Germencik’teki taş ocağı, köylülerin kabusu oldu

Güncelleme Tarihi:

Germencik’teki taş ocağı, köylülerin kabusu oldu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2009 11:13

AYDIN’ın Germencik İlçesi’nden geçen Neşetiye Çayı üzerine 3 yıl önce kurulan taş ve kum ocağı, köylülerin kabusu oldu.

Sözleşme maddelerine aykırı olarak çalıştırılan ocak yüzünden Neşetiye, Abdurrahmanlar ve Kızılcapınar köylerindeki zeytin ve incir ağaçları ile tarım arazileri toz tabakası altında kaldı, rekolte önemli ölçüde düştü. 1 metre derinliğe kadar izin verilen yerde 25 metrelik dev çukurlar açılması çay yatağının değişmesine yol açtı, köy yolları göçme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Aydın İl Özel İdaresi’nin 2006 yılında çıktığı ihaleyi kazanan Kaan Madencilik, Neşetiye Çayı üzerinde kurulacak taş ve kum ocağını 5 yıl süreyle işletme hakkını elde etti. Ancak, ocağın faaliyete geçmesiyle birlikte etraftaki Neşetiye, Abdurrahmanlar ve Kızılcapınar köylerinde hayat kabusa döndü. Şirketin, imzalanan sözleşmenin 11'inci maddesinde yer alan ‘malzeme alımı, akarsu yatak ve dere yatağının doğal yapısını bozacağı çukur ve engebeler oluşturmadan, akarsu akış düzenini bozmadan, 1 metreden fazla derine inmeden, taşıma ve benzeri bir nedenden dolayı yörede bulunan tesislere ve civar tarım arazilerine zarar vermeden’ yapılması koşuluna aykırı olarak yürüttüğü iddia edilen çalışmalar, köylüyü isyan ettirdi. Taş ve kum ocağının faaliyetleri yüzünden, zeytin ve incir ağaçları ile verimli tarım arazilerinin toz tabakası altında kaldığı, rekoltenin önemli ölçüde düştüğü, salça, tarhana, meyve ve sebze kurutma işinin sona erdiği öne sürüldü. 1 metre derinliğe kadar izin verilen yerde 25 metrelik dev çukurlar açılmasının ise çay yatağının değişmesine yol açtığı, köy yollarını göçme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı belirtildi. Üç köyün muhtarı, ocağın kapatılması için defalarca Germencik Kaymakamlığı ve Aydın Valiliği’ne şikayet başvurusunda bulundu. Ancak, 23 ayrı tutanak tutulmasına rağmen ocak faaliyetlerine devam etti. Köylüler son olarak, Başbakanlık, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na şikayet dilekçesi yolladı.

‘OCAK ACİLEN KAPATILSIN’

Abdurahmanlar ve Kızılcapınar köylerinin yeni seçilen muhtar ve ihtiyar heyetleri de henüz mazbatalarını bile almadan bu sorunun çözümü için harekete geçti. Kızılcapınar Köyü Muhtarı Zülfikar Metin, “Bölgemizde incir ve zeytin rekoltesinde ciddi düşüş var. Toz bulutu nedeniyle köy yaşamının doğal gerekleri olan meyve kurutulması, salça yapımı, tarhana yapımını unuttuk artık. Köy içinden geçen ağır vasıta araçlarının yarattığı sorunlar da var. Bu kum ve taş ocağının kapatılmasını istiyoruz” dedi.

‘KANSER VAKALARI ARTTI’

İhtiyar heyeti üyesi, emekli öğretmen Ali Özer de ocak yüzünden köylünün sağlığının bozulduğunu, kanser vakalarının arttığını savunarak şunları söyledi:

“Yaz aylarında köyü toz bulutu kaplıyor. Nefes almak neredeyse olanaksız. Özel İdare ile yaptıkları sözleşmenin gereklerini yerine getirmiyorlar. Oluşturulan dev çukurlar, çocuklar ve hayvanlarımız için ciddi tehlike oluşturuyor. Defalarca yaptığımız başvurular dikkate alınmadı. Zaman zaman yolu kestik sonuç alamadık. Burada kelimenin tam anlamıyla bir doğa ve çevre katliamı var. Ekosistem bozuldu. Ve kimse bizleri dikkate bile almıyor. Gelenler hep şirketi kolluyor.”

‘YASAL BOŞLUK VAR’

Aydın İl Özel İdare Müdürü Halil İbrahim Aktemur ise, ocakların yasal boşluklar yüzünden bu kadar rahat hareket ettiğini öne sürdü. Aktemur şöyle konuştu:

“Taş ve kum ocaklarının sözleşme maddelerine aykırı işlem yaptıkları ihbarını alan Valilik bünyesinde oluşturulan komisyon denetim yapıyor. Ancak, yasada ‘suçüstü’ yakalama şartı bulunduğu için kolay kolay cezai işlem ve kapatma uygulayamıyor. Suçüstü yakalandığında da kaçak çıkarılan kum ve taşın ya da başka maddenin ancak 5 katı kadar ceza verilebiliyor. Dolayısıyla bizi hafiyeliğe itiyorlar. Kamera ve fotolarla tespit ettiğimiz durumlarda da mahkeme sürecindeki tıkanıklıklar yüzünden işlem yapılamıyor. Yasal boşluk var. Biz cezayı kesiyoruz, ocak ve maden sahipleri mahkemeye gidiyor. Sonra yine biz mağdur oluyoruz.”

Aktemur, tarım arazilerinin zarar görmesi konusunda da, “Biz orayı ihaleye açmadan önce ilgili tüm kurumların onay vermesi şartını koyuyoruz. DSİ, Toprak Koruma Kurulu, Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Belediye, Kaymakamlık gibi birçok kurum ve kuruluşun denetiminden geçiyor. Bir teki dahi olumsuz yanıt verse ihaleyi yapamazdık” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!