Güncelleme Tarihi:
BÜYÜK Rüşvet Operasyo-nu’nda İstanbul’da polisin amirine, savcıların da başsavcıya bilgi vermediğinin ortaya çıkmasının ardından hükümet, bürokrasideki değişikliklerin ardından mevzuatta da önlemler almaya başladı. Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilerek, polis ve jandarmaya adli olayları, yakalama, gözaltı, arama gibi operasyonları derhal üst amirlerine bildirme zorunluluğu getirildi. Savcılar ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) iletişimin tespiti, dinlemesi ve kayda alınmasını düzenleyen 135/6’ncı maddesindeki rüşvet, kaçakçılık, silahlı örgüt başta olmak üzere katalog suçlar nedeniyle yapacakları soruşturmaları başsavcıya bildirecek.
CMK’YA DA AYKIRI
Yargı çevrelerinde, yönetmeliğin yargı bağımsızlığına, kuvvetler ayrılığına ve CMK’nın ‘soruşturmanın gizliliğine’ ilişkin maddelerine açıkça aykırı olduğu ve yargının yürütmenin vesayeti altına sokulduğu savunuldu. Son değişikliğin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 2 yıl önce CMK’ya dayanarak çıkardığı 7 numaralı genelgesine de aykırı olduğu bildirildi. HSYK genelgesine göre adli kolluk sorumluları ve görevlileri, adli görevler haricinde üstlerinin emrinde. Adli kolluğun, sıralı amirlerine ve mülki makamlara, meydana gelen adli olayları bilgi ve haber verme zorunluluğu bulunmadığı gibi tam aksine bu durumun tespiti hâlinde derhal savcı tarafından ilgililer hakkında soruşturma açılması gerekiyor.
KOLLUK AMİRLERİ
Dün Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelikle, ‘adli kolluk sorumlusu’ tanımı değişti. Polis ve jandarmanın yeni kolluk amirlerine savcılar dışında şu kişiler eklendi. ‘Adli kolluk sorumlusu’ (Mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından görevlendirilen adli kolluğun komutanı, amiri veya sorumlusu) ve ‘en üst dereceli kolluk amiri’ (Emniyet Genel Müdürlüğü’nde il emniyet müdürü, ilçe emniyet müdürü veya amiri; Jandarma Genel Komutanlığı’nda il jandarma komutanı, ilçe ve merkez ilçe jandarma komutanı; Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda birlik komutanı; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürü). Yeni yönetmelikte, “En üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirir” denildi. Yönetmelikte “Adlî kolluk görevlileri, kendilerine yapılan bir suça ilişkin ihbar veya şikâyetleri; el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhâl cumhuriyet başsavcılığına ve en üst dereceli kolluk amirine bildirir ve ilgili cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerine başlar” hükmü de yer aldı.
DİNLEMELER DAHİL
Savcılar dinleme ve iletişimin tespiti başta olmak üzere yapacakları operasyonun yanı sıra soruşturmanın bütün aşamalarını başsavcılarına ‘yazılı’ olarak bildirecekler. Savcının bildirim yazısı, başsavcının ‘görüldü’ şerhi ile soruşturma dosyasına konulacak. Savcı, artık rüşvet, örgüt, kaçakçılık gibi katalog suçlardan dinleme izni istediğini başsavcıya bildirmeden operasyon için düğmeye basamayacak.
İptal davası
YARGIÇLAR Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu Hürriyet’e CMK’da soruşturma usulüne ilişkin yasayla yapılması gereken bir değişikliğin bu yönetmelikle yapıldığını, yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açacaklarını söyledi. Eminağaoğlu, “Savcıların soruşturmaları sağlıklı yürütmesine yönelik güvence yok edilmiştir. Biz bunun somut örneğini geçmişte de yaşadık. Bir savcı, başsavcısını bilgisi dışında dinletti” anımsatmasında bulundu. Eminağaoğlu, şunları söyledi: “Kamuoyuna yansıyan son soruşturmadan istediği ölçüde bilgi sahibi olmayan hükümet, kendisine bilgi akışını sağlayacak yollar arayışındadır.”
Yargıya müdahale
ANKARA Barosu Başkanı Sema Aksoy dün yaptığı yazılı açıklamada, yönetmelik değişikliğinin, Anayasa’ya, CMK’nın temel ilke ve kuralları ile adli kolluk hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, yürütmenin durdurulması ve iptal istemiyle dava açacaklarını bildirdi. Aksoy, açıklamasında özetle şunları söyledi: “Adli kolluğun soruşturmalara ilişkin görevlerini yaparken idari amirlere bağlı olmaması ve sadece cumhuriyet savcısına bilgi verip, cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmesi kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir gereğidir. Aksi durum soruşturmaya ve doğrudan yargı erkine yürütmenin müdahalesi anlamına gelir ki bu da Anayasa’ya aykırılık teşkil eder. ”