Güncelleme Tarihi:
ARKADAŞ TAVSİYESİ İLE BAŞLADI
Çam fıstığının ilaç ve bakım istemediğinin altını çizen Serin, "Ağacı ilk önce gölgelik olarak dikmiştim, bir yerde de gördüm çekirdeği toplanıyordu. Ben de diktim. Dibine dökülenleri çocuklar yiyordu. Bir gün bir arkadaş geldi ve ‘Bunu sat. Bunlar güzel para yapar. Şubat ayında topla, temmuz, ağustos ayında ser ve içini dök’ diyerek gitti. Toplayıp, dediğini yaptım ve o yıl güzel para kazandım. Şimdi ise iki sene biriktirip satıyorum. Tarsus’a götürüp orada kırdırıyorum. Su, ilaç istemiyor sadece kozalaklarını toplayıp kurutup çırpıyorsun o kadar" dedi.
GELİR KAPISI OLDU
Geçen yıl kilosunu 200 liraya veren Serin, şöyle konuştu:
"Şu an İstanbul’da 500 liraya alıcı bulunuyormuş. Biz de 300 liraya vermeyi düşünüyoruz. Ama benim tavsiyem Silifke’de bu dikilse çok güzel bir gelir olur çiftçi için. Su istemez, ilaç istemez sadece dikeceksin arada sulayacaksın. Zeytin dikiyorsun para etmiyor, domates dikiyorsun para etmiyor, nar dikildi nar olmadı o nedenle benim tavsiyem fıstık çamından dikilse iyi bir gelir kapısı olur ama kimse dikkate almıyor.”
'DİKMEDİĞİM İÇİN PİŞMANIM'
Zamanında daha fazla fıstık çamı dikmediği için pişman olduğunu da belirten Serin, "İki yıl biriktiriyorsun, hiçbir zarar gelmiyor tazeliğini kabuğunun kalınlığı nedeniyle koruyor. Bu nedenle ürün az olduğu için biriktirip satıyorum, ben çok memnunum, düşünmediğim yerden bir gelir kapım oldu. Keşke zeytin dikeceğime çam fıstığı dikeydim" diye konuştu.