Güncelleme Tarihi:
İzmir Genelevi sakinleri, ‘‘kedi-köpek besleme yasağı’’na karşı hayvanseverlerden destek bekliyor. Yasağın kaldırılması için çaba harcayan hayat kadınlarının gerekçesi ise aslında bir insanlık dersi: Sevgiyi bir tek onlarda buluyoruz, onu da yasaklıyorlar...
İZMİR Genelevi'nde kedi, köpek beslenmesinin yasaklanması, ‘‘Onlar bizim gerçek dostumuz’’ diyen hayat kadınlarını isyan ettirdi. Bu arada, kedi ve köpek besleyen kadınların çalıştığı evlerin mühürleneceğini açıklandı.
İzmir Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu geçen temmuz ayında ilginç karara oybirliği ile imza attı. Komisyon, genelevde kedi ve köpek beslenmesini yasakladı. Karara hayat kadınları büyük tepki gösterdi. Bugüne kadar karar çok sıkı uygulanmadı. Ancak, kısa süre önce emniyet görevlileri karara uymayanların çalıştığı evlerin kapatılacağını açıkladı.
‘‘Kader mahkumuyuz, hayatta gerçek dostumuz yok’’ diyen ve besledikleri evcil hayvanlarda sevgi arayan hayat kadınları yasağa kazan kaldırdı. Bazı hayat kadınları ise evlerine gizlice kedi ve köpekleri almaya devam etti.
Bununla yetinmeyen hayat kadınları yasağın kaldırılması için topladıkları imzaları hayvansever dernekleri ve İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderdi. Sorun çözülmezse önümüzdeki günlerde konu Vali Kemal Nehrozoğlu'na götürülecek.
Çağdaş Hayvan Dostları Derneği Başkanı Dr. Ferhat Soykan hayvan besleme yasağının yanlış olduğu söyledi. Soykan, şunları söyledi:
‘‘Sevgi yasaklanamaz. Toplumda dışlanan bir kesim gözüyle bakılan bu insanlara mutluluk verme pahasına bu yasak kalkmalı. Bu insanlara çok özel anlayış gösterilmeli. Yasağın kalkması için gerekli mercilere başvurduk. Sorun çözülmezse sorunlara son derece duyarlı Valimizden bu yasağın kalkması için yardım istiyeceğiz.’’
‘Ziyarete’ giden polisi ısırdı iddiası
GENELEVDE kedi köpek yasağı konusunda kulaktan kulağa anlatılan bir hikaye de var. Rivayete göre bir emniyet görevlisi genelevi görevi gereği değil, özel işi için ziyaret ederken, üst kattaki odaya çıkılır. ‘‘Görüşmenin’’ en heyecanlı anında, hırıltıyla çığlık arasında sesler çıkmaya başlar. Hayat kadınının odada bulunan köpeği sahibine saldırı olduğunu düşünen her köpek gibi koruma içgüdüsüyle hareket eder ve polisin nazik yerine bir diş atar. Bu olayın ardından da geneleve köpek yasağı gündeme gelir.
Sevgiyi bir tek onlarda buluyoruz
(G.K.): Hepimiz ailemizden ayrıyız. Köpeklerimizle kendimizi avutuyoruz. Kötü koşullarda bozulan psikolojimizi onların dostuluğu ile düzeltiyoruz. Yasak nedeniyle bazılarımız köpeklerini dışarıda bakıcılara verdi. Şimdi geri gelmesi için imza toplayıp yetkililere gönderdik. Biraz sağduyu bekliyoruz.
(T.T.): Ben ev sahibiyim. Yanımızda çalışan arkadaşlardan yatılı kalanlar var. Mesai bittikten sonra herşeylerini kedi ve köpekleriyle paylaşıp mutlu olmaya çalışıyorlar. İnsanlar bizlere sıcaklık göstermiyor. Sevgiyi tek hayvanlarda buluyoruz. Köpeklerimizi geri istiyoruz. Üzüntüden intiharı düşünen arkadaşlarımız bile var.
(B.O.): Ağustos ayından sonra bize kararı tebliğ ettiler. Eğer yasağa uymazsak evlerimizi kapatacaklarını söylediler. Komisyon kararında, köpeklerin ilişki odalarına sokulduğu iddia ediliyor. Bu doğru değil. Onlar bizim evladımız gibi. Hepsinin sağlık kontrolü ve aşıları yapılıyor. Yasağın kalkması için hayvansever derneklerinden destek istiyoruz.
İnsan hakkına aykırı
Psikolog Hüsnü Uçar kararı çağdışı olarak niteledi. Uçar, uygulamanın ilkelliği yanı sıra insan hakları açısından da ayıp olduğunu savunurken, şöyle konuştu:
‘‘Bu insanların köpeklerle kedilerle iletişim kurmasının pozitif yararları var. Kedi köpek sevenlerin insanlarla iletişim kurması kolay olur. Bir de bu işin ruhsal durumu ve psikolojik baskısı var. Sen öğretmene doktora köpek besleme izni vereceksin ama genelevde çalışana yasak koyacaksın. Böyle bir düşünce olamaz.’’