Gezi’ye özenen çocuklar Maydan’da

Güncelleme Tarihi:

Gezi’ye özenen çocuklar Maydan’da
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2013 00:29

Ukrayna’daki eylemlerde Gezi Parkı’nın etkisi göze çarpıyor. Gazeteci Evan Ostryzniuk, “Ukrayna, tıpkı Türkiye’deki gibi korku duvarını yıktı” diyor. Ama iş bununla sınırlı değil. İşte Kiev ile İstanbul’un farklı ve benzer yönleri.

Haberin Devamı

Kiev 10 yıl sonra yine ayakta. ‘Turuncu Devrim’in üzerinden neredeyse 10 yıl geçti ve bu kez yepyeni bir kuşak sokaklara indi. Devlet Başkanı Yanukoviç’in AB ile Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı askıya alması ya da iptal etmesi buzdağının sadece görünen kısmı. Sokaklar zaten aylardır hareketliydi. Öğrenciler, memurlar, işçiler daha iyiyi istemek için Bağımsızlık Meydanı’ndalar.
Euro Maydan dedikleri alan şehrin tam da göbeğinde. Taksim’in neredeyse daha şık hali, Paris’i andırıyor. Ne tesadüf meydana bakan devasa bir otel var. Yanında Kiev Filarmoni Orkestrası’nın merkezi olan Roma sütunlarıyla süslü konser salonu.

KAYAK GÖZLÜKLERİYLE EYLEME

Kiev’li genç öğrenciler sokağa inmeye karar verdiklerinde bu meydanın dört tarafına barikatlar kurmuşlar. Tahta çitlerle araç girişine kapatmışlar. Barikatlarda hep birileri nöbet tutuyor. Kameraman arkadaşım Bülent Erkahyalar ile barikatlardan geçerken Türkiye’den geldiğimizi öğrenince gülümsüyorlar. Baretler, kasklar burada da üniforma gibi. Savcı bey kızacak mı bilemiyorum ama gözlükler burada da var. Tek farkı, deniz gözlüğü değil, kayak gözlükleri.
Gezi Parkı’nın enerjisi ve işleyişi belli ki bütün kitlesel eylemleri etkilemiş dünyada. Barikatlardan girer girmez bunu hissediyorsunuz. Genç insanlar öbek öbek toplanmış varillerin içinde ateşler yakmışlar. Yol kenarlarına, bina diplerine odunlar ve su bidonları stoklanmış. Her gelen elinde bir yiyecek kolisi ile geliyor. Gencecik kızlar üzerlerine beyaz önlükler takmışlar sandviçler hazırlıyor, dev kazanlarda çorba pişiriyorlar. Anıtın hemen altına bir çay ocağı kurulmuş, bal ve limonla servis ediliyor çaylar. İşçiler, kalpaklı eski tüfekler, şık hanımlar, yaşlı teyzeler hepsi burada.
Kiev Meydanı’nı Gezi Parkı’ndan ayıran birkaç önemli nokta da var. 1 Aralık günü Berkut adı verilen çevik kuvvet polisleriyle göstericiler arasındaki çatışmalar haricinde meydanda polis yok. Hatta 15 gündür şehrin en merkezi yerinin trafiğe kapanmasına tepki gösterecek bir yerel yönetici de yok. “Kim kapattı alanı?” diye sorduk. “Halk kapattı” dedi şoförümüz Alexei. “E polis bir şey yapmadı mı? ‘Trafiği engelliyorsunuz, hayatı aksatıyorsunuz’ diyen yok mu?” diye sorduk. “Hayır. Burada olmaz o” diye yanıtladı.

‘POLİS DE BİZDEN’


Barikat girişinde genç bir üniversite öğrencisi elimize bir bildiri tutuşturdu. “Barikat vardiyasına gelin” yazıyor üzerinde. “Akşam 19.00-23.00 arası barikatları koruyacak giriş çıkışları kontrol edecek gönüllüler arıyoruz” dedi. Sadece öğrenciler mi? Afganistan Savaşı’nda (Sovyetler döneminde) savaşan gazi dernekleri bile açıklama yaptılar. “Barikatları korumak gerekirse kalkar geliriz” diyerek. Gazeteler ve dergilerde “Polis de bizden, onlar da sıkıntı çekiyor, çatışmayalım” diyen resimler göze çarpıyor.
Başbakan Mikolai Azarov’un çalışma ofisinin önünde 70 kişilik bir protestocu grup bütün gün eylemde. Duvarlara grafiti de yapmışlar. Yanlarından 10 kişilik bir polis timi yürüyerek geçiyor. Kimse kimseye saldırmıyor, müdahale sıfır.
Bir diğer fark da Gezi’deki uluslararası kimlik, çok dilli çok renkli yapının Kiev’e henüz ulaşmamış olması. Gençler arasında İngilizce konuşan o kadar az ki davalarını dünyaya anlatmakta zorlanıyorlar. 24 saat açık Coffee Shop’da çalışan gençler “Daha iyi yaşamak istiyoruz, Avrupa’daki gibi özgürlük istiyoruz” diyorlar.
Kiev Weekly gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Evan Ostryzniuk orta vadede umutlu. “Bizde ayaklanmalar hep kasımda başlar ve halk soğuğa dayanıklıdır” diyor ve ekliyor: “Yanukoviç’in istifasını kimse beklemesin.
Ama bu yeni devrim farklı. Başka türlü bir yapısı var. Siyaseti mutlaka değiştirecek. Ukrayna, tıpkı Türkiye’deki gibi korku duvarını yıktı.”

Haberin Devamı

Ruslana: Türkler Kiev’e gelsin!

Haberin Devamı

Gösterilerin yıldızı Eurovision’un kraliçesi Ruslana ile basın merkezinde buluştuğumuzda etrafını işçiler, yaralı öğrenciler çevirmiş. Hepsine moral veriyor. “Bu genç insanlara kötü davranıldı. Türkiye’deki genç kardeşlerimiz bize sembolik de olsa destek versin istiyoruz, keşke gelseler Kiev’e” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!