Güncelleme Tarihi:
Demirayak, yaptığı yazılı açıklamada, “kuş gribinin su ve göçmen kuşlar aracılığıyla yayıldığı” konusunda yaygın bir kanının bulunduğunu, halbuki WWF ve doğa hayatı koruma konusunda çalışan ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının, “kuşların ayrı göç dönemleri olduğunu ve iklim koşullarına göre şekillendiğini, salgının sorumlularının göçmen kuşlar olmadığını” belirttiklerini kaydetti.
Nairobi'de 20-25 Kasım 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilen ”8. Akit Taraflar Konferansı” kapsamında yapılan “Göçmen Türler Konferansı”nda kuş gribi konusunun önemli bir yer teşkil ettiğini belirten Demirayak, şöyle dedi:
“Kuş gribi salgını, 2003 yılında kümes hayvanlarının sağlıksız ortamlarda yetiştirildiği Güneydoğu Asya'da hasta hayvanların ticareti sonucunda yayıldı. Canlı hayvan pazarlarının bu salgının yayılmasında büyük rol oynadığı, HPAI H5N1 virüsünün kaynağının 1997'de Hong-Kong'daki tavuk çiftliklerinde olduğu saptandı. 2004 yılında salgının tavuk çiftliklerinde görülmesinden 3 yıl önce, Vietnam'da Hanoi'de HPAI H5N1'in kuş marketlerinde kazlarda görüldüğü belgelere geçirildi. HPAI H5N1 virüsünün Çin'den Kore'ye, Japonya'dan Tayvan'a kadar ithal edilen ördek etlerinde görüldüğü bilinmekte. Asya'da halen kümes hayvanları ve ürünleri, yasadışı şekillerde batı ülkelerine ithal edilmekte. Göçmen kuşlar, Asya'da ortaya çıkan kuş gribinin batıya yayılmasının nedeni olarak gösterilmekte. Bununla birlikte bu sonbahar itibariyle Asya'nın doğusunda, Güney Asya ve Afrika'da, herhangi bir kuş gribi vakası görülmedi. Güney göç yolları üzerinde bulunan Avrupa'nın doğusunda görülen kuş gribi vakaları ise kümes hayvanlarının ve ürünlerin ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla 'göçmen kuşların kuş gribinin sorumlusu olduğu' hipotezi henüz kanıtlanmamıştır.”
“GÖÇMEN KUŞLAR DA ÖLÜYOR”
Filiz Demirayak, kümes hayvanlarıyla temas eden göçmen kuşların da hastalandığını ve öldüğünü ifade ederek, “Göçmen kuşlar kuş gribinin sorumlusu değil, kurbanıdır. Kümes hayvanlarıyla salya, dışkı ve diğer kanallarla temasta bulunan göçmen kuşlar da, bu salgına yakalanmaktadır” dedi.
WWF'nin 40 yılı aşkın süredir 100'ün üzerinde ülkede tür koruma konusunda çalışmalar yürüttüğünü, göçmen türlerinin de dünyanın biyolojik çeşitliliğinin korunması, kültürel ve doğal miras için son derece önemli olduğunu vurgulayan Demirayak, yetkililere “mücadele çalışmalarında kümes hayvanları ve canlı hayvan ticareti üzerinde yoğunlaşma” çağrısında bulundu.