Güncelleme Tarihi:
Kız Kulesi sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin ve hatta bölge ülkelerinin simge yapılarından biri. Son dönemde adı, geçirdiği köklü restorasyonla anılıyor. Bugün kulenin bulunduğu adacığın tarihi MÖ 5. yüzyıla kadar gidiyor. Ancak yapının bugüne uzanan hikâyesi 12. yüzyılda Bizans (Doğu Roma) döneminde başlıyor. 12. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Manuel Kommenos, deniz üstündeki bu adacıkta savunma amacıyla bir kale yaptırıyor. Daha sonra bu kale gemilerin Boğaz’a giriş çıkışlarını kontrol etmek amacıyla kullanılıyor.
GİZLİ GEÇİDİ İNCELİYORDUM
Bugüne kadar Kız Kulesi’nin karadan bağımsız bir şekilde kayalıkların üzerinde durduğu biliniyordu. Ancak içmimar Misbah İşli, Kız Kulesi’nin geçmişte kara ile bağlantılı olduğunu öne sürüyor. Kız Kulesi’nin restorasyonuyla birlikte bu yapıya merakı artan İşli, bu konuda incelemeler yaparken ilginç bir bilgiye ulaşmış. O süreci şöyle anlatıyor: “Kule hakkındaki efsanelerin gerçek olup olmadığını anlamak istedim. Bunlardan en ilginci, 1960 yılında moleküler biyolog, fizikçi ve koleksiyoncu Sir Francis Crick’in, yanına gelen esrarengiz bir adamın kendisine sattığı defterle ortaya çıkmış. Bu defterde Kız Kulesi’ne ait bir çizimi gören Crick, Kız Kulesi’nin altında gizli bir geçit olduğunu tespit etmiş. Özellikle internette dolaşan bu iddiaları merak edip araştırmaya koyuldum. Hatta restorasyon aşamasında kuleyi ziyaret etme fırsatı bulup bizzat da tetkik ettim. Gizli bir geçitin izine denk gelmedim ancak karadan kuleye bir yolun varlığını tespit ettim.”
UYDUDAN NET GÖRÜLÜYOR
Söz konusu yolun denizin berrak olduğu günlerde yosunlu bir hat olarak göründüğünü belirten İşli, “Açık havalarda denizi Çürüksulu Yalısı önündeki merdivenli yoldan gözlemledim. Birkaç kez fotoğrafladım. Öyle ki, kuleye giden yolu net bir şekilde ayırt edebildim. Google Earth üzerinden alınan uydu görüntülerinde de, yol hattının Kız Kulesi’nin ne tarafına çıktığı rahat bir şekilde görülebiliyor” diyor.
ÇÖKMÜŞ OLABİLİR
İşli, kule-kara arasındaki yolun 220-230 metre civarında olduğunu tahmin ederken, burada kaç sütun bulunduğunu ve bunların hangi döneme ait olduğunu bilmenin şu an için güç olduğunu söylüyor. Zamanla doğal etmenlerden dolayı bu yolun çökmüş olabileceğini belirten İşli, bölgedeki sualtı fotoğraflarında da sütunlara dair kalıntılar olduğunu belirtiyor. Araştırmaları sonrası da, olası sütunlu yolun önce kara kalem çizimlerini sonra da 3 boyutlu (3D) modellemelerini yapmış.
HARİTALARDA GÖSTERİLMİŞ
- Haritaları da araştıran Misbah İşli, 1738-1820 yılları arasında yaşamış İngiliz Kralı III. George’un coğrafyacısı I. Jeffereys Sculp’ın çizdiği haritada, Kız Kulesi’nin hemen yanında ‘Damalis Sütunları’ (Column Damalis) adıyla bu yolun yer aldığını belirtiyor. Yine 1836-1881 yılları arasında yaşamış, tarihte ‘Murad Efendi’ olarak bilinen Avusturyalı yazar ve diplomat Franz von Werner’in çizimlerinde de, kule karayla bağlantılı olarak gösterilmiş.
TARİHÇİ AİLENİN ZENGİN ARŞİVİ
- İçmimar Misbah İşli, Kız Kulesi’nin bulunduğu Üsküdar’a bağlı Salacak’ın doğma büyüme sakini. Annesi Esin Demirel İşli, 40 yıla yakın İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü yapmış ve doktorasını Yıldız Teknik Üniversitesi Rölöve Restorasyon dalında almış emekli bir mimar. Aynı zamanda Ayasofya, Süleymaniye, Beyazıt ve Laleli Cami gibi önemli yapıların restorasyonlarında da görev almış. Babası Hayri Necdet İşli ise özellikle mezar taşları ve çözümlemeleri üzerine çalışan emekli bir Osmanlı tarihçisi. Hal böyle olunca, yaşadıkları Salacak bölgesi, ailenin tarihi merakını cezbetmiş ve Kız Kulesi’ne ilişkin yıllar süren bir araştırma başlatmışlar. İçinde haritalardan gazete küpürlerine, posta pullarından reklam afişlerine kadar uzanan iki ciltlik benzersiz bir Kız Kulesi arşivi var. Oğul İşli tahsilini her ne kadar içmimarlık alanında yapsa da, gelecekte kariyerine tarihi yapıların fütüristik yorumlarıyla devam etmeyi değerlendiriyor. Misbah İşli, “Böyle bir ailede yetiştiğim için, mimari tarih ve restorasyondan uzak olmam mümkün değil” diyor.
UZMANLAR NE DİYOR: İHTİYATLI OLMAK LAZIM
- Hayri Fehmi Yılmaz (Sanat Tarihçisi): “Bu konuda özel bir uzmanlığım olmamakla birlikte, Kız Kulesi Boğaz’daki üç kayalıktan biri üzerine kurulmuştur. Diğer ikisi ise Galatasaray Adası ve Rumeli Kavağı kayalığıdır. Kız Kulesi, 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı’nın hazırladığı haritalarda sıkça tasfir edilir. İstanbul ile ilgili tüm yayınlarda geçer. Karayla bir bağlantısı olduğu bilgisine ben rastlamadım. Elbette olabilir. Ancak yine de bu tür iddialara karşı ihtiyatlı olmakta fayda var. Derinlemesine araştırılmalı. Tabii şu da var, kentin bu kadar fantastik şeylere ihtiyacı var mı bilmiyorum. İstanbul olduğu haliyle yeterince ilgi çekici. Ancak halkın bu tür iddiaları sevdiğini biliyorum.”
ARAŞTIRILMALI
- Esin Demirel İşli (Rölöve restorasyon konusunda uzman mimar) İddia sahibi içmimar Misbah İşli’nin annesi Esin İşli, bu konuda akademik olarak derinlemesine araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor. Sütunlu bir yol olduğu ihtimalinin yüksek olduğunu belirten İşli, “Tabii ki yeniden inşa edilmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Dalgıç arkeologlar bölgede araştırma yapabilir. Bu tür bir bilginin açığa çıkması ise kent tarihine bir katma değer sağlayacaktır” diye konuştu.
BİLGİ NOTU
‘Damalis’, MÖ 5. yüzyılda Üsküdar’ı zapt eden Atinalı General Haris’in eşinin adı olarak biliniyor. Rivayete göre Damalis burada vefat etmiş ve mezarının burada yer alması nedeniyle tepenin önündeki burun ‘Damalis Burnu’ olarak anılmaya başlamış.
EFSANESİ ÇOK
Bugünlerde onarımda olan Kız Kulesi birçok efsaneye konu olsa da, yaygın olarak bilinene göre bir falcı dönemin imparatoruna kızının yılan sokarak öleceğini söyler. Bunun üzerine imparator kuleyi inşa ettirip kızını orada korumaya çalışır. Ancak kaderin önüne geçemez ve meyve sepetinin içine gizlenen bir yılan imparatorun kızının ölümüne neden olur.