Güncelleme Tarihi:
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü'nde, Göller Bölgesi'ne ilişkin yapılan araştırma, Türkiye'nin çevre ve su kaynaklarını korumadaki zayıflığını ortaya çıkardı. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi'nce yapılan araştırmada, Antalya, Isparta, Burdur, Afyonkarahisar, Denizli ve Konya'yı içine alan Göller Bölgesi'nde bulunan irili ufaklı 65 gölden 31'inin tamamen kuruduğu, 11'inin kuraklık tehlikesi altında olduğu belirlendi.
Rapordaki susuz göl ve sazlıklar şöyle:
Antalya'da Elmalı İlçesi'nde bulunan Karagöl, Girdev Gölü, Müren Gölü, Küçük Göl. Korkuteli İlçesi’nde bulunan Manay Gölü, Sarıgöl (Kırkpınar), Gölcük, Genceli Gölü, Keklicek Gölü, Antalya’da bulunan Karadayı ve Boğazak Sazlıkları. Burdur’da bulunan Kestel Gölü, Yazır Gölü, Akgöl, Yarışlı Gölü, Mamak Gölü, Kurugöl, Beylerli Gölü, Karaevli Gölü, Heybeli Gölü, Pınarbaşı Gölü. Isparta’da bulunan Alparslan Gölü. Konya’da bulunan Suğla Gölü, Arapçayırı Çumra Ovası, Güvenç Gölü, Yarma Bataklığı, Hotamış Sazlıkları, Samsam Gölü, Akşehir Gölü, Karapınar Ovası ve Ereğli Sazlıkları.
RİSK ALTINDAKİ GÖLLER
Rapora göre, Antalya'da Yamansaz Gölü’nün yarısı susuz ve susuz bölümünde hızla dev binalar yapılaşması bulunuyor. Boğazkent’teki Çakal Gölü'nün yarısı susuz.
Burdur Gölü’nün dikkuyrukları ve suları tehlikede. Yarısı kurutulmuş Karataş Gölü’nün suları çekiliyor ve balıklar için tehlike var. Gölhisar Gölü hızla kurutuluyor. Acı Göl’de tuz stepleri tehlikede. Salda Gölü’nün kumları ve berraklığı artık kayboluyor.
Isparta’da Eğirdir Gölü’nün kerevitleri ve varlığı tehlikede. Milli Park içindeki Kovada Gölü eğer böyle devam ederse birkaç yıla kadar kuruyacak. Konya’da Beyşehir Gölü’nun suları çekiliyor. Afyonkarahisar’ın İscehisar Gölü mermer atıkları nedeniyle büyük risk altında.
TÜRKİYE'NİN KARA YÜZÜ
TTDK Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz, 1997 yılında başlatılan ‘Göllerimizi İstiyoruz’ kampanyası çerçevesinde sorunları dile getirilen göller ve sulak alanların birçoğunun bugün tamamen kuruduğunu söyledi. Gündüz, rapordaki sonuçları ‘Türkiye’nin kara yüzü’ olarak yorumladı.
Türkiye’nin geleceğinin büyük tehlikeye atıldığını belirten Gündüz, “Bu liste Türkiye’nin tarım ülkesi olarak tarımını nasıl bir tehlikeye attığının göstergesidir. Türkiye’nin yaklaşmakta olan dünyanın en büyük tehlikesi küresel ısınmaya karşı nasıl savunmasız kaldığının listesidir. Bu liste çocuklarımızdan çaldığımız gelecektir” dedi.
1.4 MİLYON HEKTAR KURUDU
Türkiye'nin göl ve sulak alanlar açısından son derece zengin bir ülke olduğu halde 20'nci Yüzyıl boyunca 1 milyon 400 bin hektar sulak alan ve gölün kuruduğunu anlatan Hediye Gündüz, en büyük zararın Göller Bölgesi’ndeki göllerde yaşandığını kaydetti.
Göller Yöresi'nde 65'den fazla göl olduğunu ve bunların 31'nin susuz olduğuna dikkat çeken Hediye Gündüz, “Küresel ısınmanın ortaya çıkartacağı susuzluk sorununa karşı zararı en aza indirebilmek amacıyla susuz olan göllere ivedilikle çözüm bulunmalı ve sulara kavuşması sağlanmalıdır” dedi.
NELER YAPILMALI?
TTDK'nın raporunda susuz kalan ve kuraklık tehlikesi yaşayan göllerin geri kazanımı için de şu önerilerde bulunuldu:
“Türkiye adı geçen göllerini ve Türkiye’nin dört bir yanında kurutmuş olduğu gölleri geri kazanma kanunu çıkarmalıdır. Havza planları yapılmalıdır. Özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı, Başbakanlık ve DSİ'nin harekete geçerek toplumumuzun yüreğine kazınmış bu kara sayfanın hemen silinmesini beklediğimizi ifade ediyoruz. Ayrıca Türkiye'nin bu kadar gölü kurutarak tarihe yazdığı kara sayfa hala dururken mevcut hükümetin HES adı altında yapmak istediği santrallerle yeni bir kara sayfa açmaktan ve dereleri de göllerin kaderine benzetmekten kesinlikle vazgeçmeye davet ediyoruz.”