Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar, çılgınca göç ve ekonomik sıkıntıların insanları suça yatkın hale getirdiği görüşünde.
ANTALYA'da son günlerde büyük bir artış gösteren cinayet ve intihar olaylarının göç ve ekonomik sıkıntılardan kaynaklandığı bildirildi. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz uzmanlar, göç olgusunu ortadan kaldırmadan polisiye olayları önlemenin zor olduğunu söyledi. Antalya'ya günde onlarca ailenin göç ettiğini belirten uzmanlar, ‘‘Bu insanlar büyük umutlarla geliyor. Beklentileri geçekleşmeyince de suça yöneliyorlar’’ dediler.
Antalya'da son bir haftada aynı nedenle işlenen cinayet olaylarının dökümü ise polis kayıtlarına şöyle yansıdı: Cinayet serisi, Güzeloba Mahallesi'nde taksici Ali Özden'in bıçaklanmasıyla başladı.
CİNAYET SERİSİ
İkinci cinayet bir gün sonra Liman Mahallesi'nde işlendi. Astsubay Erkut Köylüaş, kayınpederi Mehmet ile kayınvalidesi Gülbahar Akyol'u kurşuna dizdikten sonra intihar etti. Bir sonraki gün Doğuyaka Mahallesi'nde Yusuf Gebeş, 1.5 aylık eşi Zahide Gebeş'i öldürdükten sonra canına kıydı.
DURMAK BİLMEDİ
Polis, bu cinayetle uğraşırken yine bir gün sonra Haydar Cahıllı, kızını kaçırıp bir süre sonra geri gönderen Bülent Karakaya'yı av tüfeği ile öldürdü. Haftanın son günü ise Arif Eğriboyun ve Ali Çakır, Yaşar Yalçın isimli genci bıçaklayarak öldürdü.
Uzmanlar ne diyor ?
Geleneklerini getiriyorlar
Celal TUFAN
(Psikiyatr):
Stres ve geçim zorluğuyla birlikte kırsal kültürden gelen kişiler, şehir kültürüne ayak uyduramayınca böyle sonuçlar ortaya çıkıyor. Türkiye’nin turizm başkenti Antalya, ülkede kırsal kesimden en fazla göç alan il. Gelen kişiler, buradaki şehir kültürüne uyum sağlamak yerine, geldikleri yerlere özgü şiddet dolu geleneklerini, alışkanlıklarını yerleştirmeye çalışıyorlar.
Şiddet noktası kötü etkiliyor
Mustafa SUMBAS
(Nöroloji Uzmanı):
Tıp dilinde hipokampustan adı verilen beyindeki şiddet noktasının çalışmasındaki dengesizlikler insanın ruh halini etkiler. Bunun sonucunda istenmeyen olaylar oluyor. Hipokampustan noktasının çalışmasına ise birçok olay neden olabiliyor. Bunlar, sosyal ve psikolojik olaylarla değerlendirilebilinir.
Adalete güven yok
Av. Cengizhan Gököz
(Baro Başkanı):
‘‘İnsanlar yargıdan beklediklerini bulamıyor. Haksızlığa uğrayanlar, adaletin bu haksızlığını gideremediği görüşünde. Örnek vereyim, kocasından dayak yiyen kadın, şikayetçi olarak, resmi nikahlı eşinin kendisine verdiği maddi ve manevi zararın adalet tarafından tanzim edilmesini istiyor. Ancak umduğunu bulamayınca adalete olan güvencinde zedelenmeler oluyor.’’
Özgürlüğün bedeli ağır
Vedat ERASLAN
(Antalya Cezaevi Müdürü):
Bir öfke ile işlenen cinayetin ardından, soğuk duvarlar ile tanışılıyor ve gerçekle yüzyüze geliyorlar. Buraya gelenleri topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Hiç kimsenin buraya gelmesini istemeyiz. Burada özgürlüğün ne demek olduğunu çok acı bir şekilde öğreniyorlar. Ancak o zaman da artık vakit çok geç oluyor. İnsanlar, aklıselimle hareket etmeli. Yoksa üzücü oluyor.