Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun Gezi Parkı’nı açtığı 8 Temmuz 2013’de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyelerine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Ayşe Mücella Yapıcı, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’nun da arasında yer aldığı 26 şüpheli hakkında eksikliklerin giderilmesi amacıyla savcılığa iade edilen iddianame gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra ikinci kez mahkemeye gönderildi. Örgütlü suçlara bakan Cumhuriyet Savcısı Mesut Erdinç Bayhan’ı hazırladığı iddianamede TCK’nın 220/1 inci maddesiyle düzenlenen “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ile suçlanan Yapıcı ve Çerkezoğlu’nun da arasında bulunduğu 5 kişinin “Suç örgütü lideri olmak”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet Etmek” suçlarından 3 yıl 3 aydan 13,5 yıl kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 21 şüpheli ise Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri öne sürüldü.
SORUŞTURMA ÖRGÜTLÜ SUÇLAR BÜROSUNA GEÇTİ
17 Aralık operasyonun ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevine getirilen Hadi Salihoğlu’nun yeni görev talimatnamesinde 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na ilişkin suçlara dair soruşturmaların örgütlü suçlara bakan savcılıkça yapılmasına karar verilmesinin ardından soruşturmanın ilk savcısı olan Nazmi Okumuş’tan alınan dosya örgütlü suçlara bakan savcı Mesut Erdinç Bayhan’a verildi.
İstanbul 33 Asliye Ceza Mahkemesi’nin eksiklerin giderilmesi için Taksim Dayanışması hakkında ilk iddianameyi ele alan savcı Mesut Erdinç Bayhan, eksiklikleri tamamladıktan sonra yeniden mahkemesine gönderdi.
AK PARTİ MÜŞTEKİ DEĞİL
Gezi Parkı eylemler esnasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca kullanılan otomobilin yakıldığı iddiası nedeniyle ilk iddianamede müşteki olarak yer alan AK Parti İstanbul İl Başkanlığı ve otomobilde şoför olarak görev Mustafa Aksu ile polise taş atması için platform üyelerinin oğluna para verdiğini iddia eden Muhittin Akat, savcı Bayhan’ın hazırladığı ikinci iddianamede müşteki olarak yer almadı. Soruşturma konusu olan otomobilin Nurtepe’de yakıldığına, iddianameye konu Gezi Parkı eylemlerin ise Taksim’de yapıldığına dikkat çeken Savcı Bayhan, şüphelilerle ilgisi olmadığı belirtilen bu olayla ilgili olan dosyayı ayırdı. Savcı Bayhan, oğluna taş atması için para verildiğini söyleyen Muhittin Akat’ın iddialarını da iddianameden çıkararak dosyayı ayırdı.
“BİREYSEL OLARAK KULLANMAK SUÇ DEĞİL”
Savcı Bayhan tarafından yeniden yazılan iddianamede şüphelilerden ele geçirildiği öne sürülen “kask”, “baret”, “deniz gözlüğü” gibi eşyalar bireysel olarak kullanılmasının suç olmadığı ancak üzerilerinde ele geçirilmesi nedeniyle şüphelilerin Gezi Parkı eylemlerine katıldığının delili olarak kabul edildiği ifade edildi. İddianamede Taksim Dayanışması tarafından yapılan çağrı ile insanların eylem yapılacak alana toplanması da “kışkırtma” olarak değerlendirildi.
29 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
GEZİ Parkı’nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldığı 8 Temmuz 2013’de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyelerine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ilk iddianamede, Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Ayşe Mücella Yapıcı, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, HDK MYK üyesi Ender İmrek ile Gezi Olayları platform üyesi Haluk Ağabeyoğlu’nun uzun süre olayları yönetmeleri ve planlamaları nedeniyle bir organize suç örgütü şeklini aldıkları, bu şekilde hareket ettikleri iddia edilmişti. Yapıcı, Çerkezoğlu, İmrek, Metin ve Ağabeyoğlu hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “Görevi yaptırmamak için direnmek” suçlarından 7,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Diğer 21 sanığın ise 1 yıl ile 10 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun da arasında bulunduğu 31 kişi hakkında ise dava açılmamasına karar verilmişti.
“TAŞLA SOPAYLA SALDIRDILAR”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Galatasaray Lisesi önünde toplanarak Taksim Meydanı’na yürüyen şüphelilerin ihtara rağmen dağılmadıkları, Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’na girmek isteyen grupların taşlı, sopalı, molotoflu, ses bombalı, sapan ve bilyeli gibi çeşitli şekillerde polise saldırdıkları, yolları kapatıp barikat kuran gruplara karşı güvenlik kuvvetlerinin ellerinde geldiği kadar müdahale etmeye çalıştıkları iddia edilmişti.
Yapılan basın açıklamaları ve sosyal, görsel medya üzerinden yapılan yayınlarda devletin güvenlik kuvvetleri ile kamu görevlilerinin düşman gibi lanse edildikleri, masumane başlayan Taksim Yayalaştırma projesine karşı duruşun zamanla marjinal gruplar ile terör örgütlerinin provokasyonlarına zemin hazırladığı öne sürülmüştü.
MAHKEME İADE ETMİŞTİ
İlk iddianamenin gönderildiği İstanbul 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi ise şüphelilere yönelik suçlamaların net olarak belirtilmediği ifade ederek, eksikliklerinin giderilmesi için iddianameyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade etmişti.
“HANGİ ÖRGÜT OLDUĞU ANLAŞILMADI”
İade kararında, iddianamede 5 şüphelinin “Organize suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan cezalandırılmalarının istendiği hatırlatılarak, TCK’da örgüt suçlamasına ilişkin iki ayrı sevk maddesinin bulunduğu belirtilmişti. Bu kapsamda şüphelilere hangi kanundaki hangi suç veya suçları işlemek için örgüt kurdukları veya yönettiklerinin anlaşılamadığı, bu suçtan savunmalarının alınabilmesi amacıyla bu atılı suçlamanın iddianamede açıklanması gerektiği vurgulanmıştı.
“MÜŞTEKİ OLAN KAMU GÖREVLİSİ YOK”
Diğer bir madde ise şüphelilerin memura mukavemetle suçlandığı ifade edilerek, bu suçlamaya göre memura karşı cebir veya tehdit kullanılması gerektiği anlatılmış, hangi şüphelilerin hangi kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit kullandıkları, kendisine karşı cebir ve tehdit kullanılan kamu görevlisinin müşteki olarak gösterilmediği ifade edilmişti. Müşteki olarak gösterilen Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanlığı ile il başkanlığınca kullanılan araca zarar verildiğinin iddia edildiği hatırlatılarak, hangi şüpheli ve ya şüphelilerin bu araca zarar vermekten dolayı hangi suçtan cezalandırılmalarının istendiğinin açıklanması gerektiği kaydedilmişti.