OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 10, 2003 00:00
Koç Finansal Hizmetler Chief Operating Officer'ı (COO) Federico Ghizzoni, ''Riskli bir ülke olmasına karşın Türkiye'deki potansiyel çok büyük. Orta vadeli bir perspektiften bakıldığında bu riskte yönetilemeyecek birÅŸey yok'' dedi.Koç Holding ile UniCredito Italiano'nun (UCI) eÅŸit ortaklığı bulunan Koç Finansal Hizmetler'in COO'su Ghizzoni, ''Yeni Avrupave Bankacılık'' konulu basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, UCI olarak 2006'da yeni Avrupa'nın genelinde 1 numara olmak istediklerini ve buna çok yakın olduklarını söyledi.    Türkiye'de 3 yıllık plan içerisindeki hedeflerinin tam bir iç büyümeye odaklanmak olduÄŸunu ifade eden Ghizzoni, ÅŸunları kaydetti: ''İç büyümeyle toplam varlık açısından bir numara olmayabiliriz. Biz ilk 5 banka arasına girmeyi hedefliyoruz. Toplam varlıkta bir numara olabilmek için tabii ki bir baÅŸka bankayı satın almamız gerekir. Bunda hiç sorun yok. Bu özelleÅŸtirilecek bir banka mı olur, yoksa baÅŸka bir banka mı olur, onu bilemem. Hedefler saptandı. Ve bunlara sadece iç büyümeyle eriÅŸmeyi düşünüyoruz.    Bana, 'BaÅŸka bir banka satın almayı düşünüyor musunuz?' sorusu hep soruluyor. Bu aÅŸamada böyle bir hedefimiz yok. İç büyüme üzerine odaklanmış bulunuyoruz. Piyasa deÄŸiÅŸiyor. Farklı ÅŸekillerde geliÅŸiyor. Bir fırsat ortaya çıkarsa bunu partnerimiz Koç Holding'le tartışır ona göre karar veririz. Ama bu aÅŸamada böyle birÅŸey yok.'' Kredi aktivitesinin geliÅŸtirmeyi düşündükleri projelerden bir tanesi olduÄŸunu, perakendecilik ve ÅŸirketler sektörünü geliÅŸtirmeye çalıştıklarını anlatan Federico Ghizzoni, ''Hazine'nin faaliyetlerinin önümüzdeki 3-5 yıl içinde devam edeceÄŸini düşünüyoruz. Bu da Türk bankacılığını, Koçbank'ı da etkileyecektir'' diye konuÅŸtu.    Ghizzoni, spekülatif aktivitelere girmeyeceklerini, müşterilerine karşı hizmet odaklı çalışacaklarını ifade ederek, risk politikalarını bu ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirdiklerini, sonuçlarının gayet iyi olduÄŸunu ve bugün artık yönetilecek çok daha az risk bulunduÄŸunu kaydetti. TÃœRKÄ°YE'DE POTANSÄ°YEL ÇOK Ghizonni, bir basın mensubunun ''Yabancı bankalar Türk pazarında potansiyel bulmalarına raÄŸmen gelmiyorlar. Türkiye'yi riskli mi buluyorlar?'' sorusu üzerine, şöyle dedi: ''Citibank, Deutschebank, (Geliriz) dediler ama neden gelmediler bunu onlara sormak gerekir, Citibank'ı, Deutschebank'ı UCI ile kıyasladığınızda stratejide bir farklılık görürsünüz. Burada yatırımın yapılmasında kendisinden baÅŸka ÅŸeyler de var. Evet, riskler çok... Gerçekçi olmak gerekirse bu konuda Türkiye'de negatif bir reyting var. Bu, Türkiye'nin riskli bir ülke olduÄŸunu gösterir. Bizim Koç Holding gibi bir partnerimiz var. Türkiye'nin en güçlü sanayi iÅŸletmelerinden biri. Ä°yi ve kötü günlerin üstesinden nasıl gelinebileceÄŸini gayet iyi bilen bir grup. Onların deneyimine yüzde 100 dayanabiliriz. Ä°nancımız ÅŸu; riskli bir ülke olmasına raÄŸmen Türkiye'deki potansiyel çok büyük, muhtemelen pekçok ülkeden daha da büyük. Dolayısıyla etkin bir ÅŸekilde olaya yaklaşırsak orta vadeli bir perspektiften bakıldığında bu riskte yönetilmeyecek birÅŸey yok. BaÅŸarılı olunabilir.''    Koç Finansal Hizmetler'in üç yıllık planının gayri resmi olarak her iki hissedara sunulduÄŸunu ve bugüne kadar tepkilerin fevkalade olumlu olduÄŸunu dile getiren Ghizzoni, ''Yönetimin hissedarlara önerisi olumlu bir ÅŸekilde kabul gördü. Yani bizim sunuÅŸlarımız onların beklentilerine uyuyor'' diye konuÅŸtu. Basel II kriterlerinin, Türk bankacılık sistemini nasıl etkileyeceÄŸine yönelik bir soruyu Ghizzoni, ''Tabii ki bir etkisi olacaktır. Sadece Türk piyasasını deÄŸil, diÄŸer ülkeleri de etkileyecek'' ÅŸeklinde yanıtladı. Ghizzoni, ÅŸirketler tarafından bakıldığında sermaye maliyeti açısından bir sorun yaÅŸanabileceÄŸini, ancak bunun ilk izlenim olduÄŸunu kaydederek, ''Bankalar tüketiciye kredi verme konusunda daha fazla motive olabilirler'' dedi.         TÃœRKÄ°YE'NÄ°N AB ÃœYELİĞİ Ghizzoni, Türkiye'nin AB üyeliÄŸine iliÅŸkin bir soru üzerine de bu konuda birçok ÅŸeyin Türkiye'ye baÄŸlı olduÄŸunu dile getirerek, AB'nin bir parçası olan ülkelerin Türkiye'ye giderek daha olumlu bir gözle bakmaya baÅŸladıklarını ve aleyhte olan ülke sayısının yavaÅŸ yavaÅŸ azaldığını bildirdi. ''Türkiye'ye bir ÅŸans verelim'' görüşünde olan ülke sayısının arttığına dikkat çeken Ghizzoni, bunun için Türkiye'nin de gerekli reformları sürdürmesi gerektiÄŸini ve uzun bir yol bulunmasına karşın Türkiye'ye müzakere tarihi verilebileceÄŸini düşündüğünü kaydetti. Türkiye ABD iliÅŸkilerinin birkaç ay öncesine göre deÄŸiÅŸtiÄŸini ve hükümet üzerinde AB'ye entegrasyonu hızlandırma konusunda olumlu baskı yapıldığını belirten Ghizzoni, iliÅŸkilerin Irak nedeniyle bugün çok iyi olmadığını, yakın zamanda bölgenin normal standartlara kavuÅŸacağını söyledi."YENÄ° AVRUPA VE BANKACILIK" SUNUMU Yeni Avrupa'nın, AB'ye üye ve üye olma sürecindeki ülkeleri kapsadığını belirten Ghizzoni, AB'ye tam üyelikle ülkeler arasındaki uçurumun kapatılacağını ve bölgede bankacılık sektörünün çok daha önemli bir rolü olacağını vurguladı.  Ghizzoni, 2002-2006 yılları arasında yeni Avrupa'da GSYÄ°H'da yüzde 37, bankacılık sektöründe de yüzde 44'lük bir artış beklendiÄŸini kaydederek, ''AB entegrasyonu ile, faizlerin yavaÅŸ yavaÅŸ düşmesini, ikili fonlar, yaÅŸam sigortası ve diÄŸer fonlarda bir patlama olmasını bekliyoruz'' diye konuÅŸtu.  Ghizzoni, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya'nın reytinginin oldukça iyi göründüğünü ancak AB'ye tam üye olmayı bekleyen Türkiye gibi ülkelerde reytingin biraz düşük olduÄŸunu kaydetti. Ghizzoni, ''Türkiye'nin reytingi en düşük olanı'' dedi. Türkiye ve Romanya'da yüksek enflasyon ve kamu açıkları bulunduÄŸunu anlatan Ghizzoni, ''Bu ülkelerde daha iyileÅŸme gerekiyor. GSYÄ°H'ın AB seviyesini yakalayacağını düşünüyoruz ama bu kısa dönemde olacak bir ÅŸey deÄŸil'' diye konuÅŸtu.  Yeni Avrupa ekonomilerinin AB'ye tam olarak yaklaÅŸmasının 20-30 yıl kadar bir zaman alacağını ifade eden Ghizzoni, üye olmayı bekleyen ülkelerdeki bankacılık hizmetlerinin AB'ye göre, çok yaygın olmadığına dikkat çekti. Ghizzoni, Türk bankacılık sektörünün toplam kredilerdeki payının düşük düzeyde kaldığına iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:  "Toplam kredilerin GSYÄ°H'a oranı sadece yüzde 12. Tasarruflara baktığımızda banka mevduatı, insanlardan toplanan paranın düzeyi reel ekonomiden henüz çok önemli bir pay almıyor. Dolayısıyla bu, ülkeye yeni gelen ve ticari iÅŸlerini geliÅŸtirmeyi amaçlayan bir banka açısından önemli bir geliÅŸme fırsatı sunmaktadır.''    Yeni Avrupa'da en karlı iÅŸin kredi vermek olduÄŸunu söyleyen Ghizzoni, ''Türkiye'de ise bankaların kredi verme aktivitesi konusunda yapılacak çok ÅŸey var'' dedi.    ''TÃœRKÄ°YE FIRSAT YARATIYOR'' Federico Ghizzoni, Türkiye ve Polonya'da yüzde 20'lerde seyreden ödenmeyen krediler konusunda hala büyük problemler bulunduÄŸuna dikkat çekerek, yabancı bankaların pazar payının diÄŸer ülkelerde çok yüksek olmasına karşın, Türkiye'de sadece yüzde 7 düzeyinde olduÄŸunu söyledi. Ghizzoni, ''HSBC ve UniCrdedito Italiano olmak üzere 2 yabancı banka var. Türkiye'deki oran, diÄŸer pazarlara göre çok düşük. Bizim görüşümüze göre yabancı bankaların daha yüksek bir payının olması çok önemli katkılar saÄŸlayabilir'' diye konuÅŸtu. Türkiye ve Romanya'da devlet mülkiyetindeki bankaların sektörden aldığı payın diÄŸer ülkelere kıyasla daha yüksek olduÄŸunu belirten Ghizzoni, şöyle dedi: ''Türkiye'de devlet mülkiyetindeki bankaların etkisi hala çok fazla. Yabancı bir banka, özelleÅŸtirmeye katılmak amacıyla Türkiye'ye geldiÄŸi takdirde bu bir fırsat olabilir. Türkiye'de özelleÅŸtirilecek bankalar listesine baktığımızda Pamukbank'la birlikte 4 banka bulunuyor. Türkiye bir fırsat yaratıyor.''  UCI VE KOÇ FÄ°NANSAL HÄ°ZMETLER Federico Ghizzoni, UCI hakkında bilgi verirken de, kıta Avrupası'nda bir numara olduklarını belirterek, ''Bazı bulunmadığımız alanlara girmek için 1-2 banka satın alabiliriz'' dedi. Ghizzoni, UCI ve Koç Holding ortaklığındaki Koç Finansal Hizmetler'in de Türkiye'deki en güçlü finansal gruplardan bir tanesi olduÄŸunu söyledi. Åžirkete UCI'nın 250 milyon dolar yatırım yaptığını anlatan Ghizzoni, ÅŸunları kaydetti:  "2 tane son derece güçlü hissedarımız var. Bunlar, Koç Finansal Hizmetler'i bir baÅŸarı hikayesi yapmaya odaklanmış hissedarlardır. Dolayısıyla bu pazarda büyümeyi hedefliyoruz.    2006 yılında bizim yatırım getirimiz yüzde 20'den daha fazla olacak. Maliyet yüzde 40. Risk maliyeti ödenmeyen krediler tarafından temsil edilen yüzde 7'nin altında olacak. Bu hedeflere eriÅŸebildiÄŸimiz takdirde 2006 yılında Koç Finansal Hizmetler, Türkiye'de fevkalade güçlü bir bankacılık grubu olacaktır ve piyasanın liderliÄŸini belirleyebilecektir. Koçbank da krediler açısından çok büyük bir geliÅŸme gösterecektir.''   Aralık 2002-Mayıs 2003 döneminde ÅŸirketin mevduat ve kredilerinde artış olduÄŸunu, net iÅŸletme gelirlerinin yükseldiÄŸini ve ödenmeyen kredilerin oranında da düşüş olduÄŸunu ifade eden Ghizzoni, ''6 aylık bir aradan sonra bu partnerliÄŸin olumlu etkilerini görmeye baÅŸladığımızı söyleyebilirim. Haziran sonuçları Mayıs'tan daha da iyi olacak'' diye konuÅŸtu.          Ghizzoni, bugün Koç Finansal Hizmetler'le 3 yıllık planı tartıştıklarını ve bu ay sonunda onaylanacak olan planın, ayrıntılarını Eylül ayında yapılacak basın toplantısında açıklayacaklarını bildirdi.Â
button