Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait CN-235-100M Casa uçaklarında meydana gelen kaza/kırım miktarının ''dünya ortalamasının içinde kaldığını'' belirtti.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nin açıklamasında, TSK'nın ihtiyaçlarının tespit ve tedarikinde modern ordularda uygulanan bilimsel ve sistematik bir sürecin uygulandığı belirtilerek ''Ana silah ve malzeme sistemi projelerinin belirlenme, değerlendirme,
seçim ve yürütülmesine ilişkin esaslar belli olup, tüm süreç TSK, MSB ve SSM tarafından yapılan dikkatli, titiz, detaylı, koordineli ve uzun bir çalışmanın sonucudur'' denildi.
Hafif nakliye uçağı projesi ile ilgili ilk çalışmaların anlatıldığı açıklamada, teknik/taktik ve lojistik ihtiyaçlara ilişkin hususların, ihtiyaç makamı olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ile koordineli olarak sonuçlandırılmasını müteakip hazırlanan teklife çağrı dosyasının 7 Haziran 1988'de, Casa/İspanya, Aerıtalia/İtalya, Sac North America/ABD, Aerospatıale/Fransa, De Havılland/Kanada, Short Brothers/K.İrlanda, Grumman/ABD firmalarına gönderildiği ifade edildi.
İhale süreciyle ilgili bilgilere de yer verilen açıklamada, Casa/İspanya firmasının CN-235-100M uçağı ile Aerıtalia/İtalya firmasının ise G-222 uçağı ile ''kısa listeye kaldığı'' belirtildi.
Hafif nakliye uçağı değerlendirmeleri çerçevesinde yapılan teknik ve taktik değerlendirmenin 254 kritere göre yapıldığı ve her uçağın özelliklerinin bu kriterlere göre puanlandığı kaydedilen açıklamada, şöyle devam edildi:
''Örneğin, hidroliki sistem kriteri, standart sistem cihaz ve teçhizatlar (1-C) alt ana başlığı altında yer alan hidrolik sistem değerlendirme kriterlerinin arasında yer almaktadır ve değerlendirmeyetabi uçaklar, bu sisteme has özelliklerine göre puanlanmışlardır. Her bir kriter toplam puan içerisinde belli bir ağırlıkla yer almıştır. Söz konusu 254 kriterin hiçbirisi tek başına vazgeçilmez (eleme) kriter değildir. Değerlendirmeye tabi her iki sistemin de karşılayamadığı bazı kriterler de mevcuttur. Örneğin, her iki uçakta da atılabilir ilave yakıt tankı takılabilme kabiliyeti, kendini tamir eden yakıt sistemi ve karbon balatalar mevcut değildir.
Bu değerlendirmelere ilave olarak, uçuş testi, uygulanmış senaryo testi, yük ve personel atma testleri yapılmış ve her iki uçak için ayrı ayrı raporlanmıştır. Uçaktan ayrı olarak her iki firmanın tesis ziyareti yapılarak bu hususta inceleme raporu da hazırlanmıştır.''
EKONOMİK VE İDARİ DEĞERLENDİRME Bütün bu değerlendirmelerin rapor halinde tutanaklandırıldığı ve SSM tarafından ''teknik değerlendirme'' adı başlığı altında Savunma Sanayi İcra Komitesi'ne (SSİK) sunulduğu hatırlatılan açıklamada, sadece SSM uzmanlarından oluşan heyet tarafından da ekonomik ve idari değerlendirme yapıldığı belirtildi.
Açıklamada, firmalardan Ekim 1989'da alınan en iyi ve en son tekliflerin tekrar değerlendirilerek sonuçların SSM tarafından SSİK'ye 22 Ekim 1989'da sunulduğu kaydedildi.
SSİK'nin, teknolojisinin daha yeni olması, fiyatın daha düşük olması, kredi teklifinin daha uzun vadeli, daha düşük faizli olması, idame/işletme maliyetinin düşük olması, teknolojisi transferi, ortak üretim, off-set taahhütleri açılarından daha cazip şartlara haiz olması gerekçeleriyle 15 Ocak 1990'da Casa/İspanya firması tarafından teklif edilen CN-235-100M uçağının ortak üretim yoluyla tedarikine uygun bulduğu ifade edilen açıklamada, sözkonusu uçağın 1989 yılı sonuitibariyle fiyatının bir kısım basında iddia edildiği gibi 9.6 milyon dolar değil, 9.2 milyon dolar, uçağın fiyatının da G-222 uçağına göre yaklaşık yüzde 40 civarında daha ucuz olduğu bildirildi.
Açıklamada, TSK'nın ana silah sistem tedarikinin, ülkeye yönelik tehdit değerlendirmesi, harekat ihtiyaçları ve modernizasyon gereksinimleri dikkate alınarak belirlendiği vurgulanarak, kara, denizve hava kuvvetlerinin ihtiyaçları ile C-47 tipi uçakların envanterden çıkarılması dikkate alınarak, CN-235 uçaklarının miktarının 52 olarak belirlendiği kaydedildi.
YÜZDE 95 YERLİ ÜRETİM Projenin Türkiye'de başlaması sırasında çeşitli ülkelerde toplam 126 adet CN-235 uçağının kullanımda olduğuna işaret edilen açıklamada,doğrudan İspanya'dan hazır alınan 2 uçağın 1991 yılında, TAI tesislerinde üretilen 50 uçaktan ilkinin 1992 yılında, sonuncusunun ise 1998 yılında teslim alınarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine dahil edildiği bilgisine yer verildi.
Üretimin son aşamasında uçak gövdesinin yüzde 95'inin yerli olaraküretildiğine dikkat çekilen açıklamada, projede alt yüklenici olarak görev alan TAI'nın kuruluşundan bu yana TSK için başarıyla ürettiği uçak ve helikopterlerle Türk ulusunun övgüsünü kazandığı belirtildi.
Uçağın, hem TAI hem de Casa uzmanları tarafından çok sayıda fonksiyonel testlerden ve kontrollerden geçirildiği vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi:
''TAI'nın üretim, kalite ve mühendislik sistemi, herhangi bir sistematik hatayı tespit edebilecek düzeyde ve kabiliyette olup, böylebir durumda üretimi durdurup çözüm ve önlemleri alarak hatasız ürün teslim etme prensibiyle çalışmaktadır. CN-235-100M üretim programında şimdiye kadar sistematik bir hata bulunmamıştır.''
Uçağın haiz olduğu sertifikalardan, uygulanan testlerden ve TSK'ya teslim sürecinden söz edilen açıklamada, ilk uçuşuna 9 Temmuz 1992'de başlanan Casa uçaklarıyla TSK'da bugüne kadar 105 bin 210 saat uçuş yapıldığı, halen dünyada 25 ülke ve firma tarafından kullanılan 236 Casa uçağı bulunduğu belirtildi. Açıklamada, sözkonusu uçaklardan 3'ü Türkiye'de olmak üzere toplam 6 kaza/kırım meydana geldiği kaydedilerek, ''Uçaklarda dünya ortalaması 100 bin uçuş saatinde 1-2 kaza/kırımdır. TSK'ya ait CN-235-100M Casa uçaklarında meydana gelen kaza/kırım miktarı bu ortalamanın içinde kalmaktadır'' denildi.
KAZA NEDENİYLE İLGİLİ KESİN YORUMLAR YAPMAK HATA OLUR
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği’nin Casa hafif nakliye uçağı ile ilgili açıklamasında, TSK bünyesinde teşkil edilmiş kadrolu kaza/kırım inceleme heyetlerinde yer alan personelin nitelikleri ve çalışma teknikleri hakkında da bilgi verilerek, "İncelemeler bazen kazanın oluş yeri, şekli ile görevin tipine bağlı olarak çok teknik ve ayrıntılı incelemeleri gerektirdiğinden sonuç raporunun düzenlenmesi doğal olarak zaman almaktadır" denildi.
İki Casa uçağının 19 Ocak 2001 ve 16 Mayıs 2001 tarihlerindeki kazalarının incelemelerinin halen sürdüğü bildirilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Bu aşamada kaza nedeni olarak buzlanma ve kumanda gibi kesin yorumlar yapmak hatalı olacaktır. Ancak, kazaların her ikisi de değişik görev, yük ve bölgelerde olmalarına rağmen uçuş güvenliği için elverişsiz ve her zaman kaçınılması mümkün olmayan şiddetli türbülans ihtiva eden kötü hava şartlarında meydana gelmişlerdir."
Uçaklarda bulunan kara kutuların dünya standartlarında sörtifiye edilmiş olduğuna, ayrıca her türlü ses, telsiz ve radar izlerinin de birebir uçuş kuleleri tarafından kaydedildiğine işaret edilen açıklamada, anılan kazalar öncesinde pilotlar tarafından uçuş kuleleri ve radarlara herhangi bir arıza bildiriminin yapılmadığının belirlendiği ifade edildi.
Açıklamada, Casa uçaklarının uçuş kumandaları mekaniki olarak çalıştığından bir kısım basında ileri sürüldüğü gibi hidrolik sistemlerle hiçbir bağlantısı bulunmadığı kaydedildi.
Konuyla ilgili istatistiki bilgi de verilen açıklamada, bu bilgilerin kullanım ve harekat etkinliği yönleriyle uçakların güvenli olduğunu gösterdiği bildirildi.
"MALZEME YORGUNLUĞUNDAN SÖZ ETMEK DOĞRU OLMAZ"
Uçuş saatlerine bakıldığında malzeme yorgunluğu ve yıpranmalarından söz etmenin de doğru olmayacağı ifade edilen açıklamada, Casa uçağının kalkış ve iniş ağırlıkları arasında uçuş emniyetini tehdit edecek bir fark olmadığı için "Dump" denilen yakıt boşaltma özelliğine ihtiyaç duyulmadığı vurgulandı.
Uçaklara ilave sistemlerde konulduğu anlatılan açıklamada, Casa uçaklarında buz ve yağmur önleyici ve buz kırıcı, kesme eritici sistemler bulunduğu bilgisi verildi.
Casa uçaklarının kalkış ve iniş ağırlıklarının sivil ve askeri kullanım lisanslarına göre değiştiği ifade edilen açıklamada, İspanyol Milli Havacılık Teknik Enstitüsü’nün askeri amaçla kullanılan Casa uçağı için limitinin 16 bin 500 kilogram olduğu belirtildi. Uçakların belirtilen limitler içinde başarıyla görev yaptığı ifade edilen açıklamada, Genelkurmay Başkanlığı’nca, Casa uçaklarının taşıma limitinin 14 bin 400 kilograma düşürülmesine yönelik herhangi bir emir verilmediği de bildirildi.
"TSK’da CN-235-100M Casa uçaklarının uçuşları kazalardan önce olduğu gibi hiçbir kısıtlama yapılmadan sürdürülmektedir" denilen açıklamada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın deniz karakol uçağı ihtiyacı konusunda da bilgi verildi ve bu konudaki süreç anlatıldı.
Açıklamada, CN-235-100M Casa uçaklarının tedariki ile ilgili yapılan haksız itham ve uzman olmayan bir kısım kişilerin eksik bilgilerine dayalı olarak yapılan iddia, görüş ve değerlendirmelerin gelişim içerisindeki ulusal savunma sanayimize zarar verdiği, dış satım için yapılmakta olan görüşmeleri ise menfi yönde etkilediği sağduyulu yüce halkımızın ve medyanın malumlarıdır" denildi. (aa)