Güncelleme Tarihi:
Edirneli bir ailenin çocuğu olan 31 yaşındaki Sibel Üğdüler lise eğitimini memleketinde aldıktan sonra Boğaziçi Kimya Mühendisliği Bölümü’ne girmiş. Kimyaya olan ilgisi ise lisede başlamış: “Kimyaya ilgim lise yıllarında başladı. Tüm disiplinlerin içerisinde biraz kimya var. Laboratuvarda yaptığınız bir çalışmanın tüm hayatımızda ne kadar çok şeyi değiştirebildiğini görmek benim için büyüleyiciydi. Tekstil, ilaç, tüm eşyalar, renkler her şey kimyadan başlıyor. Bu ilgimi fark ettikten sonra arka kısmını bilmem lazım diye düşündüm.
BOĞAZİÇİ’NDEN GENT’E
Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken Erasmus ile Gent Üniversitesi’yle tanıştım. Burada benim yapmak istediğim tarzda bilim faaliyetlerine büyük bir yatırım ve olanak sağlanıyor. Bu sebeple üniversiteyi bitirdikten sonra master yapmak için yeniden Gent Üniversitesi’ne başvurdum. Burada polimerlere yoğunlaştım. Plastik geri dönüştürme üzerine bir projeye dahil oldum.”
CİPS PAKETİNDEN SAKSI
Her yerde geri dönüşüm ifadesini görüyoruz ancak bunun ne kadarı geri dönüştürülebiliyor? İşin aslını Üğdüler anlatıyor: “Aslında tüm dünyada plastik geri dönüşümü çok az. Plastikler çok kompleks yapılar. Çalışması da geri dönüştürmesi de çok zor. Örneğin bir cips paketini düşünün, yedikten sonra çöpe atıyoruz, herhalde geri dönüştürülüyordur diye düşünüyoruz değil mi? Oysa bu paketin çok çok minik bir kısmı geri dönüştürülebiliyor. İncecik bir cips paketi bile 5-6 katmandan oluşuyor. Cips paketini geri dönüşüme gönderdiğimizde ya bir çöp poşeti ya da plastik saksı olabiliyor. Cips paketinden tekrar cips paketi elde edemiyoruz. Ben şu anda tam olarak bunun üzerine çalışıyorum.”
RENKLERİ AYIRACAK
Geri dönüştürmenin dünyadaki hammadde açığı konusunda da büyük önemi olduğunu vurgulayan Üğdüler, “Ben eğer bir çikolata paketinden tekrar çikolata paketi üretemiyorsam yeniden çikolata paketi üretmem için hammaddeye ihtiyacım var. Bu da şu demek oluyor, ben aslında o ürünü geri dönüştüremiyorum. Bu da doğayı koruma anlamında çözüm üretmiyor. Şu andaki çalışmamda buna nasıl çözüm bulabiliriz bunu araştırıyorum. Bu renkleri plastiklerden nasıl çıkarabiliriz? Eğer 5 katmandan oluşuyorsa nasıl bu katmanları ayırıp, nasıl tekrar geri dönüşüme sokabiliriz” diyor.
3 PATENT ALACAK
Belçika ve Hollanda’da yayımlanan Kraliyet, Sanat ve Bilim Akademisi’ne bağlı bilim dergisi EOS Wetenschap, her yıl gelecek vaat eden biliminsanlarını seçiyor. Gent Üniversitesi’nde yürüttüğü plastik geri dönüşümü çalışmalarıyla ödüle layık görülen Üğdüler şöyle diyor: “Bilim alanında böyle bir ödüle layık görülmek beni mutlu etti. Süt paketinden tutun da çikolata paketine, balık ağları, külotlu çoraplar tüm bunların geri dönüştürülmesi için, çözüm bulmak için çalışıyoruz. Şu anda ürettiğimiz 3 çözümle ilgili patent alma yolundayız. Bizim çalışmalarımızın gerçek hayatta karşılığı var.
AVRUPA’DAN İLGİ
Belçika devletinden destek aldık. Bir pilot bölge oluşturuyoruz. Laboratuvardan küçük çapta geri dönüştürdüğümüz malzemeleri 100 kilogram gibi büyük ölçülerde deneyeceğiz. Yaptığımız çalışmalar büyük ölçeklerde de işliyor mu bunu göreceğiz. Çalışmalar Avrupa’daki şirketler tarafından yakından takip ediliyor. ‘Bizim şöyle bir tekstil ürünümüz var, geri dönüştürmek istiyoruz’ diyorlar. Biz bu ürünleri laboratuvara alıyoruz ve onlara nasıl geri dönüştürebileceklerinin yönünü gösteriyoruz.”
GERİ DÖNÜŞÜM BİLİNCİ ÇOK GEÇ OLUŞTU
Çevre için bu kadar önemli bir konuda neden bu kadar az çalışma olduğunu ve bilimin neden bu kadar geç kaldığını merak ediyorum. Üğdüler açıklıyor: “Maalesef bu bilinç çok geç oluştu. Küresel ısınmanın etkileri, çevre hareketlerinin isyanı biraz olsun şirketleri ve devletleri harekete geçirdi. Örneğin Avrupa’da devletler plastik üreten şirketlerden çok yüksek vergiler alıyor. Şirketler de vergi yükünden kaçabilmek için geri dönüşüm çözümleri üzerine düşünmeye başladılar. İnsanların duyarlılığı da arttı. Şirketler geri dönüşüm meselesini reklam olarak da görüyor. Bu yüzden geç olan ama şu anda büyük bir ilgi olan bir konuda çalışıyorum.
TÜRKİYE DAHA ÇOK PROJE ÜRETMELİ
“Türkiye’de plastik geri dönüştürme konusunda yapılması gereken çok şey var. Marketlerde poşetlerin parayla satılması hiç olmazsa bir bilinç yarattı. İnsanlar o poşetin doğaya bir etkisi olduğunu fark etti. Türkiye’de çöp ayrıştırma sistemi maalesef yok. Bu ayrıştırma geri dönüştürme noktasında çok önemli. Metaller, camlar hepsinin bir arada atılması geri dönüşümü çok zorlaştırıyor. Türkiye’de geri dönüşümle ilgili daha çok proje üretilmeli.”