Güncelleme Tarihi:
ABD'nin geliştirdiği yeni kuşak savaş uçağı projesi "Joint Strike Fighter", hava saldırılarında devrim yaratacak. Önümüzdeki 40 yıl boyunca göklere hakim olması düşünülen savaş uçakları, radara yakalanmayan gövdeleri, manevra yetenekleri ve hedefi affetmeyen donanımlarıyla tam bir teknoloji harikası...
FOTOĞRAFLARLA F-35
PERGORMANS ÖZELLİKLERİ |
Azami hız: 1,6 Mach (2000km/sa.) |
Kara, hava ve deniz kuvvetlerinde ortak amaçlı kullanılması planlanan uçağa ait proje çalışmaları yaklaşık 10 yıl önce başlatıldı. ABD hükümeti, yıllık 300 milyar dolarlık maliyete sahip uçağın üretimine başlarda sıcak bakmamıştı. Ancak, tüm askeri kuvvetlerde kullanılabilecek ortak amaçlı özelliklere sahip olması, ek maliyetleri ortadan kaldıracağından kabul etti. ABD Savunma Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalara göre, Locheed Martin, tüm dünyaya toplam 6.000 adet JSF ya da diğer adıyla F-35 savaş uçağı satmayı planlıyor. Bu sayıya, İngiliz ve ABD Hava kuvvetlerinin sipariş ettiği 150 adet uçak da dahil.
TÜRK FİRMALARI DA VAR |
Projeye Türkiye'nin 10 yılda toplam 175 milyon dolarlık katkıda bulunması öngörülürken, proje çerçevesinde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkeler için 4 bin 500'den fazla uçağın üretilmesi öngörülüyor. F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programında Aselsan, Havelsan, Kalekalıp, Mikes, TAI, Alp Havacılık, Aydın Yazılım ve Elektronik Sanayi A.Ş. (AYESAŞ), Gate Elektronik gibi başlıca Türk savunma sanayii firmaları bulunuyor. |
Bu, uzun menzilden radar yardımıyla hareketli düşman araçlarını saptayan donatıma sahip Boeing 707 yolcu uçağının dönüştürülmüş şekli. Sistem, ilk kez Körfez Savaşı'nda ve Usame Bin Ladin'e yönelik gerçekleştirilen askeri harekâtta kullanılmıştı.
ABD Hava Kuvvetleri'nde günümüzde kullanılan F-16 ve F-15 Eagle savaş uçaklarından farklı olarak, JSF, düşman radar ekranlarında olabildiğince küçük beliren iç silah donanımına sahip. ABD, böyle bir teknolojiyi, Taliban'a karşı hava hakimiyeti kurmanın en kolay yolu olarak görüyordu. Ancak, görünmez uçaklar hâlâ hayati önem taşıyor. Özellikle yerden yönlendirilen uçaksavar füzelerinin yoğun olarak kullanıldığı, hava saldırılarının başladığı ilk günlerde...
Proje uzmanları, radar sinyallerini azaltmak uğruna uçağa yüklenecek cephaneyi azaltmanın dezavantaj doğuracağını belirtiyorlar. Çünkü, F-35'in üretilecek ilk örnekleri, 454 kg. ağırlığındaki küresel konumlandırma sistemiyle yönlendirilen bombalara ek olarak, 2 adet orta menzilli havadan havaya füze taşıyacak. Düşman hava savunma noktaları kısa sürede tahrip edildikten sonra, kanatların alt kısımlarına monte edilecek 4 ek cephaneyle saldırı sürecek. Buna rağmen proje karşıtları, kıtalararası menzile sahip B-2 Sprit Stealth Bomber gibi bombardıman uçakları veya üretim aşamasında olan insansız savaş uçaklarının etkinliği karşısında, F-35'lerin vuruş gücünün sınırlı olduğunu savunuyorlar. Görece olarak daha büyük çaplardaki, havadan havaya veya havadan yere güdümlü silahlar, F-35'te değişiklikler yapılarak kullanılabilir ve uçağın saldırı gücünü artırabilir. Ancak, bu gereksinim, uçağın göreve başlama süresi olarak hesaplanan 2008 yılında değişebilir. Çünkü silah teknolojisinin boyutları her geçen gün küçülüyor.
TEKNİK ÖZELLİKLERİ |
Mürettebat: 1 Gövde altı yükleme noktası: 1 Kanat altı yükleme noktası: Kanat ucu yükleme noktası: |
F-16'dan F-35'e, F-15'ten B-2 bombardıman uçağına kadar, ABD'nin saldırı gücünü oluşturan tüm alanlarda bu küçük çaplı bombaların kullanılması amaçlanıyor. 69-115 kg'lik bombalar ve her geçen gün gelişen savaş başlığı teknolojisi teknikleri ile günümüzün 4.500 kg'lik bombalarına oranla çok daha etkili saldırılar düzenlenebilir. Şu sıralar kullanılan havadan yere güdümlü silahların maliyetinin sadece bir kısmıyla üretilecek daha güçsüz ve küçük çaplı bombalar, uçağın yük sınırını 4 kat artıracak. Böylece, tek bir uçakla çok daha fazla bomba taşınabilecek. Aynı zamanda kayışlı kanat teçhizatının geliştirilmesiyle, füzelerin menzillerini genişletmek de mümkün olacak. Böylece, yüksek irtifada fırlatılan bir füzenin menzili 40 mile çıkabilecek.
Küçük boyutlarda cephane üretme fikri, F-35'lerin saldırı kapasitesini güçlendirmenin yanı sıra, geliştirilme aşamasındaki insansız hava araçları için de büyük önem taşıyor. Çünkü, bu hava araçları, günümüzde düşman hedeflerini vurmakta kullanılan büyük cüsseli cephaneyi taşıyamayacak kadar küçük.
Yeni kuşak savaş uçaklarının karmaşıklığı ve barındırdıkları alıcılar, pilotların çok daha bilgili ve deneyimli olmasını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, geleceğin "top gun"ları, uçağı yöneten kişi olmaktan çok, sistemleri kontrol eden görevlilere dönüşecek. Geleceğin pilotları, otomatik cihazlardan yayılan hedef ve konum bilgilerini alacak, değerlendirecek ve gerisini uçağa bırakacak.
Pilotların, veri yoğunluğu karşısında yanlış uygulamalar yapmalarını engelleyecek sistemler de geliştiriliyor. Bu, İngiliz uzay mekiği mühendislerinin kullandığı ikaz sistemlerine benzer bir cihaz. Uçuş sırasında pilota destek veren sistem, herhangi bir aksaklık halinde alarm veriyor. Uçağa ulaşan bilgilerin çok yüklü olduğunu ikaz ediyor, pilotun yaşam-destek sistemlerindeki aksaklıkları haber veriyor. Yanı sıra, pilotun cihazlara sesiyle kumanda etmesini sağlayan ses tanımlama yazılımları da, F-35 için planlanan teknolojilerden.
Bir savaş uçağını tanımlama ve hedefleme sistemleriyle donatmak, başlı başına zor bir iş. Günümüzde bu tür sistemler, uçağın alt kısmına dıştan monte ediliyor. Ancak, F-35'in radarlara yakalanmayacak, yani görünmez şekilde üretileceği düşünülürse, böylesi bir uygulama mümkün değil. Dolayısıyla, F-35'te, elektro-optik hedefleme cihazları, uçağın gövdesinin içine konulacak şekilde tasarlanıyor. Yine, uçağın radarlardan gizlenmesini sağlamak amacıyla, yön belirleme ve haberleşme tertibatı için gerekli anten sistemi, kanatlar, kuyruk ve gövde kısımlarında kamufle edilecek. Görünmezlik mantosu, pek çok materyalin bileşiminden üretilecek. Böylece, radar sinyalleri geri yansıtılacağından, uçağa karşı olası karşı saldırılar engellenmiş olacak.
Yeni görüntü sistemli kask, uçakta mükemmel bir görüş açısı sağlıyor. Kask, uçağın çevresine yerleştirilen optik pencerelerle uyumlu. Bu sistem, pilotun kokpitin alt kısmını bile görmesine olanak tanıyor. Zeki kask, herhangi bir hava çatışması sırasında, pilota geniş hareket serbestliği sağlıyor. Tüm bu yenilikler, Joint Strike Fighter'ı diğer taktik amaçlı savaş uçaklarından ayırmaya yeterli. ABD'nin önderliğinde başlatılan ve uluslararası projeye dönüşen JSF, önümüzdeki yıllar içinde hava savaşlarında bir numara olmak isteyen ülkelere büyük avantaj sağlayacak.