Giderek birbirimize benziyoruz

Güncelleme Tarihi:

Giderek birbirimize benziyoruz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2014 17:38

Nüfus ve Gelişme için Berlin Enstitüsü'nce yapılan “Yeni perspektifler-Almanya'daki entegrasyonun durumu” başlıklı raporda, geçmişte göçmenlerin yaşadıkları sorunlarının hala çözülemediğine dikkat çekildi.

Haberin Devamı

Uzmanlar, Almanya'da uygulanan entegrasyon politikasında hala eksikliler olduğuna işaret ediyor.

HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ GÖÇMEN

Almanya'da 7 milyon yabancı ve 8,6 milyon Alman pasaportu sahibinin yaşadığı ifade edilen raporda, Almanya'da yaşayan her 5 kişiden birinin göçmen olduğu belirtildi.

BİRÇOK KONUDA ALMANLARA BENZİYOR

Göçmenlerin daha genç olduğu ancak birçok konuda Almanlara benzediklerine işaret edilen raporda, göçmenlerin zaman içinde daha az çocuk yaptığı, daha az evlenirken daha çok boşandığı ve ekonomisi güçlü olan bölgelerde yaşadıklarının görüldüğü kaydedildi.

DOĞUM ORANLARI YÜKSEK

Türkiye, eski Yugoslavya'nın dağılmasından sonra ortaya çıkan ülkeler ve Ortadoğu'dan gelen göçmen kadınların doğum oranlarının yüksek olduğu, 2012 yılında bu ülkelerden gelen kadınların ortalama 1,6 ila 1,8 çocuk sahibi olduğuna işaret edildi.

Göçmenlerin, ekonomisi güçlü olan ve çalışma olanaklarının bulunduğu bölgelerde daha kolay topluma uyum sağladığı belirtildi.

GÖÇMENLER YALNIZ BIRAKILDI

Göçmenlerdeki eğitim seviyesinin, son dönemde Almanya'ya gelenlerde iyileşme göstermesine rağmen son 40 yılda göçmenlerin uyumu konusunda kaçırılan fırsatların ancak bugün açık bir şekilde görüldüğü ifade edildi. Geçmişte uyum politikasında kaçırılan fırsatların yol açtığı sorunların bugün gözden kaçırılmaması uyarısında bulunulan raporda, “Misafir İşçi Alım Anlaşması kapsamında gelen göçmenler uzun bir zaman kendi başına bırakıldı. Bunun sonuçlarını bugün çocukları ve torunları hissediyor” denildi.

EN BÜYÜK UYUM SORUNU ÇEKEN TÜRKLER

Enstitüsü Başkanı Reiner Klingholz, yapılan araştırmada farklı göçmen gruplarının değerlendirmeye alındığını belirterek en büyük uyum sorunu çekenlerin

Giderek birbirimize benziyoruz
Türk kökenliler olduğunu belirtti. Bunun, misafir işçi olarak gelen diğer göçmen gruplarında olduğu gibi büyük oranla eğitim seviyesinin düşük olmasından kaynaklandığını ifade eden Klingholz, Türkiye'den göçmen olarak Almanya'ya gelen her 5 erkek ve her 3 kadının okul diplomasının bulunmadığını, bundan dolayı Türk göçmenlerin çalışma yaşamında daha az başarılı olduğunu kaydetti.

KIZ ÖĞRENCİLER BAŞARILI

Türk çocuklarının da eğitim sisteminde ebeveynlerinin eksikliklerini telafi edemediğine işaret eden Klinholz, kız öğrencilerinin eğitimde başarılı olduğunu vurguladı.

İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz'den yıllar önce misafir işçi olarak gelenlerin çocuklarının da aynı sorunlarla mücadele ettiğini belirten Klinholz, ancak Euro krizinde bu ülkelerden gelen göçmenlerin eğitim durumunun, diğer AB ülkelerinden gelen göçmenler gibi yüksek seviyede olduğunu ve iş piyasasına iyi bir şekilde uyum sağladıklarını kaydetti.

KALİFİYE İŞÇİLER İÇİN ENGELLER YÜKSEK

Almanya'nın yavaş yavaş diğer ülkelerden gelen insanlara açıldığını ve modern bir göç ülkesi olma yolunda gelişme gösterdiğini belirten Klingholz, özellikle Avrupa'nın güneyinde Euro krizinden etkilenen ülkeler ve Avrupa'nın doğusundan gelen insanların Almanya'daki kalifiye eleman eksikliğini giderdiğini ve ekonominin istikrarlı olmasına katkı sağladığını ifade etti.

“Yeni göçmenler ülkelerindeki ekonomik durum düzeldiğinde gidebilirler” uyarısında bulunan Klingholz, Almanya'nın cazip göçmen ülkesi olması için hedefe odaklı bir uyum politikası uygulaması gerektiğini vurguladı.

Almanya'nın AB ülkeleri dışından da kalifiye elemanların gelmesi için çaba sarf etmesi gerektiğini belirten Klingholz, kalifiye işçilerin Avrupa Birliği ülkelerine gelmesini kolaylaştıran “Mavi Kart” uygulamasının ve yabancı ülkelerde elde edilen diplomaların kabul edilmesi yönünde çıkarılan yasanın doğru adımlar olduğunu ifade etti. Klingholz, “Ancak bunların uygulanması yavaş işliyor ve engeller hala çok yüksek” ifadesini kullandı.

Göçmenlerin topluma başarılı katılım sağlamaları için eğitimin bir anahtar olduğunu belirten Klingholz, erken yaşta eğitimin desteklenmesi ve öğretmenler ile diğer eğitimcilerin farklı kökenden gelen çocuklar konusunda eğitilmesi gerektiğini belirtti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!