Gizli dinin mabedinde

Güncelleme Tarihi:

Gizli dinin mabedinde
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2001 00:00



Özdemir İNCE
Haberin Devamı

Yeryüzündeki Dürzilerin sayısı 2 milyonu geçmiyor. 100 bini İsrail'de yaşıyor. 1222'de İslam'dan koparak bağımsız bir topluluk haline gelen Dürzilerin kutsal mekanları Makam, Nazareth ile Taberiye gölünün arasında.

İsrail Enformasyon Merkezi'nin 1997'de yayımladığı ‘‘İsrail'in Gerçekleri’’ adlı kitapta Dürzîlerle ilgili şu bilgiler yer alıyor:

‘‘Kuzey İsrail'deki 22 kasabada yaşayan, Arapça konuşan ve sayıları yaklaşık 95 bin olan Dürzîler tamamiyle ayrı bir kültürel, toplumsal ve dinsel topluluk oluşturmaktadır. Her ne kadar yabancılara açık olmasa da, dinlerinin felsefesinin en iyi bilinen yönü, mensuplarının yaşadıkları ülkenin hükümetine sadık olmasını gerektiren takiyye kavramıdır.’’

Dürzîleri Lübnan olayları dolayısıyla biliyoruz. Hükümet ortağı ya da barış görüşmelerinde taraf olarak ‘‘Dürzî lider’’in adı geçerdi. Bu insanlarla ilgili bazı bilgi kırıntılarım vardı: Savaşçı, gururlu, dağlarda yaşayan ve kendilerini Arap sayan bir halk. Bu yolculukta öğrendiğime göre yeni İsrail hükümetinde bir Dürzî bakan da var.

Maghar, İsrailli Dürzîlerin en önemli yerleşim yerlerinden biri, Tiberias (Taberiye) gölünü yukardan, ünlü Golan tepelerini karşıdan gören bir yerde, 18 bin nüfuslu bir kasaba.

Dünyada 2 milyon dolaylarında Dürzî var. Bunun 100 bini İsrail'de, 600 bini Lübnan'da, 700 bini Suriye'de, 15 bini Ürdün'de yaşıyor.

PEYGAMBER HZ. ŞUAYB

Dürzîler, peygamberlerinin Nebi Şuayb (Nabi Shuieb) olduğunu söylüyorlar. Musa peygamberin çağdaşı. Bu bilgi benim elimde olan Türkçe kaynaklarda yok. Ama Dürzî dinadamlarına inanmak zorundayım. Nebi Şuayb, Kur'an'da adları sayılan 25 peygamberden 13'üncüsü. Musa Peygember ondan sonra geliyor. Hz. Şuayb'ın adı Kur'an'ın Hûd sûresinin 84. áyetinden (‘‘Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik’’) 96. áyetine kadar geçiyor.

Orhan Hançerlioğlu'nun ‘‘İslám İnançları Sözlüğü’’ne göre Dürzîlik Fátımî hálifesi Hákim Biemrilláh'ı Tanrı sayan özel bir inanç... XI. yüzyılda Suriye'de ortaya çıkan bu inanç, kurucularından Anuştigin Derezî'nin adını taşıyor. Dürzîlik, Tanrı'nın Hákim Biemrilláh'ın kişiliğinde yaşadığına inanıyor. Hákim'in iki kişiliği (Tanrısal ve İnsanlar) olduğu inancı Dürzîliği Hırıstiyanlık'a yaklaştırıyor. Dürzî inancına göre Tanrı birçok kez insan kılığına girmiş ve yeryüzünde görünmüştür. İlerde gene yeryüzüne inecek ve Dürzî olmayanları cezalandıracaktır.

Maghar'ın önde gelen Dürzî din adamlarından Nazım Sarhan'ın anlattığına göre, Musa'nın çağdaşı Nebi Şuayb'ı peygamber olarak kabul eden Dürzîler, sırasıyla Yahudiliği, Hırıstiyanlığı ve İslam dinini ‘‘din’’ olarak kabul etmişler ama hiçbiriyle özdeşleşmemişler. Bu süre içinde, inançlarına Tibet dinini ve Yunan felsefesini eklemişler. Hicri 600 (1222) yılında Dürzîlerin 5 atası (AL HAKEM BIN AMRULLAH) AL HİKMET adlı kendi dinsel kitaplarını yazmış. Böylece İslám dininden kesin olarak ayrılmışlar.

GİZLİ KİTAP

Peki Dürzîliğin gizliliği nereden geliyor? Çünkü kutsal kitapları AL HİKMET, gizli bir kitap. Sadece 'İmam' denilen din adamları okuyabiliyorlar kutsal kitabı. Kitabı kimseye göstermiyorlar, içeriğini kimseye aktarmıyorlar. Din adamları dışında müminler 'gizli bilgiler'e ulaşamıyorlar, sadece İmamların aktardığı temel bilgileri biliyorlar. Nedir bu temel bilgiler: Tek Tanrı'ya inanmak, Nebi Şuayb'ı peygamber kabul etmek, Dürzî kadınlarla evlenmek, tek kadınla evlenmek, 'doğru'yu söylemek, içki ve sigara içmemek, kumar oynamamak.

Müminlerden isteyenler İmam olabiliyorlar. Ama bunun da koşulları var: Kimseyi öldürmemiş olmak, tek kadınla evli olmak, adaylığın bilgeler kurulu tarafından kabul edilmesi, üç aylık denemeden sonra sınavdan geçmek... Bu sınavdan geçen kimse İmam oluyor, saçlarını kazıtıp başını örtüyor ve 'Mısır Püskülü' bıyık bırakıyor.

25 Nisan 'Kutsal' Nebi Şuayb günü. Nebi Şuayb'ın mezarının bulunduğu yere 'Makam' deniliyor. 'Makam' bütün Durzîlerin Mekke'si. Tapınaklarına 'Halvet' adı veriliyor. Perşembe ve pazar akşamları toplu halde dinsel tören yapıyorlar.

Nebi Şuayb'ın Kutsal Makamı, Nazareth ile Tiberias arasında. Dürzîler, tahminime göre eskiden bir 'Yatır Mekánı' olan Makam'ı da içine alacak görkemli bir kültür sarayı yaptırıyorlar. Özel giyimli korumaların koruduğu kapıdan içere girmek çok zor. Güçlü bir 'torpil' gerekiyor. Benimki Nazım Sarhan. Gündelik yaşamlarında açıklığı seçmiş olmalarına karşın, dinlerinin bir giz perdesi altında kalmasına inatçı bır çaba gösteriyorlar. Nazım Sarhan hocanın otoritesine karşın kapıda bulunan yaşlılar benimle fotoğraf çektirmeyi kabul etmedi. Benim fotoğraf çekme konusunda gösterdiğim saygılı ısrarsızlıktan etkilenmiş olmalılar ki otomobile binmek üzereyken birkaç genç benimle fotoğraf çektirmeye razı oldu.

Nazım Sarhan hem biyoloji öğretmeni hem de önde gelen bir dinadamı (üstte, solda). Dürzilerin kutsal mekanı Makam aydınlık ve modern, arabesk çizgiler en az düzeyde. Müminler, Şuayp Peygamber'in 45 numaralık ayak izini öpüyorlar. Hz. Şuayb'ın en az 4 bin yıllık olması gereken sandukasını öperek çevresinde dönüyorlar.

İsrail’de asker oluyorlar

ABD'de yaşayanları başta olmak üzere, dünya Dürzî topluluğu 10 kadar web sitesi açmış. İsrail'deki Dürzîlerin ancak yüzde 5 kadarı çiftçi. Devlet memurluğu, polislik ve askerlik Dürzîler arasında yaygın meslekler. Müslüman ve Hıristiyanların ancak çok sıkı bir araştırmadan sonra gönüllü askerlik yapabildiği İsrail'de, Dürzîlerin dışında sadece Çerkezler profesyonel askerliğe girebiliyorlar. Yaşadıkları ülkenin yönetimiyle çatışmamak, çoğunluğun güvenini kazanarak barış içinde yaşamak Dürzîlerin en büyük ilkesi. Bu sayede ezilmekten kurtuluyorlar. Ama bu ilişki onların kimliklerini yitirmelerine engel oluyor. Dürzîlerin kendi belediyeleri ve okulları var. Eğitim dili Arapça. Ancak İbranice ve İngilizce zorunlu. Üniversiteye giden pek az kız var. Evliliklerde anababa baskısı söz konusu değilmiş... Ama, Nazım Sarhan'ın, ‘‘Nasıl oluyor da Bayan İnce sizden daha iyi İngilizce konuşabiliyor?’’ diye sormasından çıkardığıma göre, kadınların gelişmelerini engelleyen gelenek baskıları söz konusu. Örneğin, dostum Dr. Naim Araidi'nin (İbranî edebiyatı doktoru) evine gittiğimiz zaman, eşi bizi karşıladı, erkeklerle el sıkıştı, ama ortadan kayboldu. Evde Naim'in kardeşi Ali duvardan bir çerçeve indirip önüme koydu: ‘‘Les Sultans Ottomans’’ (Osmanlı Sultanları). 1517-1917 arasında Osmanlı eyaleti olmuş bu topraklarda demek ki o dönem bir ‘‘Mutlu Çağ’’ olarak anımsanıyor.

Erimeyen azınlık

‘‘İsrail, içinde herkesin eriyip birbirine karıştığı bir toplum olmaktan ziyade, demokratik bir devlet çerçevesinde bir arada yaşayan farklı nüfusların oluşturduğu bir mozaiktir.’’ İsrail'in resmî devlet politikası bu. Asimile edilmesi olanaksız azınlığı rahat bırakıyor. Onların entegrasyonuyla yetiniyor.

Dört gün Dürzîlerin arasında yaşadık. Uydu kanallarından Türkiye televizyonlarını izliyorlar. TRT 1, 2, 3, 4 diye sayıyorlar. Aralarında 'dostum' diyebileceğim insanlar var. Ama bütün çabalarıma karşın 'Gizli Kitap'ları hakkında hiçbir şey öğrenemedim. Ancak, Dürzîlerin gizleri kendilerine de kapalı bir dine bağlı kalmalarını anlamakta güçlük çekiyorum. Belki de yüzyıllardır yok olmamalarının nedeni de bu gizlilik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!