Güncelleme Tarihi:
Kurama, düzenlediği basın toplantısında, Ülker'in Godiva'yı satın alma sürecini anlatarak, gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı.
Kurama, 18 yıl yurt dışında bankacılık yaptığını, yurt dışında yaşayanların Türkiye'yi anımsatan şeyler gördüğünde büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Eminim ki artık yurt dışında Godiva markasını gören Türkler de bizimle aynı sevinci paylaşacaklar” dedi.
Godiva'nın 1926'da Belçika'da Joseph Daps tarafından kurulduğunu, 1966'da yüzde 33'ünün Campbell şirketince satın alınarak ABD'de ilk Godiva butiğinin açıldığını anlatan Kurama, şirketin 1990 yılından itibaren ciddi bir büyüme atağına geçtiğini, Godiva'nın ABD'deki marka bilinirliğinin istatistiklere göre yüzde 89 olduğunu aktardı. Godiva'nın en büyük pazarının yüzde 62 oran ve 308 milyon dolar ile ABD'de olduğunu dile getiren Kurama, Godiva'nın 40 ülkede 400'ü butik, 9 bin 300 noktada satıldığını ve yıllık 500 milyon dolarlık satış yaptığını anlattı.
“GODIVA KAŞIKÇI ELMASI GİBİ...”
Firmayı satın alma süreçlerini de anlatan Atilla Kurama, anlaşmanın en önemli noktasında Murat Ülker ile ABD'de bulundukları sırada, Godiva'nın Üst Yöneticisi Jim Goldman'ın “Godiva'yı niye satın almak istiyorsunuz?” sorusuna Murat Ülker'in yanıtını şöyle aktardı:
“Murat Ülker, (Ben 7,5 milyar dolarlık bir şirketin başkanıyım, yeterince işim var. Size Godiva'da ne gördüğümü anlatayım; Bizim, Topkapı Sarayında eşi bulunmaz bir Kaşıkçı Elmasımız vardır. Godiva da benim için çikolata sektörünün mücevheridir. Onu parlatır, gerekirse gerdanlık şekline dönüştür, bilinmeyen coğrafyalarda tanıtımını yaparız) dedi. Goldman da Murat Ülker'e (Godiva'yı bundan daha iyi anlatan başka kimse çıkmadı) yanıtını verdi.”
MORTGAGE KRİZİ ÜLKER'E YARADI
Kurama, Campbell Soup'un Ağustos ayında Godiva işini bırakacağını ilan ettiğini, bu süre içinde Nestle, Mars, Hershey's, hatta Starbucks gibi şirketlerin Godiva'ya yoğun ilgi gösterdiğini aktararak, bu şirketlerin yanında finansal yatırımcıların da bulunduğunu kaydetti.
Ülker olarak, teklif verme sürecine çok iyi hazırlandıklarını, ön elemeden geçerek 2. aşamaya davet edildiklerini aktaran Kurama, Ülker'in Godiva'yı satın alma kaderini değiştiren iki önemli şey olduğunu söyledi. Kurama, dünyada subprime krizinin çıkması ve kredi sıkışması yaşanmasının, finansal yatırımcıların çekilmesine neden olduğunu belirterek, “Böylece satın alma için stratejik konumda olanlar ortaya çıktı. Bu bizim konjonktürel olarak en büyük şansımız oldu” dedi.
Mortgage krizi Ülker'in işini kolaylaştırdı
LOGO DEĞİŞMEYECEK
Atilla Kurama, Türkiye'de ilk Godiva mağazasının ne zaman açılacağının sorulması üzerine, Godiva'yı tek başına bir şirket olarak gördüklerini, şirketin başında bulunan Jim Goldman'ın “Şu işleri bitirelim ilk mağaza açacağımız yerlerden bir tanesi İstanbul olacak” dediğini söyledi. Kurama, “Bence İstanbul'da bir mağaza açmak çok uzun süre almaz” dedi.
Godiva stratejisinin Goldman ve ekibi tarafından şekillendirileceğini, Türk ve ABD'lilerden oluşan bir yönetim kurulu oluşturulacağını anlatan Kurama, tartışma yaratan logonun değiştirilip değiştirilmeyeceği sorusunu da “Bunu Jim'e sorsanız güler herhalde... Öyle bir şey söz konusu değil” şeklinde yanıtladı.
Kurama, likör ve likörlü çikolata üretilip üretilmeyeceğine ilişkin soruyu da, “Bunu Jim'e soracaksınız. Elbette bunlar Yönetim Kurulu'nda tartışılacaktır” şeklinde yanıtladı.
ŞAM FISTIKLI ÇİKOLOTA
Kurama, bir başka soruya yanıt verirken de, Godiva yetkililerine Ülker'in şam fıstıklı çikolatasını tattırdıklarını ve gayet güzel bir tepki gördüklerini anlattı.
Kurama, şirketin karlılığına ilişkin olarak da, Godiva'nın çok güzel, iyi karlılığı olan ve iyi yerde bulunan bir şirket olduğunu ifade ederek, “Biz bunu daha karlı hale getireceğiz” dedi. Atilla Kurama, Godiva'nın satın alınmasına Sabri Ülker'in nasıl tepki gösterdiğinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
“Sabri beyi bilmiyorum ama Murat beyin kız kardeşi Ahsen hanımın verdiği tepkiyi çok iyi biliyorum. Ahsen hanım, yurt dışından dönüşlerinde Duty Free'lerde gördüğü Godiva'yı hep almak istermiş, Sabri bey de (Napacaksın kızım onu, bizde daha iyisi var) dermiş. Ahsen hanım (artık gönül rahatlığıyla Godiva'yı alabileceğim) dedi.”