Güncelleme Tarihi:
Gök, Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi.Kulkuloğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin sorularına henüz yanıt verilmediğini belirtti. Atalay'ın, “dağ fare doğuran” bir açıklama yaptığını, açıklamalarının yanıltıcı olduğunu ileri süren Kulkuloğlu, Bakan Atalay'ın “CHP'nin bir belgeyi gizlediğini” söylediğini hatırlattı. Kulkuloğlu'nun söz konusu belgeyi dün dağıtıp dağıtmadığını sorduğu gazetecilerden bazıları belgeyi aldıklarını belirtti.
Kulkuloğlu, “İçişleri Bakanına yalancı demek milletvekiline yakışmaz ama düştüğü duruma çok üzülüyorum. Onu da oltaya taktılar. Çok yazık” diye konuştu.
Atalay'ın böylece belgeyi kabul ettiğini, dolayısıyla “önündeki ve arkasındaki belgeleri” de kabul ettiğini ifade eden Kulkuloğlu, “İçişleri Bakanına sesleniyorum: CHP'nin gizlediğini söylediğin belgeyi gösterecek cesaretin varsa neden ön araştırma raporunu çıkarıp açıklayamıyorsun? Madem şeffafsın. Yürek onu ortaya koyabilmektir, yalan yanlış bilgilerle insanların kafasını karıştırmak değil” dedi.
Olayda adı geçen 17 kişinin mal beyanlarının geriye dönük olarak istenip istenmediğini, bunun güncelleştirilip güncelleştirilmediğini soran Kulkuloğlu, banka ve tapu kayıtlarında inceleme yapılıp yapılmadığını da sordu.Kulkuloğlu, “İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı çıksın bunu açıklasın. Yürekleri varsa bu belgeleri kamuoyuyla paylaşsınlar” diye konuştu.
Dosyada 50 değil, 55 kişinin olduğunu, bunların içinden “17 kişilik çeteden” söz edildiğini ifade eden Kulkuloğlu, Atalay'ın, “Çok AK Parti'li belediye başkanı görevden aldım” dediğini söyledi. Kulkuloğlu, “Hadi Özhaseki ile ilgili o cesareti senden beklemiyoruz, 5 yılın üzerinde 2 ayrı dosyadan ceza almış AKP'li Kayseri Büyüktoraman Belediye Başkanını neden görevden almıyorsun” diye sordu.İfadelere göre, Hacı Ali Hamurcu'nun aldığını iddia ettiği paraların, “belediye tarafından tazmin edildiğini” öne süren Kulkuloğlu, “Belediye ödemedi ise kim ödedi? Bu, araştırılmış mı” sorusunu yöneltti.
“KILIFINI UYDURAMAMIŞLAR”
Genel Başkan Yardımcısı Gök de CHP'nin yaptığının, devletin bir şekilde zarara uğratıldığını halka açıklamak olduğunu, Başbakan ve İçişleri Bakanı'na düşenin ise “bu rüşvet ve yolsuzluk batağına düşen kim ise ayıklamak ve devlet sistemi içinden çıkarmak olduğunu” söyledi. Bakan Atalay'ın kendilerini son derece üzdüğünü, belgelere cevap vermediğini ileri süren Gök, “siyasi jargonla demagoji yaptı. Bahsedilen sorulara cevap bekliyoruz, topu taca atmak değil” diye konuştu.
Dosyada “suçların örtbas edilmesi, pisliklerin halının altına gizlenmesi için büyük bir çaba sarf edildiğini” öne süren Gök, çabanın gizleyemediği deliler bulunduğunu ifade etti.Kendilerinin değil, “Bakan ve bakana bağlı bürokratların evrak gizlediğini” iddia eden Gök, şöyle devam etti:“Bu, bir suçtur. Vali Yardımcısı Fahri Oluk tarafından il idare kuruluna yazılan talimat üzerine oluşturulan muhakkik kurul tarafından rüşvet ve yolsuzlukla alakalı oluşturulan soruşturma raporu, muhakkik raporunu Sayın Bakan'ın gizlemeyip kamuoyunun önüne çıkarmasını istiyoruz. Evrak gizleyen bakanlıktır. Bu evrakta rüşvet ve yolsuzluğun olduğu saptanıp buna göre işlem yapılması istendiği çok açık. Neden açık? Camiyi çalarken minarenin kılıfını uyduramamışlar. Takip eden evrakta bunun izi var. Ön raporda rüşvet ve yolsuzluk belirtilmiş ki, bakanlık Kayseri Valiliğine gönderdiği yazıda (yeniden ön araştırma yapın ve ne yapıp edin olayı görevi ihmale, görevi suiistimale sokun) minvalinde bir yazı gönderiyor. Yeniden ön araştırma yapılmasını istiyor. Bu talep üzerine gerçekleştirilen ikinci muhakkik raporunda bütün bu suçlar yok edilerek, yalnızca görevi ihmale sokulmak isteniyor. Bu suç da bakanlık izniyle soruşturulabiliyor.
Bu dosya kokuyor, hem de çok pis kokuyor. Bu dosyanın içine bilerek ya da bilmeyerek Başbakan dahil edilmiştir. Başbakan üzerine almış, sıçramasına izin vermiştir. İçişleri Bakanı bilerek veya bilmeyerek bu olaya dahil olmuştur. Evrak gizlemesinler, ilk muhakkik raporunu dosyaya geri koysunlar. Çünkü, bu raporun izleri dosyada var.”
“SAHTE VEKALET”
Dosyada sahte vekalet kullanıldığını öne süren Gök, bunun soruşturulmasının takibinin şikayete bağlı olmadığını ifade etti.Bakan Atalay'ın 26 sayfalık ifadenin “tefrik” edildiği için dosyadan ayrıldığını söylediğini belirten Gök, 10 sayfalık bölümün neden dosyada olmadığı sorusunu yineledi. Gök, ifadenin bölünemeyeceğini belirterek, “10 sayfalık ifade çıkarılıp farklı tarihler ve saatler konularak ayrı bir dosya yaratılıyor ve bu dosya bilinmiyor. Bu dosyada ifade bölünüyor. Bunun adına tefrik denmez, bunun adına delil gizleme derler, bunun adına evrakta sahtecilik derler” diye konuştu.x
Kulkuloğlu, avukat Yakup Erikel'in, Hacı Ali Hamurcu'nun, kardeşi avukat Yusuf Erikel'e verdiği vekalete dayalı yetki belgesiyle davayı sürdürdüğünü belirterek, “Bunu kabul eden savcıya sormak istiyorum: Bunun aslını neden istemediniz? Yetki belgesindeki numara ile gerçek vekalet belgesindeki yevmiye numarası birbirinden farklı. Ekine koyduğu sahte vekalette de numara yok, silik. Orijinal belge de bir nüsha düzenlenmiş, iki değil. Noter, böyle yevmiye numaramız yok, diyor” dedi.
Şevki Kulkuloğlu, orijinal vekalet ile sahte olduğunu belirttiği vekalet ve yetki belgelerinin fotokopilerini basın mensuplarına dağıttı. Kulkuloğlu, “Varan iki belge de budur. Daha çok belge var” diye konuştu.Gök, ortada örgütlü bir çalışmanın olduğunu, bunu ortaya çıkarmanın hükümete düştüğünü söyledi. Gök, “İçişleri Bakanlığının topu taca atmaya devam etmesi durumunda dava yoluna kendilerinin gideceğini” bildirdi.İsa Gök, bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM Genel Kurulunda gösterdiği belgenin bahsedilen dosya ile bir alakasının olmadığını öne sürdü.