Gömlek

Güncelleme Tarihi:

Gömlek
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

Ne kadınlar ne de erkekler vazgeçebildi

Eski Mısır'dan Ortaçağ ve günümüze moda tarihinin vazgeçilmez giysisi. Ağırbaşlı havasıyla bir dönem yalnızca soyluların gözdesiydi. Günümüzde ise birbirinden ilginç tasarım ve kullanımı özellikleriyle her yaştan, her cinsten insana hitap ediyor. Her başarılı kreasyonun vazgeçilmez unsuru olan gömlek, padyumlardan sokağa her zaman modanın gündeminde. Görünen o ki, moda dünyası gömlekten, tasarımcılar ise onu şekilden şekile sokmaktan asla vazgeçmeyecek.

Yüzyıllardır özellikle erkek giyiminin vazgeçilmez bir parçası olan, günümüzün en popüler giyim eşyası gömleğin tarihi, neredeyse insanlık tarihi kadar eski.

Arkeolojik buluntular, gömleğin Eski Mısır uygarlıklarına kadar uzandığını gösteriyor. Mısırlılar onu, kolların başın geçebilmesi için bırakılan boşluklardan oluşan dikdörtgen bir keten parçası olarak kullanıyorlardı. Ortaçağ'da ise giderek önem kazanarak, kraliyet ailelerinin vazgeçilmez giyim parçası haline geldi. 16. yüzyılda işlemeler, danteller ve fırfırlarla süslenerek ‘‘soylu’’ bir görünüm kazandı. Öyle asil ve dokunulmazdı ki, bir dönem İngiltere'de belli bir toplumsal statüde olmayanların ince, süslü gömlek giymesi yasaklandı. 18 ve 19. yüzyıllar ise özellikle Avrupa'da süslü ve çok katlı yakaların dönemiydi. Asilzadeler bu dönemde balolarda fırfırlı gömlekleriyle boy gösterdiler. 20. yüzyıl ise gömleklerde daha önce hiç kullanılmayan renklerin, desenlerin kullanıldığı dönem oldu.

Bir zamanlar soyluların üzerinde ağırbaşlı bir havaya bürünen, bugün ise çeşitli tasarım özellikleriyle her yaştan, her statüden insana seslenen gömlek... Çizgili kumaşlar, emprimeler ve frapan renklerle her zaman kendi modasını yaratan gömlekteki değişim, modanın tarih boyunca değişimine de ayna tutuyor bir bakıma.

Gömlek modelleri, akımlara bağlı olarak sürekli değişiklik gösteriyor. Yüzyıl başlarında ABD'de çok popüler olan serbest yakalı beyaz gömlekler, 1920'lerde yerini inanılmaz bir renk çeşitliliği ve çıkarıp takılabilen yakalara bıraktı. 30'lar ve 40'lar Hollywood'un moda üzerindeki etkisinin doruğa çıktığı yıllardı. Her kadının düşünde Katherine Hepburn ya da Marlene Dietrich gibi giyinmek yatıyordu.

50'lerin başında kadınlar için gömlek üreten Amerikalı Hathaway, kadınlara ilk kez ‘‘erkek kesimli’’ gömlekler giydirdi. ‘‘Anti-moda’’ akımının hüküm sürdüğü 1960'lar ise jean pantolonların, uzun saçların ve rengárenk giysilerle ‘‘etnik görünüş’’ün öne çıktığı ‘‘hippi’’ modasını gündeme getirdi. Bu dönemde erkekler, vücudu sımsıkı saran gömleklerle moda sahnesinde boy gösterdiler. Esnek Lycra kumaşı, ilk kez bu dönemde gömlek üretiminde kullanıldı.

Moda inanılmaz bir hızla dünyanın her köşesine yayılmaya başladı. 1970'lerde Türk sinemasının unutulmaz ismi Yılmaz Güney ile müziğin haşarı yıldızı Frank Zappa'yı uzun yakalı, vücudu sımsıkı saran, düğmeleri göğüs altına kadar açılmış ve adeta birbirlerinin ikizi gömlekler ile görmemiz mümkün oldu.

1970'ler renkli, geniş kravatlar ile uzun, sivri yakalı gömleklerin altın çağıydı. Aynı zamanda, kadının özgürleşmesinin de başlangıcıydı. Ofiste erkeklerle eşit söz hakkı için savaşan kadınlar, gömlek etek, ceket üçlüsünden oluşan ‘‘muhafazakár’’ bir ‘‘zırh’’la giriştiler kavgaya ve Yves Saint Laurent, Calvin Klein, Ralph Lauren gibi yaratıcı ellerin kreasyonlarıyla ‘‘bağımsız’’lıklarına kavuştular. 70'lerin ortalarında ise ‘‘unisex’’ giyim keşfedildi. Woody Allen'ın unutulmaz ‘‘Annie Hall’’ filminde (1977) Diane Keaton'ın Ralph Lauren imzalı erkek gömleğini gören kadınlar arasında erkek kıyafetleri kullanmak çok ‘‘moda’’ oldu.

1980'ler ise spor giyimin doruğa çıktığı yıllardı. Aerobik rüzgárıyla rahat ve spor giyim kavramları yaratıldı. Gömlek yakaları küçülmüş, kumaşlar iyice esnemişti.

GÖMLEĞİN KURALI YOK

Günümüzde ise moda, aykırı uçları barındıran çizgisiyle dikkat çekiyor. Artık tek bir stilden söz etmenin mümkün olmadığı bu dönemde hem rahat hem de şık olmak isteyenler için çok çeşitli alternatifler sözkonusu. Çağ tasarımcıların çağı. Yaratmak, keşfetmek, irkiltmek her şeyin önüne geçiyor. En ilginç, en farklı, en sıradışı olanlar yarışta ipi göğüslüyor. Almanya'nın en önemli tasarımcılarından Lagerfeld, ‘‘kitsch’’i moda sahnesine sokan İngiliz Laura Ashley, neoklasizmin öncüsü Jean-Paul Gaultier, geleneksel ile çağdaşı buluşturan Japon dehası Issey Miyake, sehpayı, koltuk kumaşını giysiye dönüştüren Hüseyin Çağlayan'ın birbirinden yaratıcı, şaşkınlık verici kreasyonları dünyanın hemen her köşesinde.

ŞEKİLDEN ŞEKLE GİRİYOR

Anti-moda, grunge, rahat giyim derken modacılar akla hayale sığmaz tasarımlarla sınırları zorluyor. Bu devirde artık kadınlar biraz daha erkeksi, yumuşak çizgilere bürünen erkekler ise daha bir kırılgan. Gömleklere gelince... Onlar, artık hiç olmadıkları kadar değişken ve kural tanımazlar. 2000'lerin modası gömlekten, tasarımcılar ise onu şekilden şekile sokmaktan asla vazgeçmiyor. Çünkü her başarılı kreasyonda, onu ‘‘farklı’’ kılan bir gömlek mutlaka var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!