Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Sayın Başbakan üzülmesin, yorulmasın. Biz onu 12 Haziran’dan sonra dinlendireceğiz. Hiç üç dönem üstüste çalıştırır mıyız Sayın Başbakanı?” dedi.
Tekin’le sabah kahvaltına biraraya geldik. Başkanlık sisteminden, CHP’nin ortaya koyduğu projelere, kitap yasaklamaya kadar pekçok konuyu konuştuk.
Çarpıcı bir cümle sarfetti Tekin CHP’nin çalışmalarını anlatırken;
“Sayın Genel Başkan bizimi sunum manyağı yaptı” dedi. Bedelli askerik ve aile sigortası gibi konularda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Parti yönetimine sürekli sunum verdirdiğini söyleyen Tekin, “sabah sunum, öğlen sunum, akşam sunum. CHP akademi gibi oldu. Mesela sadece bedelli askerlikle ilgili en az 20 sunum yapıldı. Neredeyse hepimiz doçenliğimizi alacağız” dedi.
“BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ÖNCE YOL ARKADAŞLARINA ANLATSINLAR”
Seçimden sonra en çok konuşulacak konular, yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi.
Gürsel Tekin, Başbakan Erdoğan’ın Başkanlık sistemi lehindeki konuşmalarını hatırlattığımda, hemen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e atıf yapıyor;
“Buna Sayın Cumhurbaşkanı cevap verdi zaten. Yol arkadaşlarına anlatsınlar önce bu başkanlık sistemini” dedi.
Yeni Anayasa konusunda ise, CHP’nin “dayatmacı bir yaklaşım içinde olmayacağını” vurguladı Tekin; “Biz zaten yeni Anayasa konusundaki genel prensipleri ortaya koymuş, bunu da tüm sivil toplum kuruluşları ile paylaşmıştık. Bir taslak yapıp, bunu dayatmak yerine, genel prensipleri koyup, tartışılmasını istiyoruz. Sonuçta amacımız, halkın en az yüzde80-85’inin ‘benim Anayasam’ diyebileceği bir metne ulaşabilmek”
“NEYİ YASAKLARSANIZ, O CAZİP OLUR”
CHP’nin iki numaralı ismine, Ahmet Şık’ın daha yayınlanmadan toplatılan, ancak ardından internete düşen İmam’ın Ordusu kitabını da soruyorum. Tekin, henüz kitabı okumamış. “Okuyanlar oldu, bana anlattılar. Kitapta yasaklamayı gerektirecek birşey yokmuş” dedi. Ardından da ekledi;
“BAŞBAKAN YASAKCI BAŞI OLDU”
“Neyi yasaklarsanız, onu cazip hale getirirsiniz. Bu iktidarın 2001 yılındaki en büyük iddiası bütün yasakları kaldırmaktı. Bu ülke bu yasaklarla yürümez diyenler, Sayın Başbakan, bugün geldi yasakcıbaşı oldu. Sayın Başbakan ‘yargıya müdahale etmiyorum’ diyor. O zaman Evren Paşa’ya niye kızıyorsunuz? Evren Paşa da hep ‘savcılar, hakimler işlerini yapıyorlar’ demiyor muydu? Sayın Başbakan bugün böyle konuşuyorsa, bizim Evren Paşa’ya kızma hakkımız kalmaz. Ülkeyi kim yönetiyor? Sayın Başbakan, İçişleri Bakanı’na ‘bu ne rezalet, sabaha karşı insanların evleri basılıyor’ diyemiyor mu?”
“EŞKİYA MISINIZ?”
Gürsel Tekin’in en çok tepki gösterdiği olaylardan biri de, yasadışı dinlemeler. Tepkisini, “eşkiya mısınız?” diye gösteriyor ve ekliyor;
“uydudan dinliyorlar, karada, havada, cepte dinliyorlar, ortam dinlemesi yapıyorlar. Mesela burada eğer yasal olarak bir kişiyi dinliyorlarsa, ortam dinlemesi ile herkesi dinlemiş oluyorlar. Burada bir kişi dinlemeye takılırsa, herkes dinleniyor. Yahu siz eşkiya mısınız? İnsanların ikili konuşmalarını dinleyip, sonra bunları sızdırıp, dedikodu haline getirip, milleti birbirine mi vurduracaksınız?”
“BİR GÜN SİZİ DE DİNLERLER”
CHP’nin iktidarında yasadışı dinleme olmayacağını söyleyen Tekin’in bir de uyarısı var;
“Gün gelir devran döner. Elbet tüm bunların hesabı sorulacak. Bir slogan vardır emekçilerin çok kullandığı; ‘susma, sustukça sıra sana da gelecek’. Ey İktidar, bir gün sıra sana da gelir, dinleyenler, dinlenir pozisyona gelirler...”
“SAVCI DEĞİL, SİSTEM ÖNEMLİ”
Türkiye’nin bu hafta en çok konuştuğu konulardan biri de Ergenekon savcılarından Zekeriya Öz’ün görev yerinin değişmesiydi. Tekin, bu değişikliğin bir fark yaratacağına inanmıyor;
“Savcıyı harekete geçiren unsur nedir? Savcılar gece yatarken, sabah şunu gözaltına alalım diye mi yatıyorlar? Savcıya belgeleri, bilgileri kim getiriyor? Bugünkü ortamda Baş savcı Sayın Başbakan, Baş savcı sayın İçişleri Bakanıdır. Savcılar gelir gider, önemli olan oluşturulmuş sistemdir. O savcı gider, bu savcı gelir. Başsavcı yerinde oturdukça da sistem değişmez.”
Özel yetkili savcı ve mahkemeleri, DGM’lere benzeten Tekin, “özel yetkili diye bir mahkeme olmaz. İnşallah iktidara geldiğimizde ilk işimiz bu olacak” diye konuştu.
“PARTİ İÇİNDE ÇOK SESLİLİĞE TAHAMMÜL YOKSA, TOPLUMA NASIL OLACAK?”
AK Parti pekçok konuda “tek sesli”. Oysa CHP’den sürekli farklı, kimi zaman da birbiriyle çelişen sesler çıkıyor. Bunun anlamı ne? Parti içi kavga mı?
Gürsel Tekin, bunun kesinlikle parti içi çekişme değil, demokrasi olduğunu vurguladı;
“CHP içinde farklı düşünceler var. Bunun ne CHP’ye, ne de ülkeye zararı olmaz. Eğer parti içinde farklı düşünenlere tahammül edemezseniz, toplumdaki farklılıklara nasıl tahammül edeceksiniz?”
Farklı görüşlerin, “CHP içinde kavga” gibi gösterilmesinden de rahatsız Tekin;
“Daha CHP’de iki kişi yüksek sesle konuşmadı. Ama gazete sayfalarında sanki kavga var gibi gösteriliyor” dedi.