Güncelleme Tarihi:
Yıl 2008... O sene okulların açıldığı gün, sosyal bilgiler öğretmeni Nuri Cankurt’un da yeni tayin olduğu okuldaki ilk günü olacaktı. Heyecanla hazırlandı, yola çıktı. Tam okula varmak üzereydi ki bir trafik kazasının ortasında kaldı. Nuri öğretmen karşıdan karşıya geçerken bir öğrenci servisi ile işçi servisi çarpıştı. Kazada ağır yaralanan Cankurt, hem görme hem de yürüme yetisini kaybetti. 3 ay yoğun bakımda kalan öğretmene, doktorlar artık yürüyemeyeceğini söyledi. Ama o yılmadı, hem yürüdü hem de görmeden yaşamayı; üstelik öğrencilerine ışık olmayı başardı. Kazanın üzerinden 13 yıl geçti, Nuri öğretmen yine sınıfında çocuklarıyla beraber. Pandemi döneminde de EBA’yı en çok kullanan öğretmen oldu.
‘ÜMİDİMİ HİÇ KAYBETMEDİM’
Nuri öğretmen, isteyen öğrencilerine okul dışında da yardımcı oluyor. Her birine ücretsiz olarak haftada iki saat sosyal bilgiler dersiyle ilgili konu anlatıyor ve soru çözdürüyor. Bu eğitimden yararlanan öğrencilerinden biri geçen yıl yapılan LGS’de 500 tam puan alarak Türkiye birincileri arasına girdi. 20’den fazla öğrencisi de bursluluk sınavını kazandı. Hayatı boyunca bir an bile mesleğinden vazgeçmeyi düşünmediğini ve hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadığını söyleyen Cankurt, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
‘ENGELLİYİM DİYE DÜŞÜNMEDİM’
“Düşünebildiğim tek şey bir an önce okula dönmek, öğrencilerime kavuşmaktı. Görme yetimi kaybetmeyi de bir engel olarak görmedim, ne yapabilirim, öğretmenliğe nasıl devam edebilirim diye çözüm aradım. O dönemde Kayseri’de görev yapan iki görme engelli öğretmenle bağlantı kurdum. Bana destek oldular. Şimdi gören öğretmenlerin bilgisayarına bile ben format atıyorum. Daha henüz pandemi yokken görme engelli 20 ile 50 yaş arasında 34 öğrencim vardı. Bu öğrencilere uzaktan eğitimle E-KPSS’ye hazırlık, tarih dersi veriyordum. Onlardan da birçoğu devlet memuru oldu. Tam kapanma döneminde ise EBA’yı kullanırken zorluk çekmek şöyle dursun, diğer arkadaşlarıma yardımcı oldum. Daha önce görüyor olmamın bana sağladığı kolaylıklar var. Merdivenin, akıllı tahtanın, bilgisayarın nasıl olduğunu, öğrencilerin oturma sistemini biliyorum.”
‘YÜRÜMEYİ KIZIMLA ÖĞRENDİM’
3 aylık zorlu bir yoğun bakım sürecinin ardından Nuri öğretmene bir daha yürüyemeyeceği söylenmiş. Ama o inancını hiç kaybetmemiş: “Masörlük eğitimi aldığım için anatomiye hakimim, kendi kendime egzersizler yaptım, bacak kaslarımı güçlendirdim. Başta on saniye ayakta durabildim, zamanla 3-5 adım derken yaklaşık 4 ayın sonunda yeniden yürümeye başladım. O dönemde kızım İrem de emekleme dönemindeydi. Yürümeyi birlikte öğrendik.”