Gönülçelen’de kendimi anlatıyorum

Güncelleme Tarihi:

Gönülçelen’de kendimi anlatıyorum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2001 00:00

Gönülçelen, J.D Salinger'in 'The Catcher in the Rye' adlı romanının Türkçe'ye çevrilmiÅŸ (biraz da uydurulmuÅŸ!) adı. Holden Caulfield anti-kahramanında kendini bulmuÅŸ milyonlarca ergenden biri olarak, Gönülçelen benim kendimi anlattığım bir kod:GönülçelenAynı anda utanmadanHem kırıcı, hem kırılganYordun beni gönülçelen...GönülçelenBiraz gerçek, biraz yalanHem yarabandım, hem yaramBitsin artık gönülçelenAlbümde 10 tane parça var, sekizinin sözleri benim. DiÄŸer ikisi Barış Manço'nun 'Anlıyorsun DeÄŸil mi?' ve Özdemir ErdoÄŸan'ın 'Sevdim Seni Bir Kere' adlı parçaları. Sevgi anlaÅŸmak deÄŸildirNedensiz de sevilirBazen küçük bir an içinÖmür bile verilirSarkıları oluÅŸtururken dikkat ettiÄŸim, önem verdiÄŸim birÅŸey oldu; ÅŸarkıların hepsinin tek elden, tek bir hayattan çıktığı hissini vermeye çalıştım. Yarattığım Ruhi adında bir karakterin 8-10'lu yaÅŸlarından, ölümüne deÄŸin geçen (40'lı yaÅŸlar) zaman arasındaki anları, 8 parçaya sığdırmaya çalıştım. Ä°stanbul'da Sonbahar parçası, mesela, bu karakterin 'aÅŸk-nefret'ini yönelttiÄŸi kent olan Ä°stanbul üzerine bir ÅŸarkı. Ä°stanbul ve özlenen kadın bazen yer deÄŸiÅŸtiriyor, bazen de Ä°stanbul o kadının kendisi oluyor ÅŸarkılarda: Ä°stanbul bugün yorgun, üzgün ve yaÅŸlanmışBiraz kilo almışAÄŸlamış yine rimelleri akıyorAnlıyorsun DeÄŸil mi? çocukluÄŸumun en önemli parçalarından biri. Albüm içerisinde de hiç ayrı düşmüyor. Sanki bu parçayı ben de yazabilirmiÅŸim - hatta yazmışım- gibi geliyor: Zaman akmıyor sankiSaatler durmuÅŸ bugünSonsuz yalnızlığımdaBir tek sen varsın bugünÄ°stasyon insanları, albümde yarattığım karakterin çocukluÄŸundan, bir dünya tasviri... Görünür veya görünmez bir yarası olan çocuÄŸun dünyayı algılayışı üzerine: Ruhidir benim adımBir sırrım var saklarımAma görünce anlarsınızYalnız dikkat acımayın, acınmakCanımı en çok acıtandırMavi, anın tadını çıkarma ve zamanı yavaÅŸlatmanın, 'Soluk SoluÄŸa' ise terketmenin, kapıdan bir daha geri dönmemesine çıkmanın hikayeleri: Kaptan bu kadar hızlı gitmeHava güzel, deniz güzelYelken yeter bize...Mutluyum diyorum kendimeSağım, solum, önüm, arkamHer yer mavi maviBu güzel eylül akÅŸamüstüHer yer masmaviHayalperest’teki büyümeyi reddeden, dünyayı hayalleriyle kurgulayan kiÅŸi, önceki albümümüzdeki ‘‘Zampara’’nın ta kendisi:Hayalperestsin, güzel hayaller peÅŸindeÇok gençsin, yanlış insanlar kalbinde Hayalperestsin, güzel hayaller peÅŸindeÇok gençsin, çok gerçeksinBu yüzden çok güzelsinÖnceki albümünde (17) Zampara geceye güvenle baÅŸlayıp, yalvararak bitiriyordu. Bu albümde ‘‘Zampara'nın Ölümü’’nün ikinci ve son bölümünü yazdım. Zampara bu kez gerçekten ölüyor: Geldim sevgili arabam düldül yalnızız yinePatlıycam çok sıkıldım kendimden ben bileBir aÄŸustos böceÄŸiydim ben ama kaybolmuÅŸ sazımEyvah polis amcalar her yerde, galiba yan bastımHiç üfletme memur abi, nefesim 95 oktavValla patlarız alimallah yanımda kibrit çaksanSen sormadan ben söyleyeyim ne ehliyet, ne ruhsatNe de sigortam var, sadece bu meymenetsiz suratKAYIT GÃœNLERÄ°NDEN Ä°NGÄ°LTERE ANILARITÃœRK GEVÅžEKLİĞİ OLMAYINCA...Albümün kayıtlarını Londra'ya bir saat uzaklıktaki bir kasaba olan Battle'da yaptım. Normalde Ä°stanbul'da yapmaya çalışsam 5-6 ayda ancak bitirebileceÄŸimiz kayıtlar, Ä°ngiltere'de bir ayda bitiverdi. Dost ziyaretleri, trafik, Türk gevÅŸekliÄŸi gibi ÅŸeyler olmayınca insanın 15 saat çalışabileceÄŸini öğrenmiÅŸ oldum bu arada.BEN ÖLMEDÄ°MBu arada ben de herkes gibi ölüm haberimi aldım. Ä°nternet'e benim trafik kazasında öldüğümü yayan bir sivri akıllı ortalığı ayaÄŸa kaldırmış Türkiye'de. Åžarkılarla cebelleÅŸirken, bir de annemi ve tüm akrabalarımı arayıp içlerini ferahlatmak zorunda kaldım.HAYAT NE KADAR DA KOLAYMIÅž...Ä°stanbul ve Türkiye'nin gündelik dertleri olmayınca hayat ne kadar da kolaymış! Tek derdim, hemen alışamadığım Ä°ngiliz yemekleri oldu, onu da çabuk hallettim. Spor hayallerim bilardo ve bisiklet gezmeleriyle sınırlı kaldı. Murat Akad Prodüktör Orada dalga geçmedik yaniKayıtlar 1,5 aydan fazla sürdü. Bu süre boyunca stüdyodan hiç çıkmadık.Günde ortalama 14 saat çalışıldı. Hepimiz yorulduk. Oraya Teoman'ın kendi ekibiyle gittik. Bazı parçalar için oradan session müzisyenler kullandık. Mesela bir Ä°ngiliz albümdeki 6-7 parçada akustik gitar çaldı. Ayrıca yine Ä°ngiliz bir piyanist ve Portekizli bir trompetçi de bazı parçalarda çaldı. Albümün kayıt ve mikslerini Ä°ngiliz asistanı ile birlikte Sasha Jankovic yaptı. Bizden önce Suede yeni albümünün kayıtlarını yapmıştı. Biz oradayken de Garry Moore geldi. Çalıştığımız stüdyonun avantajı Türkiye'de bulunmayan rock sounduna daha uygun bir masada çalışma olanağı saÄŸlaması ve kayıt odasının çok büyük olmasıydı.Belli bir zaman içinde bitirmek ve belirlenen bütçeye sadık kalmak gerekiyordu. Orada dalga geçmedik yani. Hepsini aynı anda kaydettik. Küçük stüdyolarda sırayla tek tek çalarlar, sonra birleÅŸtirilir. Birbirlerini görerek ve duyarak çalmaları daha dinamik bir ses kazandırıyor. Pamela’nın günlüğüYan gelip yattım!Eveeet, yaklaşık bir aydan sonra Ä°ngiltere maceramız bitti! Gerçi, macera demek biraz yanlış oldu sanırım; sefahati demek daha doÄŸru olacak. Parkgate Stüdyoları meÄŸersem Parkgate Tatil Köyü'ymüş (en azından benim için). Yani tabii ki stüdyoda üstüme düşen görevlerimi tamamladım, ama iÅŸim herkese nazaran az olduÄŸu ve de bülbül sesime son birkaç günde ancak ihtiyaç duyulduÄŸundan, geri kalan 20 gün, dilediÄŸimce bir kanepeden diÄŸerine serilmekle geçti. Londra'ya topu topu 3 kere gidebildim. Birincisi Depeche Mode, ikincisi Starsailor isimli yeni bir grubun konseri için (bu arada bu grubun albümünü almanızı ÅŸiddetle tavsiye ederim), üçüncü ve son gidiÅŸim ise Heathrow Havalanı'nda Ä°stanbul'a dönmek üzere uçaÄŸa binmek içindi. Bundan böyle artık huzur içinde evimdeyim ve uzunca bir süre evden çıkmayı düşünmüyorum. Ocak ortasında gerçekleÅŸecek ilk albüm konserimize kadar bu yorgunluÄŸu üstümden atmak için yeterince vaktim var sanırım!KÄ°MSE BENÄ° SEVMÄ°YOR DOKTORDoktor, bir psikoterapi seansında doktorumun söylediklerinden, bekleme odasındaki sıkıntımdan yola çıkılarak yazıldı:Doktor, doktor, insanlar hiç bilmiyorDoktor, doktor insanlar hiç duymuyorDoktor, doktor insanlar hissetmiyorDoktor, doktorKimse beni sevmiyor doktorÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!