Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün AK Parti’nin Sakarya ve Kocaeli Olağan İl Kongreleri’nde özetle şunları söyledi:
YENİ BİR DÖNEMİN ARİFESİNDEYİZ
Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Elbette her şey güllük gülistanlık değil, hala çözmemiz gereken sıkıntılar, aşmamız gereken engeller var. Bir yandan mevcut sıkıntılarla uğraşırken, diğer yandan ülkemizin önündeki fırsatları değerlendireceğimiz bir irade ortaya koymak mecburiyetindeyiz.
Kimi zaman günlük sıkıntıların, konjonktürel dalgalanmaların, karamsarlık pompalayan kifayetsizlerin etkisiyle morali bozulan vatandaşlarımız olduğunu görüyoruz. Şundan her bir insanımız emin olsun. Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir. Vatandaşlarımızdan biraz daha sabır, biraz daha gayret, biraz daha destek istiyoruz.
İLERİ GERİ KONUŞUYORLAR
Ne diyorlar? Türkiye’nin Suriye’de ne işi var? Bunu diyecek kadar kendi tarihini bilmeyenleri kültür ve medeniyet değerlerimizden yoksun olanları görüyoruz. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık. Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Bunu da şikayet ederek değil muhacirlere ensar olma şuuruyla yaptık.
GÜÇLÜ LİDERLİĞE İHTİYAÇ
Rabb’im ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin diyorum. İşte bunun için AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın önümüzdeki dönemde de sonraki dönemlerde de devam etmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye’nin bu güçlü liderliğe ihtiyacı var. Türkiye’nin AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın vizyonuna ihtiyacı var. Bunu asla kendi siyasi hırslarımızın bir ifadesi olarak değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği ile ilgili projeksiyonlarımızın bir gereği olarak dile getiriyoruz.
TÜRKİYE KÜRESEL AKTÖR
Ülkemizin en büyük şansı tüm bu krizlerde Türkiye’nin kaptan köşkünde AK Parti’nin olmasıdır. Dünya bir yanda Rusya Devlet Başkanı Putin, diğer yanda Amerika’nın müstakbel başkanı Trump gibi güçlü liderlerin oyun sahasına dönüşmüş durumdadır. Aynı şekilde Çin’den Avrupa’ya nice aktör bu acımasız oyunda kendilerine etkin roller edinme peşindeler. 22 yıllık iktidarımızda sağladığımız siyasi, ekonomik, diplomatik kazanımlar sayesinde artık Türkiye de bu küresel oyunun önemli aktörleri arasına girmiştir. Türkiye’yi, bölgesel ve küresel her önemli meselede görüşü sorulan, duruşu merak edilen, tercihi dengeleri değiştiren bir ülke haline getirdik.”
ÖZGÜR BEY NE OLDU NİYE GİTMEDİN?
- Erdoğan Esad üzerinden CHP Lideri Özgür Özel’e de şöyle yüklendi: “Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esad dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam’daki yeraltı hapishaneleridir. Suriyeli, Afgan ve yabancılara düşmanlık üzerinden siyaset yapanların varlık sebepleri ortadan kalktığına göre, millete ne diyeceklerini merak ediyoruz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Ülkemizdeki Suriyelilerin yıllarca vatanlarına dönemediklerinin nedeni o hapishanedeki işkence aletleridir. Vahşet hikayelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor. CHP Genel Başkanı Esad’ın af reklamını yapmıştı. Esad’ı ziyarete gidecekti ya. Özgür Bey ne oldu, niye gitmedin ya? Azıcık insani duyarlılıkları varsa, siyasete tövbe eder.”
ESAD PILINI PIRTISINI TOPLAYIP KAÇTI
Suriye’de 2011’de başlayan iç çatışmalar kardeşlik iklimini başka boyuta taşıdı. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık. Asla geri adım atmadık. Neticede kim haklı çıktı? Allah’a hamdolsun biz haklı çıktık. Esad pılını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı.
Suriyeli kardeşlerimiz, geçici bir yönetim oluşturup, düzeni ve güvenliği sağlamaya başladılar. Suriye’de evi, işyeri, arazisi, akrabası olan misafirlerimiz de yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti.
KALANLARIN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR
İnşallah Suriye’nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden ve işgalcilerden temizleyerek, bu kardeşlerimizin tamamının yuvalarına kavuşması için gereken zemini oluşturacağız. Tabii birikimleriyle, işiyle, kabiliyetleriyle, emeğiyle, üretimiyle ülkemize katkı vererek burada kalmak isteyenlerin de başımızın üstünde yeri vardır. Önemli olan, ister kendi ülkesinde, ister burada kardeşlerimizin huzur içinde yaşamaları, geleceklerine güvenle bakabilmeleridir.”