Güncelleme Tarihi:
ÇİFTÇİLERLE ALIŞILMIŞIN DIŞINDA BİR DAYANIŞMA
“Ziraat Bankası Genel Müdürümüzle etraflıca görüştüm. Bu görüşmeden sonra da Ziraat Bankamız çiftçilerimizle çok daha etraflıca, geniş kapsamlı ve kredide bugüne kadar alışılmışın dışında bir dayanışmayı sürdürecektir. Belki de sizlerle ortaklığa gidecek, bu tür adımları atacak. Çünkü istiyoruz ki biz artık dışarıdan kurban bayramlarında, şurada burada artık hayvan ithali yapmayalım. Anadolu ana olarak görevini yerine her alanda getirecek. Tabiat özellikle Batılı büyük şirketler eliyle tarihte belki hiç olmadığı kadar hoyratça kullanılıyor, adeta talan ediliyor. Verimli tarım alanlarının azaldığı, su kaynaklarının giderek kıtlaştığı, denizlerin kirlendiği, hava olaylarının öngörülemez hale geldiği ürkütücü dönemin içindeyiz. Bu dönemin alameti farikalarından biri de toprağın, suyun, tarım alanlarının stratejik öneminin artmasıdır.
TÜRKİYE İÇİN GÜVENLİK MESELESİ
‘Ambarın anahtarı kimin elindeyse güç de onun elinde olur’ derler. Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak her ülke gibi Türkiye içinde bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlı olmak en az savunma sanayiinde dışa bağımlılık kadar tehlikelidir. Kıtaların ve çıkar mücadelelerinin kesiştiği dönemde bizim gibi bir ülke için bu asla göze alınamayacak bir risktir. Tarım politikalarımızı bu gerçeklerin üzerine bina ediyoruz. Ülkemiz için güvenlik riski oluşturacak hiçbir adıma şimdiye kadar müsaade etmedik asla da müsaade etmeyeceğiz. Bu anlayışla iktidara geldiğimiz günden beri tarım alanlarımızın geliştirilmesine, su kaynaklarımızın korunmasına, orman varlığımızın güçlendirilmesine özel önem veriyoruz. Tarımsal üretimi ekonomik boyutunun çok ötesinde stratejik bir sektör olarak değerlendiriyoruz.
MİRASLA BÖLÜNMEYİ ENGELLEYELİM
Türk tarımını küresel tarım ve gıda şirketlerinin güdümüne sokacak her türlü teşebbüsün karşısındayız. Tarım topraklarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin birlikte engelleyelim. Bakın iktidara geldiğimizden bu yana hep bunun gayreti içindeyiz, bunu engelleyelim istiyoruz. Çünkü özellikle tarımda bu bölünmeyi engellediğimiz zaman hep birlikte ailece de milletçe de güç kazanırız. Çiftçimize her türlü araç-gereç, gübre, tohum desteği verelim, ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayalım. Bu konuların hepsinin arkasındayız, yanındayız. Ama Türk tarımını küresel şirketlerin sadece kâr odaklı çalışan çarkı içinde kesinlikle ezdirmeyeceğiz.
HAYALİ RAKAMLAR SÖYLEMİYORUM
Tarımda milli güvenliğimize özellikle öncelik vermeyen her türlü projeye, her türlü dönüşüme kârına zararına bakmaksızın karşı olduğumuzu altını çizerek ifade etmek istiyorum.
Çiftçilerimize bugüne kadar 137.7 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Bakın hayali rakamlar söylemiyorum, yaptıklarımızı söylüyorum. Ana muhalefetin başı çıkıyor zaman zaman saçma sapan bir şeyler konuşuyor. Benim rakamlarım resmi rakamlardır, gazete kupürlerinden toplanan rakamlar değildir. Devlet yalan söylemez, devlet gerçeği söyler, ben de bunu söylüyorum. CHP Genel Başkanı’nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda göreve geldiğimizde üretimimiz iç talebi dahi karşılayamazken, şimdi yüzde 112 gibi büyük bir oranı buğday üretiminde yakaladık. Fakat bunlardan anlamaz, buğdayı göster tanımaz, öyle bir durumu var. Bu yıl maalesef bu bölücü terör örgütü ormanlarımızı yaktığını bizzat ifade etti. Onlar sakallarımızı keserken biz de açık net onların kolunu kırmaya devam ettik.
Arazi bölünmesine kalıcı çözüm
Arazi toplulaştırma ve sınıflandırma işlemlerini hızlandırarak bu önemli projeyi 10 yılda tamamlayacağız. Tarımsal arazi kullanım planları hazırlayacağız. Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması için arazi bankacılığı ve birlikte üretim gibi alternatif modelleri devreye alacağız. Miras mevzuatını geliştirerek tarım arazilerinin bölünmesi sorununa kalıcı çözüm getireceğiz. Aile işletmeciliğinin sürdürülebilirliği için kadın ve genç girişimcileri destekliyoruz. Küçük ve büyükbaş hayvancılıkta yerli ırkların ıslahına yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz.”
Zorunlu olmadıkça et ithali yaptırmadık
“Tohumdan sofraya tüm üretim zincirinde çok daha etkin bir izleme ve denetim sistemi kuracağız. Su Kanunu çıkaracağız. Tarım ve orman mevzuatını sadeleştireceğiz. Gıdada taklit ve tağşiş cezalarını caydırıcı seviyeye yükselteceğiz. Son 1.5 yılda zorunlu olmadıkça et ithalatı yaptırmadık. 2020’de de bunu sürdüreceğiz. Orman çalışanlarının maliyetinin yüzde 20’si hibe, kalan kısmı faizsiz kredi prefabrik evler edinmelerini sağlayacağız. 1000 köye 1000 tıbbi aromatik bitki bahçesi kurulmasını hedefliyoruz. Elektrikli traktörün farklı modeliyle kendi yürür ilaçlama makinası, üretim aşamasına geldi. Sofralık zeytinin kilogramına 15 kuruş destek vereceğiz. Önümüzdeki yıl küçükbaş hayvan varlığını arttırmada hamle dönemimiz olacak. 56 milyon küçükbaş rakamını yakalamak istiyoruz. Sürüye katılan hayvan başına 100 lira destek vereceğiz. Tavukçuluk üretimini garanti altına alacak sistemi kurduk. Böylece yılda 220 bin adet yerli et ve yumurta amaçlı damızlık civciv üretimi yapılmasını sağlıyoruz. Böylece 30 milyon tavuk üretilebilecek.”
Muhalefet işi pişkinliğe vurdu
“11 Kasım’ı Milli Ağaçlandırma Günü ilan ettik. Ülkemizde öyle bir muhalefet var ki böyle hayırlı bir işi bile karalamaya kalktı. Atalarımız ‘tarla bozuk, tohum çürük, ekin mi olur’ diyor. Bunların durumu da işte böyledir. Kasım ayında fidan mı dikilir’ diyerek, çamur atmaya kalktılar. Cehaletleri anlaşılınca ‘11 milyon fidanın 9 milyonu kurur’ diyerek işi pişkinliğe vurdular. Milletimiz bu olup bitenlerin hepsini hafızasına kaydediyor.”