Genetiğin başrol oyuncusu

Güncelleme Tarihi:

Genetiğin başrol oyuncusu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

Eskiden cinayet işlemek ve örtbas etmek kolaydı. Gönül eğlendirip sonra dünyaya gelen çocuğu reddetmek de. Ama artık DNA'dan kaçış yok. Cinayet mahallinde bulunan bir saç teli, kan lekesi ya da katilin ağzından sıçrayan tükürük suçlunun belirlenmesine yetip artıyor bile.

1953 yılında mikroskobun altında hücre yapısını deşifre ederken DNA'yı belirleyen J.D.Watson ve F.H.C. Crick adlı biyologlar 20'inci yüzyılın en büyük keşiflerinden birine imza attıklarını bilmiyorlardı.

Bugün DNA genetik biliminin başrol oyuncusu. Adli tıpta parmak izinin yerini almış durumda. DNA testi en çok babanın belirlenmesi, kimlik teşhisi ve suçluların yakalanmasında uygulanıyor. DNA testi sayesinde yıllarca önce ölmüş kişileri teşhis etmek ya da yıllanmış bir cinayeti aydınlatmak bile mümkün.

İNGİLTERE'DE BAŞLADI

1984 yılında Leicester Üniversitesi genetik bilimcilerinden Prof Alec Jeffrey, DNA'nın tıpkı süpermarketlerde ürünlerin üzerine yapıştırılan barkotlar gibi filmler üzerinde görüntülenebileceğini ispatladı. İlk başlarda babanın tayin edilmesi için kullanılmaya başlanan DNA analizine daha sonra cinayet ve tecavüz davalarında suçlunun bulunması için başvuruldu.

İngiltere'de ilk kez DNA testi 1988 yılında mahkemede tek başına delil olarak kabul edildi. Leicestershire bölgesinde 15 yaşındaki iki genç kız tecavüz edilip öldürüldü. Kızların adı Lynda Mann ve Dawn Ashworth'du. Civar üç köyde yaşayan, yaşları 13 ile 30 arasında değişen beş bin erkekten gönüllü olarak DNA testi yaptırmaları istendi. Sadece iki kişi reddetti.

Bunlardan biri iki çocuk babası, fırıncı Colin Pitchfork'du. Bir arkadaşını kendi yerine kan vermeye zorlayan fırıncı kuşku çekti. DNA analizi sonucunda, fırıncı 1988 yılında cinayet suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

DNA testi İngiltere'de hızla yaygınlaştı. 1995'in nisan ayından itibaren yeni bir uygulama başlatıldı. Bundan böyle suçluların parmak izleri, profilden ve cepheden alınmış vesikalık fotoğraflarıyla, genetik kodları sayılan DNA filmleri de fişlenmeye başlandı. O zamandan bu yana Ulusal DNA Bankası'nın arşivlerinde 18 bin suçlunun DNA'sı fişlendi.

İngiltere'de karakola düşen her şüphelinin yanağının iç kısmından alınan kana DNA testi uygulanıyor. Eğer şüpheli aklanırsa DNA analizi imha ediliyor, aksi halde DNA, ulusal bankada fişleniyor. İlk kez 11 Ağustos 1995 tarihinde bir soyguna karışan suçlu olay yerinde bulunan kanının ulusal bankadaki datalarla karşılaştırılması sonucunda yakayı ele verdi.

Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) DNA testini 1980'li yılların sonundan itibaren uygulamaya başladı ve mahkeme 1987 yılından itibaren delil olarak kabul etti. ABD'de ilk kez 1994 yılında DNA testine dayanılarak bir mahkum idam edildi.

Timothy Wilson Spencer, soygun suçundan hapis yatmış ve salıverilmişti. Spencer'ın serbest kalmasından sonra Arlington'da bir kadın öldürüldü. Kadının adı Caroly Hamm'dı. Kurban yalnız yaşayan bir avukattı. Katil, tecavüz ettiği kurbanını boğarak öldürmüş, çırılçıplak cesedini başaşağı garajın girişine asmıştı. Cesedin üzerinde bulunan spermlerden katilin mastürbasyon yapıp cansız vücudun üzerine boşaldığı anlaşılıyordu.

1988 yılında, bu kez Virginia'da, 90 günde üç kadın aynı şekilde katledildi. Katil yine yalnız yaşayan kadınları hedef alıyordu. Tecavüz ettikten sonra boğarak öldürüyordu. Kadınlardan alınan sperm örneklerine yapılan DNA testi sonucu dördünün de aynı kişi tarafından öldürüldüğü anlaşıldı. Şüpheliler arasında yer alan Spencer yakalandığında son ana kadar masum olduğunu iddia etti. Ancak DNA testi Spencer'ı yalanlıyordu.

Sonuçta Spencer, ABD'de DNA testine dayanılarak elektrikli sandalyeye oturtulan ilk mahkum oldu.

SİMPSON DAVASI

DNA'nın adli tıp literatürüne iyice yerleşmesi O.J.Simpson davasıyla oldu. DNA serüveninde Simpson davası, en önemli kilometre taşlarından biri sayılır.

Bir zamanların futbol ve sinema yıldızı siyahi O.J.Simpson, ‘Asrın Davası’nın tek sanığıydı. Ayrı yaşadığı karısı Nicole ve onun erkek arkadışını vahşi bir şekilde katletmekle suçlanıyordu. Cinayet mahallinde belirlenen kan izlerine uygulanan DNA testi Simpson'ın da olay yerinde bulunduğunu gösteriyordu.

Ancak savunma makamı, DNA alınışıyla ilgili şüphe yaratarak jürinin kafasını karıştırdı. Çoğunluğu siyahlardan oluşan jüri Simpson'ı DNA testlerine dayanarak ‘suçlu’ ilan etme cesaretini gösteremedi. Etkili bir savunma ve siyah-beyaz öfkenin patlak vermesinden korkan jüri, ‘delil yetersizliğinden’ Simpson'ı beraat ettirdi. Simpson, DNA testine rağmen aklanan ilk mahkum oldu.

18 yıl boyunca ABD'yi gönderdiği bombalı mektuplarla terörize eden nam-ı diğer ‘Unabomber’ (Bombacı) New York Times ve Washington Post gazetelerinde ‘manifestosu’nun yayınlanmasını istemeseydi yakayı ele vermeyecekti. Gazeteyi okuyan ağabeyinin şüphesi üzerine Harvard eğitimli 53 yaşındaki matematikçi Ted Kaczynski, Montana'daki ilkel kulübesinde patlayıcılarıyla birlikte ele geçirildi.

‘Unabomber’, 18 yıl süresince sağa sola yolladığı bombalı mektup ve paketlerle üç kişinin ölümüne, 26 kişinin de yaralanmasına ya da sakat kalmasına neden olmuştu. Kulübeyi didik didik eden FBI ajanları, 35 bin kelimelik manifestonun kulübede bulunan daktilo tarafından yazıldığını belirledi. Davanın en önemli delillerinden biri de DNA testi oldu. ‘Unabomber’ın üniversite ve havayollarına gönderdiği mektuplardaki pulların arkasındaki tükürük lekelerine DNA testi yapıldı. Kaczynski, sonunda suçunu itiraf ederek idamdan kurtuldu, ancak müebbet hapisten kurtulamadı.

Vize için DNA testi

Anne-babaları Almanya'da bulunan Iraklı çocuklardan vize için DNA testi isteyen Almanya'dan sonra Çek Cumhuriyeti de benzer uygulama başlattı. Çek Cumhuriyeti, bu ülkede yaşayan ve çocuklarını yanlarına almak isteyen Türk vatandaşı bir çiftten DNA testi istedi. İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Merkezi (DETAM) Başkanı Prof. Asım Cenani'nin verdiği bilgiye göre merkez kurulduğundan bu yana ilk kez vize başvurusu için geçtiğimiz günlerde DNA testi gerçekleştirdi.

Türkiye'de DNA testi Adli Tıp Kurumu, İstanbul Adli Tıp Enstitüsü, Ankara Emniyet Kriminoloji Dairesi'nde yapılıyor. 1992 yılından bu yana DETAM'da şahıs, nesep ve kriminel lekelerin kime ait olduğunun belirlenmesi için testler yapıldığını kaydeden Cenani, bu süre zarfında 1500 dosyanın incelendiğini söyledi.

DETAM'da Adli Tıp Kurumu'nun isteği üzerine olduğu gibi teşhis ve tedavi amaçlı DNA testi yapılıyor. DNA testi 1 haftada sonuçlanıyor ve 50 milyon TL'ye mal oluyor. Üçlü bir karşılaştırma yapmak için 150 milyon ödemek gerekiyor.

DNA kimlik kartı

DNA nedir?

Dezoksiribonükleik asit (DNA) canlıların oluşması ve canlılığın devamını, her türlü işlevini görmesini sağlayan genetik programdır. Yumurta spermle döllendiğinde anneden 23 ve babadan 23 olmak üzere 46 kromozomdan oluşur. Genleri taşıyan kromozomlar ise DNA denilen kimyasal bir dille programlanır. DNA mikroskop altında dört renkte görünür. Dört renk A, T, C ve G harfleriyle adlandırılır. Dünyadaki tüm canlılar bu dört harfin yani rengin değişik sıralamalarla yan yana dizilmesinden oluşur. Ve DNA dizinlerinin üç milyar farklı kombinasyonu vardır.

DNA testi nedir?

Tek yumurta ikizleri dışında iki kişinin aynı genetik şifreye sahip olma olasılığı iki milyonda bir ihtimaldir. Bu durumda karşılaştırma yaparak, DNA'sı alınan dokunun kime ait olduğu ya da DNA yapılan kişilerin yakınlık derecesi tesbit edilebilir.

DNA testi için ne gereklidir?

Tüm vücuttaki DNA yapısı aynıdır, mezarda bile uzun yıllar değişmeden saklanır. Kan, sperm, tükürük, saç, kıl, hatta tere bile DNA testi uygulanabilir.

Hangi durumlarda DNA testine başvurulabilir?

Nesep tayini, kimlik belirleme, hastalığın teşhis edilmesi ve tedavisinde.

Babalık testi nasıl yapılıyor?

Nesep tayini için anne ve babanın DNA örneklerinin alınıp, çocuğun DNA yapısıyla karşılaştırılması gerekiyor. En az yüzde 99 oranında bir benzerlik akrabalığı ispatlayabilir.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!