Gezi İstanbul nihayet kapılarını açtı

Güncelleme Tarihi:

Gezi İstanbul nihayet kapılarını açtı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2003 02:00

İstanbul'un en eski pastanelerinden Gezi, uzun süren bir tadilat sonrasında ‘‘Gezi İstanbul’’ adıyla hizmete açıldı. Pastanenin sahibi Mimar Hakan Kıran'ın projesi olan yeni pastane, Atatürk Kültür Merkezi'nin hemen yanında.

Gezi İstanbul'da çikolata, yaş ve kuru pasta, kek, kruvasan ve salatalar, yemek, sandviç, türlü çeşitli kahve, alkollü ve alkolsüz içecekler bulunuyor. Yani pastane, lokanta, kafe, bar bir arada. Bayramdan sonra resmi bir açılış yapmayı tasarlayan Gezi İstanbul, bayram öncesi çikolataya yönelik talep karşısında kapılarını açmak zorunda kaldı.

Hakan Kıran, yedi ay boyunca hem tadilatın başında durdu hem Belçika ve Fransa'ya giderek ünlü çikolata ustalarını İstanbul'a davet etti. İstanbul'a gelen bu şefler Gezi İstanbul'un çikolata işinde çalışan personelinin eğitimini üstlendi. Pastacılar ise Gent (Belçika) ve Viyana'dan (Avusturya) gelen iki şef tarafından eğitildi.

Aralarında Perili Köşk ve Aya Yorgi Manastırı'nın da bulunduğu birçok tarihi eseri restore eden Mimar Hakan Kıran, Mydonose Showland gibi çelik ve çadır bileşiminden oluşan modern tasarımlar da yaptı. Kendisi de bir pasta ustası olan Kıran, Gezi İstanbul için gereken ekipman ve malzemelerin büyük bölümünü Belçika, İtalya ve Fransa'dan satın aldı. Reçel kavanozlarını İtalya'dan getirdi. Şimdi yeni kavanoz, bardak ve şişe tasarımları için kolları sıvadı.

Gezi İstanbul'un oturma gruplarını iç mimar Tülin Kıran tasarladı. Duvarlardaki fotoğrafları Gezi İstanbul için Ali Konyalı çekti. Arkeoloji Müzesi'ndeki heykel ve rölyeflerden detayları kadrajına alan Konyalı, fotoğrafları siyah beyaz olarak çekti. Gezi İstanbul'daki tüm resimler ressam Ercan Armutçu'nun fırçasından çıktı. Bölmeler arasındaki üç boyutlu figürler heykeltıraş İnayet Türkoğlu'na ait. Hakan Kıran kendi tasarladığı çikolata ve pasta kutularıyla teşhir dolaplarının patentini de aldı.

Hakan Kıran, ‘‘Bu proje için tüm Anadolu'yu turladım. Ama ne doğru dürüst bir çikolata kutusuna, ne bir çikolata kalıbına, ne de aklımda çizdiğim kavanoz ve şişeye rastladım. Bunun üzerine önce tasarladım, sonra da ustalarla birlikte tezgahın başına geçip uygulamasını yaptım. Anadolu yaşama sanatı ve kültürünü ne yazık ki elimizden kaçırmışız. Şimdi yeniden geriye dönüp yeme içme kültürünü yeniden canlandırmalıyız diye düşünüyorum. Gezi İstanbul'a gelenler bu vizyonun bir prototipini bulacaktır’’ diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!