Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2004 00:00
SEÇİMLER yaklaşırken, siyasi parti liderleri tansiyonu yükseltiyorlar.Karşılıklı suçlamalar diz boyu. Proje bazında konuşulan pek bir şey yok. Yanlışları söyleyen çok ama kendi doğrusunu açıklayan, alternatifini içini doldurarak tartışmaya açan görülmüyor.. Ben de liderleri
seçim çalışmaları bazında şöyle bir incelemeye aldım. AKP Genel Başkanı Erdoğan, seçim çalışmalarını başlattığı günden bu yana Siirt, Batman, Niğde, Aksaray, Kütahya, Manisa, Burdur, Isparta, Mersin, Adana, Bolu, Zonguldak, Yozgat, Tokat, Afyon, Eskişehir, Antalya, Kırşehir, Kayseri ve Sivas'a gidip miting yapmış. Sinop gezisi hava şartları nedeniyle iptal edilmiş. Yani toplam 20 ilde miting. DYP Genel Başkanı Ağar Konya, Diyarbakır, Adana, Mersin, Aksaray, Niğde, Kars, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, İzmir ve Ayvalık gezilerini tamamlamış. 12 yerde halkla buluşmuş. CHP lideri Baykal Antalya, Bursa, Samsun, Sinop, Çanakkale'ye gitmiş. Konya'da çöken Zümrüt Apartmanı'na yaptığı geziyi de sayarsanız 6 il dolaşmış. Ha, bir de Keçiören'de bir kahvehanede kahvaltılı toplantı gerçekleştirmiş. CHP Genel Başkanı geçen hafta yapacağı tüm gezileri iptal etmiş. Doğu ve Güneydoğu'ya ise ayak bile basmamış. Erdoğan 20 il, Ağar 12 il gezerken Baykal'ın gezdiği il sayısı 6. Bu durum ortadayken Sevgili Deniz Baykal çıkıp medyayı suçluyor. Medyanın AKP'yi büyüttüğünü söylüyor. Daha da ileri gidip bunun hesabını soracağını ekliyor. Peki Deniz Bey, siz ne yapıyorsunuz?Bir zamanların genç, atak, heyecanlı politikacısı nerede?Seçimi kazanmak, en azından partinizin bulunduğu konumu korumak için ne zaman harekete geçeceksiniz? CHP bu seçimden kan kaybıyla çıkarsa, oy oranlarını düşürür ve hatta 3. parti durumuna düşerse bunun sorumlusu basın mı olacak? Sizin hiç mi suçunuz yok Deniz Bey. Yapmayın Allah aşkına. Danıştay banka davalarına tam kadro bakmalıBATIK bankaların eski sahiplerinin bankalarını geri alabilmek için açtıkları davalar Danıştay'da görülüyor. Bu davalar sonucunda ‘‘ilginç kararlar’’ ortaya çıkıyor. Danıştay'da davası görülen bankalardan ikisi, Kentbank ve Demirbank ile ilgili olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu ‘‘sahiplerine iade’’ kararı verirken, diğer bazı bankalar hakkında tam tersi bir karar çıktı. Tabii bu durum ‘‘adalete güven’’ ve ‘‘hukukun üstünlüğü’’ açısından kafalarda bazı soru işaretleri uyandırdı. Konunun uzmanı değilim. Verilen kararlarla ilgili olarak bir eleştiride bulunmam mümkün değil. Ancak dosyaları incelediğim zaman kararların ‘‘veriliş biçimi’’ ile ilgili bazı eleştirilerde bulunma hakkına sahip olduğumu gördüm. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 40 üyesi var. Ele alınacak konu dava ile ilgili ilk kararı veren mahkemenin üyeleri Genel Kurul'a katılmıyorlar. Bu yüzden 33 veya 34 üye ve bir başkanla genel kurul toplanabiliyor. Fakat ben batık banka davalarının hemen hiçbirinde genel kurulun tam olarak toplandığını görmedim. Üyelerin bir bölümü davalara gelmiyorlar. Karar sayılarına baktığım zaman tam katılım halinde kararların farklı çıkabileceğini görüyorum. Yani bazı üyeler genel kurul oturumlarına katılmayarak oylamaları etkiliyor ve bence ‘‘haksız’’ olabilecek kararlar çıkmasına neden oluyorlar. Çok merak ediyorum Türkiye'ye minimum 50 milyar dolara mal olmuş ve her biri devletin sırtına yeni yükler yükleyebilecek bu davalara bir danıştay üyesi neden katılmaz. Bundan daha önemli ne işi olabilir. Bence bütün üyeler bu oturumlara katılmalı ve kararların adil olabilmesini sağlamalı. Aksi takdirde ortaya hukuk açısından son derece gayri ciddi bir tablo çıkabilir. Galiba burada görev Danıştay Başkanvekili sıfatıyla bu genel kurula başkanlık eden Tansu Çölaşan'a düşüyor. Bu önemli oylamaların tam katılımla veya en azından her banka ile ilgili kararların aynı katılımcılarla çıkmasını sağlamak zorunda. Yoksa hukuk guguk oluyor. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Karşısındakini adam yerine koymayanın adam olma ihtimali olmadığını anladığımız zaman.
button