Genelge, zihniyet değişimi için çok önemli bir adım

Güncelleme Tarihi:

Genelge, zihniyet değişimi için çok önemli bir adım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2006 00:00

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çocuk ve kadınlara yönelik şiddetle, töre cinayetlerinin önlenmesini istediği genelgesi, kadın kuruluşlarınca olumlu karşılandı.

Hürriyet’in "Aile İçi Şiddete Son" kampanyasına da itici güç olan genelgenin içeriğini desteklediklerini söyleyen kadın kuruluşları temsilcileri, "Teorik olarak istediklerimizi yansıtıyor. Asıl uygulama önemli. Genelge, bu konudaki zihniyet değişikliği için çok önemli bir adım" fikrinde birleştiler.

Devletin baroyla ilişki kurması şart

Vildan Yirmibeşoğlu (İstanbul Valiliği Kadının Statüsü Birimi): Devletin en üst katında böyle bir genelgenin çıkması ilk defa oluyor. Bunu çok olumlu buluyorum. Bunun yanında genelgeye uyulmadığı takdirde ne olacağı, yani müeyyidesi konusunda bir belirsizlik var. Sorunun çözümünde devletle baroların ilişki kurması lazım. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) zaten işin işin içinde, işin olmazsa olmaz tarafı. Çünkü her yerde sosyal hizmetlerden faydalanamıyorsunuz. Ben Hürriyet’inki dahil bütün kampanyaların az veya çok etki yarattığını düşünüyorum. Vatandaş bu tip çalışmalara sosyal hizmetlerden daha kolay ulaşıyor. Özellikle medyayla STK’ların işbirliği içerisinde kadınları aşağılayan kanunların değişmesi lazım.

Hürriyet’in öncülüğü itici güç oldu

Nazan Moroğlu (İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı, Aile İçi Şiddete Son Kampanyası Danışmanı): Şiddetin önlenmesinde en önemli etken, zihniyet değişikliği ve toplumsal duyarlılığın bu konuda kazanılmış olması. Bütün bu açılardan Başbakanlık genelgesi kadına yönelik şiddetin önlenmesi yolunda siyasi kararlılığı da gösteren en üst düzeyde atılmış önemli bir adımdır. Bu süreci tamamen kamuoyuna mal etmek açısından Türkiye’nin en büyük gazetesi Hürriyet’in aile içi şiddete son verme çağrısı çok büyük rol oynamıştır. Bütün yapılan çalışmaların görünür hale getirilmesi, medyanın bu konuda duyarlı davranmasıyla mümkün oluyor. Medya desteği olmadan aile içi şiddete son vermek kolay olmayacak. Sorunu medya topluma taşımıştır, şimdi çözüm bu alanda çalışanların ve siyasi idarenin kararlılığıyla olacaktır.

Aile yasası uygulamada aksıyor

Aydeniz Tuskan (Baro Kadın Komisyonu Başkanı): Son genelgeyi ve millletvekilinin tavrını göstermelik hareketler olarak görüyorum. Bundan önce devletin yapması gereken birçok önlemler vardı. Ailenin korunmasına dair 4320 sayılı yasanın uygulanmasında aksaklıklar var. Yasanın işletilebilmesi için Adli Polis Teşkilatı’nın kurulması lazım. Devlet bu konuyla ilgili hiçbir önlem almıyor. Hürriyet Gazetesi’nin kampanyası ve sivil toplumun çabaları ise bu konuyu halka yaygınlaştırmak açısından çok önemli. Devletin, sivil toplumun bu baskıları sonucu artık bir şeyler söylemek zorunda kaldığını hissettiği için bu çıkışları yaptığını da düşünüyorum.

AB’nin çok ciddi uyarıları var

Necla Arat (Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı): Töre genelgesi yalnız bu tip kampanyalar sonucu değil, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği’nin tüm dünyada kadınlara yönelik şiddet konusunda ciddi önlemler alınması gerektiği uyarıları üzerine yayınlandı. Teorik olarak bizim yapılmasını istediğimiz konuları kapsıyor. Ama önemli olan uygulama. 24 saat içinde her şeyin değişmesini beklemek hayal olur. Bunun için gerekli olan zihniyet değişimi. Özellikle töre cinayetlerinin yaygın olduğu doğu ve güneydoğuda STK’lar ve devlet elele vererek çalışması, yerel yönetimlerin kadın sığınma evleri açması lazım. Hürriyet’in kampanyası da özellikle medya ayağı olması açısından duyarlılığın, aileyi koruma yasasının yaygınlaştırılmasında, kadınların şiddete uğradıklarında başvurucağı yerleri öğrenmelerinde etkili oldu.

Bu kampanya, TV’de de yapılmalı

Canan Arın (Avrupa Kadın Lobisi Kadına Yönelik Erkek Şiddeti Türkiye Gözlemcisi: Hükümetin son dönemdeki bu çıkışlarını doğru buluyorum. Ama bu gerçekten Başbakan’ın kendisinden gelen bir genelge mi, yoksa yurtdışından gelen mektupların bir baskısı mı, bilmiyorum. Sadece söylenenlere değil uygulamaya bakmak lazım. Bunun için ne kadar bütçe ayrıldığının açıklanması gerekiyor. Hürriyet’in kampanyasını da kutluyorum ama bu kadın hareketinin başarısıdır. Nihayet Türkiye’de etkin bir basın kuruluşu bu konuya eğiliyor. Kadınların şiddete karşı mücadele ederken başvuracakları yerleri öğrenmeleri açısından önemli. Bu kampanyaların televizyonlarda da yapılması lazım.

Genelgeye uygulama zorunluluğu

Zozan Özgökçe (Van Kadın Derneği Başkanı): TBMM bünyesinde "Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu" adı ile daimi bir komisyonun kurulması, Kadın Destek Fonu’nun oluşturulması, Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi’nin kurulmsı, Alo Şiddet Hattı’nın oluşturulması, Çerçeve Eşitlik Yasası’nın düzenlenmesi ve tüm bunların bir genelgede yayımlanması devrim niteliğindedir. Hatta genelgede bahsi edilen eğitim, medya, hukuk, töre ve namus cinayetleri ve tabii kadına yönelik şiddetle ilgili olarak konulan hedefler çok iyi. Unutulan bir kısım var, o da bu bölgede çok yaygın. Adliye, karakol, hastane gibi kamu kurumlarda tercümanların bulundurulması gerekmektedir. Ancak bazı tereddütlerim var. Genelgeler, yasalar, uygulayıcıların sumenlerinin altında kalmaktan öteye gitmiyor. Genelgeye büyük önem veriyoruz, ancak uygulama için bir zorunluluk getirilmesi de şart.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!