albert Gore'un oğlu. 29 yıldır Tipper Gore ile evli ve bir torun sahibi. Vietnam Savaşı'nda hizmet verdi. Harvard Üniversitesi'nden lisans diploması var ve hukuk eğitimini yarıda bıraktı. Gazetecilik, Temsilciler Meclisi üyeliği ve Senatörlük yaptıktan sonra da sekiz yıl Başkan Clinton'ın yardımcısı olarak çalıştı.
Al Gore, karizmadan yoksun olduğunu kendisi de kabul ederek, ‘‘önemli olan kimin hangi konuda ne yapacağı? Ben halkın adamıyım ve güçlülere karşı savaşıyorum’’ diyor. Gore, karşı olduğunu söylediği dev şirketlerden bağış da alıyor.
YAKILAN 500 AŞK MEKTUBU
Al Gore, yaşamı boyunca eşi Tipper dahil sadece ‘‘iki’’ kadınla birlikte oldu. Al Gore'un ilk aşkı hala Tennessee'de yaşayan emekli hemşire Donna Armistead idi. Gore, beş yıl Donna ile aşk yaşadı. Evlilik konuşuldu ve Gore, Donna'ya yüzük bile verdi. Gore, üniversiteye daha iyi hazırlanmak için uzaktaki bir okula gittiği dönemde Donna'ya şiirlerle bezenmiş 500 ayrı aşk mektubu yazdı.
Döndüğünde, Al ve Donna bir gece baloya gittiler. Al, o gece gördüğü Mary Elizabeth Tipper Aitcheson'a aşık oldu. Al, Donna'ya bir ayrılık mektubu yazarak ilişkisine son verdi. Donna Armistead, Al ile sık sık birlikte gittikleri dere kenarında 500 aşk mektubunu acısından ve sinirinden yaktı.
Al, Tipper ile evlendi ve şimdi dört çocuk ve bir de torun sahibi. Donna'nın da torunları var. Donna Armistead, ‘‘ABD'nin Başkanı olması söz konusu olan biriyle birlikte olmaktan gurur duyuyorum. Ben de First Lady olabilirdim’’ diyor.
PREZERVATİF KULLAN DEMEDİ
Eski Başkan'ın oğlu George W. Bush, 6 Temmuz 1946, Teksas doğumlu. Petrolcü ve siyasette çok aktif bir aileden geliyor. Yale Üniversitesi'nden lisans ve Harvard'dan da yüksek lisans dereceleri var.
Gençlik yılları, hızlı arabalar, değişik kadınlar, alkol ve uyuşturucu ile geçmiş. ‘‘Kokain kullandınız mı?’’ sorusuna cevabı ‘‘son 25 yıldır hayır’’ şeklinde. Biraz, Clinton'ın marijuana kullanımını anımsatıyor. Bush, bir keresinde sarhoşken yumruklarını sıkarak babasına ‘‘gel kapışalım’’ demiş. Babasının, kendisine seks konusunda nasihat vermediğinden yakınarak, ‘‘Çok utangaçtı. Oğlum, dikkat et ve prezervatif kullan demedi asla’’ diyor.
Alkolizmin sınırında dolaşırken eşi Laura'nın rest çekmesi ve Tanrı'yı bulmasıyla bu alışkanlığından vazgeçtiğini söylüyor. Babasının nüfuzunu kullanarak Vietnam'a gitmediği ve askerliğini Teksas'ta yaptığı belirtiliyor.
İki dönemdir Teksas Valisi olan George W. Bush'un seçim sloganı ‘‘şefkatli muhafazakarlık.’’
‘‘Şefkatli’’ Vali George W. Bush, Teksas'ta 137 idama yeşil ışık yaktı. İdam cezasına şiddetle karşı olan Oscar ödüllü film yıldızı Susan Sarandon, ‘‘Bush'un ellerinde kan var’’ diyor. Ünlü yönetmen Robert Altman, George W. Bush başkan seçilirse Fransa'ya yerleşeceğini açıkladı.
Bush, bir keresinde yanlışlıkla Pakistan'daki askeri darbeyi savundu. Ancak, çevresinde çok deneyimli ve Türkiye'yi iyi bilen bir dış politika ve ulusal güvenlik ekibi var.
NELER VAAT EDİYORLAR
Kasım 2000 seçim kampanyasının ana konularını, eğitim, sosyal güvenlik ve sağlık yardımı politikaları, vergiler, ekonomi, suç, çevre ve dış politika oluşturuyor.
Sekiz yıllık devlet göreviyle Gore'un, daha deneyimli olduğu kabul ediliyor. Ancak, Clinton'a ve seks skandallarına göndermede bulunan Bush, ‘‘Beyaz Saray'da onuru yeniden hakim kılmak’’ tezini çok işliyor. Al Gore, sağlık ve sosyal yardım politikalarını genişleteceğini, dar gelirlilerin eğitim olanaklarını artıracağını, bütçe artısını iç borçları kapatmak için kullanacağını belirtiyor. Bush, vergilerde kesinti yapacağına söz veriyor. George W. Bush, sosyal yardımlarda geriye adım atılmayacağına söz vererek, eğitimde ağırlığı eyaletlere bırakmayı savunuyor.
Bush'a göre, karada tek kurşun bile sıkmadan ve tarihte ilk defa sadece hava harekatıyla Yugoslavya'yı dize getiren ABD Silahlı Kuvvetleri ‘‘acınacak’’ durumda. Bush, savunma bütçesini ve personel maaşlarını artıracağına ve ‘‘yıldız savaşları’’ diye bilinen füze savunma sistemini kuracağına söz verdi.
SEÇİMLERİN ANATOMİSİ
Amerikalı seçmen oy kulübesine girdiğinde aslında ‘‘ikinci seçmen’’i seçiyor. Her eyaletin, nüfusuyla orantılı olarak ikinci seçmenleri bulunuyor.
En az 270 ikinci seçmen kazanan aday başkan oluyor. Bir eyalette, bir oy farkıyla bile, bütün ikinci seçmenler kazanılıyor. En büyük eyaletlerden California'nın 54, New York'un 33, Teksas'ın 32 ve Florida'nın da 25 ikinci seçmeni bulunuyor.
Seçim kampanyası, Michigan, Illinois, Pennsylvania ve Ohio gibi 10'dan fazla ikinci seçmeni bulunan kararsız eyaletlerin ‘‘belirleyici’’ olacağını gösteriyor. New York ve California'yı Gore'un, Texas ve Florida'yı Bush'un kazanacağı kuvvetle tahmin ediliyor.
7 Kasım seçimlerinde, Temsilciler Meclisi'nin tümüyle, Senato ve eyalet valiliklerinin üçte biri de yenilenecek. Ayrıca, birçok yerde yerel bazda referandumlar yapılacak ve eyalet meclislerinin yeni üyeleri seçilecek.
Halen, Amerikan Kongresi'nin her iki kanadında da Cumhuriyetçi Parti'nin çoğunluğu hakim. Ancak, Temsilciler Meclisi'nin Demokratlar'ın eline geçmesi ihtimal dahilinde. Cumhuriyetçiler, halen altı koltukla öndeler.
Başkan yardımcısı adaylarıyla çok dalga geçiliyor
Bir kamuoyu yoklaması, halkın, ‘‘Survivor’’ dizisinin galibi ‘‘gay’’ Richard Hatch'in, başkan yardımcısı adaylarından çok daha iyi tanındığını gösterdi.
‘‘Hatch’’ tüm modern olanaklardan yoksun ıssız bir adada fare yiyip ayakta kalma başarısını göstererek bir milyon dolar kazanmıştı. Richard Hatch, ‘‘ünlü’’ biri haline geldi.
Amerikalılar'ın yüzde 84'ünün Richard Hatch'i tanıdığı, ancak başkan yardımcısı adayları Joseph Lieberman (Demokrat) ve Dick Cheney'yi (Cumhuriyetçi) tanıyanların oranının yüzde 20'de kaldığı ortaya çıktı.
Cheney ve Lieberman için, dişçi, muhasebeci, bilgisayarcı ve basketbol hocası gibi tanımlamalarda bulunanlar oldu.
ABD'de, Başkan'ın ölmesi halinde yardımcısı yerini alıyor.
Ünlü komedyenler Jay Leno ve David Letterman, başkan yardımcısı adaylarını bol bol güldürü konusu yapıyorlar. İşte birkaç örnek:
Cheney'nin yanından geçmeyin kalbi infilak edebilir. Cheney, bir kaç kez kalp krizi geçirmişti.
‘‘Gore ve Lieberman’’ isimleri yanyana gelince trafik davalarına bakan bir avukatlık firmasını anımsatıyor.
Cheney, Bush'un gözüne girmek için memleketi Wyoming'de 44 kişiyi idam etti.
Dick Cheney, kadınlara Merkez Bankası Başkanı olduğunu söyleyerek eve götürme planı uyguluyor.