Güncelleme Tarihi:
CEO Lloyd Blankfein ve bankanın iki numaralı ismi Gary Cohn, kurumlarının ABD’nin konut krizinden ve sigorta şirketi AIG’nin çöküşünden faydalandığı yönündeki iddiaların üstesinden gelmeye çalışıyor.
Bankanın yöneticileri, müşterilerine, Goldman’ın 2009 yılı raporuyla birlikte bütün bu iddiaları yalanladıkları bir bilgilendirme mektubu gönderdi.
Banka bu şekilde kriz sürecinde kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında sessiz kalma politikasından çıkmış oldu.
“MİSYONUMUZ ARACILIK”
Büyük çaplı baskılar ve kısıtlamalara rağmen, neredeyse rekor sayılabilecek olumlu bilanço rakamlarına ulaşılan 2009 yılını değerlendiren Blankfein ve Cohn, bankanın rolünü yatırımcılar arasında aracılık yapmak olarak tanımladı.
Mektupta, birçok müşterisi Goldman arayıcılığıyla riskli mortgage destekli menkuller satın alırken, bankanın bu piyasadaki varlıklarını azaltmaya karar vermesinin yalnızca akıllı bir risk yönetim hamlesi olduğu belirtildi.
Blankfein ve Cohn bununla birlikte Goldman’ın 2007’de konut kredilerine dayanan mortgage varlıklarında, piyasanın düşüş sürecinde kazandıran açığa satış işlemi yaptığını kabul etti ancak bu “müşterilerimizin aleyhine bir işlem değil” dedi.
Mektupta, “Spekülatörlerin belirttiğinin aksine, Goldman, konut kredilerine dayanan mortgage varlıklarında karşı pozisyon alarak, çok büyük kâr ya da gelir elde etmedi… Aksine, bu şekilde konut amaçlı kullanılan mortgage kredilerinde kötüye gidiş başladığında, şirketimiz normalde edeceğinden daha az zarar etti” denildi.
Goldman, 2008’de mortgage ile bağlantılı yatırım araçlarından Citigroup ve Merrill Lynch’e kıyasla daha az bir oranda, toplam 3.1 milyar dolar zarar etti.
“AIG’YE ETKİLEMEDİK”
Mektupta aynı zamanda Goldman’ın AIG’den satın aldığı kredi sigortalarına karşılık olarak yüksek teminat rakamları isteyerek, sigorta şirketinin çöküşünü hızlandırdığı yönündeki suçlamalar da yalanlandı.
Blankfein ve Cohn, Washington hükümetinin AIG’yi kurtarma sürecinde büyük kâr ettikleri iddialarına da karşı çıktı.
Yöneticiler, Goldman’ın, sigorta şirketinin kurtarılma sürecinde 12,9 milyar dolar aldığını ve bu kaynakla iş ilişkisi içinde bulunduğu şirketlere gerekli ödemeleri yaptığını söyleyerek, elde edilen toplam teminatın sadece 2.5 milyar dolarlık kısmının şirketin kasasına doğrudan kâr olarak girdiğini söyledi.