Gezen’in ‘sanatçıları’

Güncelleme Tarihi:

Gezen’in ‘sanatçıları’
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2002 15:38

Sanatçı Müjdat Gezen, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde yetenekli gençleri sanat dünyasına kazandırıyor. Eğitimin ücretsiz olduğu merkezde, 'özgün, özgür, doğal ve yaşam boyu eğitim' veriliyor.

Müjdat Gezen'in, ‘‘Bir gün okul kurarsam ücretsiz olacak‘‘ inadıyla kurduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde, özgür, özgün, doğal ve ömür boyu süren eğitim veriliyor. Ücretsiz eğitim veren tek vakıf konservatuvarı olan Kadıköy Ziverbey'deki okula, özel yetenek sınavıyla öğrenci kabul ediliyor. Okulun öğrencileri, ‘‘Çok yoğun bir çalışma temposuyla, oyun oynar gibi eğitim alıyoruz. Bütün sorunlarımızı paylaşıyoruz ve mutlu bir aileyiz‘‘ diyor. Okul, bu eğitim yılının başında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı.

Gezen, okulun ücretsiz olması konusunda neden ısrarcı olduğunu şöyle anlatıyor:

‘‘İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda tiyatro hocalığı yaptığım bir dönemdi. Sevdiğim bir öğrenci var, Mustafa Uzunyılmaz diye. Baktım morali bozuk. ‘Ne oldu Mustafa?' dedim, ‘Hiç hocam, ayrılıyorum galiba. Harç parasını ödeyemedim' dedi. Sonra çıkardım verdim, hallettik, mezun oldu. O zaman, ‘Param olursa ve bir okul açarsam ücretsiz olsun’ dedim.’

625 sayılı yasaya göre, Milli Eğitim'e bağlı olmadan ücretsiz okul açılamadığını belirten Gezen, ‘‘Ben hem ücretsiz olacak, hem de Milli Eğitim'e bağlı olmayacak diye inat ettim. Mahkemeye verdiler, mahkemeyi kazandım. Aradan 11 yıl geçti, yine mahkemeye verdiler. Eğitim yılının başında Milli Eğitim'e bağlanmayı kabul ederek beraat ettik‘‘ diyor.

Gezen, Sanat Merkezi'ni kurarken, alternatif bir eğitim uygulama fikriyle yola çıktığını belirterek, şunları söylüyor:

‘‘Ben, YÖK'e bağlı olarak çok sağlıklı bir eğitim çıkacağını düşünmüyorum. Burada geçen 12 yıl bu inancımı doğruladı. Bizim öğrencilerimizin hepsi hemen her yıl ödül alıyorlar. YÖK'e bağlı kurumlardan ise böyle bir şey çıkmıyor.‘‘

Okullarının, sevgi üzerine kurulu olduğunu belirten Gezen, ‘‘Burada kavga, gürültü, dini, siyasal karışıklıklar yok. Öğrenciler, sadece meslekleriyle ilgileniyorlar‘‘ diyor.

Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin, bazen maddi yönden sıkıntı çektiğini belirten Gezen, şöyle devam ediyor:

‘‘Ben dışarıda kazanıp burada harcıyorum. Filmlerden, reklamlardan kazandığım parayı buraya harcayabiliyorum. Okulun, benden sonra, kendi ayakları üzerinde durabilir bir duruma gelmesini istiyorum.‘‘

Gezen, konservatuvarın, açıldığı günden beri dışarıdan yardım almadığını, sadece Şefik Göğen isimli bir arkadaşının, bir milyar liradan satışa çıkardığı ve sadece bir tane basılan kitabının gelirini kendilerine bağışladığını söylüyor. Gezen, bunların dışında, kitap, eski elbiseler gibi bağışlar dışında yardım almadıklarını vurguluyor.

ÖĞRENCİLERE BIRAKTI

Müjdat Gezen, vasiyetnamesiyle, Sanat Merkezi'nin kurulu olduğu binayı, belirlenen 10 öğrencisine bırakıyor. Öğrenciler, kendi aralarında oluşturdukları bir yönetim kuruluyla, Müjdat Gezen aralarından ayrıldıktan sonra burayı idare edecekler ve okul, öğrencilerin olacak.

Konservatuvar, özel yetenek sınavıyla, Tiyatro, Yazarlık-Yaratıcılık, Klasik Türk Musikisi, Türk Halk Müziği, Hafif Müzik, Opera-Şan ve Klasik Gitar bölümlerine öğrenci kabul ediyor. Merkezde ayrıca, ücretli eğitim verilen ve her meslekten yetişkinlerin kabul edildiği akşam okulu, 7-16 yaş öğrenciler için hafta sonu kış okulu, yaz okulu ve tam gün yaz okulu bulunuyor.

Okuldan pekiyi dereceyle mezun olan öğrenciler, beş yıllık bir asistanlık süresinden sonra burada öğretmen olarak görev yapmaya başlayabiliyor.

Okulun tiyatro bölümünde okuyan üçüncü sınıf öğrencisi Bülent Çatalçekiç, burada, tüm sorunlarını arkadaşları ve öğretmenleriyle paylaşabildiğini belirterek şunları söylüyor:

‘‘Çok demokratik bir ortamda, özgün bir eğitim alıyoruz. Burada olmaktan çok mutluyum. İstediğim her şeyi yapabiliyorum. Buradaki herkes çok mutlu.‘‘

Dergah eğitimi gibi bir tiyatro eğitimi aldıklarını belirten Tiyatro bölümü öğrencisi Bülent Polat, ‘‘Usta-çırak ilişkisiyle eğitim veriliyor. Öğrenciler, kendi içlerinde kendilerini eğitiyor ve kendini kontrol edebilir hale geliyor. Burası evimiz gibi. Biz bir aileyiz‘‘ diyor.

Şebnem Bozoklu, bu okula gelmek için, okumakta olduğu 9 Eylül Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro bölümünü yarıda bıraktığını söylüyor.

Ezgi Mola, ‘‘Çok yoğun bir çalışma temposuyla, oyun oynar gibi eğitim alıyoruz‘‘ diyerek, arkadaşları ve öğretmenleriyle ile iletişimlerinin çok güzel olduğunu vurguluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!