Göğüs büyütmede Türkiye önde

Güncelleme Tarihi:

Göğüs büyütmede Türkiye önde
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2011 10:58

Plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı Opr. Dr. Orhan Murat Özdemir, Türkiye'deki göğüs estetiği ameliyatlarının oranının, dünya ortalamasının üstünde olduğunu belirterek, “Bu kadar önemsenen bir operasyon olmasına rağmen piyasada daha ucuz protez arayışı, bu ameliyatlardan yapay görünümlü ve sağlıksız sonuç alınmasına neden oluyor” dedi.

Özdemir, dünyada ve Türkiye'de kadınların büyük ilgi gösterdiği göğüs büyültme ameliyatları ile ilgili uyarılarda bulundu.

Uluslararası Estetik ve Plastik Cerrahi Derneği'nin verilerine göre, göğüs estetiğinin dünyada en fazla yapılan estetik ameliyatlar arasında yıllar boyu ilk üç sırada yer aldığını ifade eden Özdemir, “Geçen sene yayınlanan ve tüm üye ülke cerrahların katılımıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de göğüs estetiği ameliyatlarının oranı dünya ortalamasının üstünde” dedi.

Bu operasyonu yaptırmak isteyen kadınların ameliyat tekniği ve malzeme konusunda iyi bir araştırma yapmalarını öneren Özdemir, “Bu kadar önemsenen bir operasyon olmasına rağmen piyasada daha ucuz protez arayışı, bu ameliyatlardan yapay görünümlü ve sağlıksız sonuç alınmasına neden oluyor. Bu nedenle titiz bir araştırma yaptıktan sonra karar verilmeli” şeklinde konuştu.

Ameliyat süresi 45 dakika

Opr. Dr. Orhan Murat Özdemir, daha önce 2 saat süren göğüs estetiği ameliyatlarının artık 45 dakikaya indiğini, bu teknikle iyileşme sürecini tamamlamış bir göğüste iz görünmediğini söyledi. Bu operasyonla aynı zamanda göğüs uçlarında his kaybı olmadığını ve emzirmede hiçbir sorun yaşanmadığını anlatan Özdemir, şu bilgileri aktardı:
“Dünyada en çok yapılan ameliyatlardan biri olması nedeniyle bu operasyon farklı tekniklerle gerçekleştirilebiliyor. Protezlerin sıvı ile doldurulabilir formlarının olması, uzaktan protez yerleştirmeyi de mümkün kılıyor. Uzak yerleştirme yerleri ise koltuk altı ve göbek deliği. Bu bölgelerden sadece serum fizyolojik ile doldurulabilir protezler kullanılabiliyor. Ancak protezler doldurulurken içinde hava kalması, hareket halindeyken su sesi duyulmasına neden olabileceği gibi ilerleyen zamanda sıvının kendiliğinden boşalması gibi durumları da ortaya çıkarabiliyor. Hatta bu sakıncalar sadece proteze bağlı ortaya çıkıyor. Bir de protezin yerleştirildiği seviye olarak kas altı en güvenli yer olmasına rağmen, bu bölgelerden girişlerde protez kas altına yerleştirilemiyor. Bu da protezin uzun süre kullanımını kısıtlıyor. Çünkü kas altı yerleşim ile kas üstü, yani meme dokusu altı yerleşim kıyaslandığında geç dönem sorunlar kas üstü yerleşimde daha sıklıkla görülüyor.”

Bir diğer protez yerleştirme yerinin de göğüs başı etrafındaki halkanın alt yarısından yapılan kesiyle giriş olduğunu kaydeden Özdemir, buradan girişte dokunun hasara uğratılmadan geçilmesi gerektiğini söyledi. Özdemir, ayrıca bu yöntemin derin ve ışıklı özel araçlar gerektirdiğini, kanama kontrolünün de koltuk altı ve göbek deliği girişlerinde olduğu gibi güç olduğunu bildirdi.

Özdemir, göğüs katlantısından yapılan girişin ise hem ameliyat süresini kısalttığını, hem de ameliyat sonrasında neredeyse hiç iz bırakmadığını belirterek, “En güvenli protez yerleşim yeri kas altı yerleşimdir. Katlantı yerinden girildiğinde kas altına girmek çok kolay ve hızlıdır. Dokunun hasara uğraması ve hastanın emzirme problemi yaşaması bu yöntemde söz konusu olmaz” diye konuştu.

Bu ameliyatı geçirenlerin bir süre omuz hareketinden kaçınmalarını öneren Özdemir, ameliyat sonrası ağrılar için ağrı kesici kullanmanın yeterli olduğunu belirtti.

Özdemir, yürütülen bir çalışma sonunda dünyada farklı ülke kadınlarına yönelik şu değerlendirmelerde bulunulduğunu bildirdi:

“-Günümüz estetik anlayışına en uygun göğüslere sahip olanlar İtalyan ve İspanyol kadınları. Latin Amerikalılar (Venezüella, Brezilya gibi ülkeler başta olmak üzere) İspanyolların ardından geliyor.
-Beyaz Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerdeki kadınlar ise uzun ve ince fizikleri, ten ve yüz güzellikleriyle dikkat çekiyor, ama göğüs güzelliği konusunda aynı görüş hakim değil.
-Göğüslere bakış açısında kültürel yaklaşım çok çarpıcı farklar içeriyor. Muhafazakar ülkelerde genç kızlık döneminde göğüsleri saklamaktan ileri gelen kamburluk duruş bozuklukları görülüyor.
-Afrika'da bugün bile annelik işlevi için var olan bir organ gibi algılandığı için göğüsler gizlenmiyor.
-Akdeniz ve Amerikan toplumlarında güzellik için binlerce kadın bıçak altına yatmaktan çekinmiyor. Buna yatırım yapan çok büyük endüstriler var.
-İskandinav ülkelerinde kadınlar vücutlarının doğal formuyla daha barışık. Göğüs ameliyatları da bu ülkelerde diğerlerine oranla daha az yapılıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!