Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2004 00:00
SON yıllarda Çin’den ithal edilen ve ücretsiz dağıtılan yerli kömürlerin kullanmıyla zehir solumaya başladık.Hava kirliliği konusunda 2003 yılına kadar çok hassas olan Çevre ve Orman Bakanlığı, 2003 yılından sonra kalitesiz kömür ithalatını ve kalitesiz yerli kömür kullanımını teşvik edici standart değişikliklerini içeren genelgeler yayımlayarak Türkiye’nin gündeminden çıkan hava kirliliğini yeniden gündeme getirmiştir. Bu anlamda kanserle mücadele için daha fazla çaba sarf etmemiz gerekecektir.Çin’de üretilen ve hava kirliliği ile ilgili standartlara göre ithalatı yasak olan bu kömürlerin ithalatına neden müsaade ediliyor?Bu kömürleri ithal eden firmaların isim ve kayıtları bakanlıkça bilindiği halde bunların faaliyetlerine neden engel olunmuyor? Özellikle bu tip kömürleri taşıyan gemilerden analiz yapılmak üzere alınan kömür örneklerinin gerçekte gemideki kömürden mi yoksa daha önceden analiz için hazırlanmış numuneden mi alınıp alınmadığını araştıracak bakanlığa bağlı denetim birimleri var mı? Eğer varsa bu birimler bugüne kadarki tespitlerinde herhangi bir cezai yaptırım uyguladılar mı?Hava kirliliğini önlemek amacıyla ithal kömüre getirilen şartlar, kömür yerli olunca neden uygulanmıyor? Hava kirliliği ile ilgili, ithal kömürde olması istenen kömürdeki uçucu (zehirli ve yanıcı gazlar) madde sınırı maksimum %22 iken, 2003 yılından sonra bu sınır hangi nedenlerle maksimum %28’e çıkarılmıştır ve yerli kömürde bu konuda niçin herhangi bir sınır uygulaması yoktur.Gene hava kirliliğiyle yakından ilgili olan ve kömür tüketim miktarını belirleyen kömürün
kalori (ısı) değeri, 2003 yılından sonra hangi nedenlerle 6.500 K.Cal/kg.’dan 5.800 K.Cal/Kg’a çekilmiştir?Eğer, yukarıdaki sorular bakanlıkça yanıtlanırsa bu sorun hakkında neler yapılabileceği kendiliğinden ortaya çıkacaktır.Bunları kömür ticaretiyle uğraşan bir işadamı anlatıyor ve şunu da ekliyor:‘Bu yıl yaklaşık 2-2.5 milyon ton Çin kömürü ithalat edildi; Sibirya’dan getirilen ise 4 milyon ton civarında. Çin kömürünün tonu yaklaşık 120 $, daha kaliteli olan Sibirya kömürü ise 140 $.’Yiğidin hakkıBRÜKSEL’deki gelişmelere karşı yöneltilen eleştirilerin haklı yanı olabilir ama hiç mi iyi ödünler alamadılar bu görüşmeciler... Sonra bu hükümeti beğenmeyebilirsiniz ama Allah aşkına hiç mi iyi icraat yapmıyor, hiç mi olumlu yönü yok. Benim dikkatimi çeken Rum kesimi de pek memnun değil bu anlaşmadan... Eleştirilecek noktalar olur ama yapılan girişimin anlaşmanın iyi yönlerini de takdir etmek gerekir.İyi yapılan şeyleri takdir edelim, kötüleri eleştirelim. Her şeye kötü demek ne insafa ne vicdana sığar. Bu partiye oy vermedim ama yiğidin hakkını yiğide vermek gerekir.Şuna işaret etmeyelim; milli menfaatlerimize ters düşen tüm hareketleri ben de istemiyorum. Ama Kıbrıs gibi talepler karşısında birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Osman AKALINGAZİANTEPVergilere hem indirim hem bindirimHÜKÜMET, bir yandan gelir ve kurumlar vergileri ile KDV’de indirim yaptığını açıklarken bir yandan da yerel yönetimler vasıtasıyla yeni vergiler yüklemeye hazırlanıyor.Yerel yönetimlerin mali yapılarını güçlendirmek için en kısa en kolay yoldan vatandaşın sırtından vergi toplamaya veya mevcut vergileri artırmaya yönelik İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı’nı çıkarmak için harekete geçen hükümet, bizleri çok ağır bir vergi yükü ile karşı karşıya bırakmaya çalışıyor. Kazancının büyük bölümünü elektrik, su doğalgaz, benzin, haberleşme, kira ve benzeri (apartman aidatı) vergi ve harcamalara ayıran sade vatandaşın, yeni vergiler karşısında dayanma gücü kalmamıştır.Bu bağlamda, ‘üreten kazansın, üretmeyen çekilsin!’ gerçeğinden hareketle, çağa uygun, akılcı, sosyal ve gerçekçi politikalar üretilerek geniş halk kitlelerinin geçimi, huzuru ve refahının daha fazla bozulmamasına her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğu gözden kaçırılmamalıdır.Engin BAŞARANİSKİ sessiz kalıyorİSKİ’nin GOP Keçesuyu tesislerinin davetiye usulü ile Cihan Ltd. Şti’ye ayda 11.8 milyara usulsüz kiraya verildiğini ‘İSKİ’nin suyu nereye akıyor?’ (19.11.2004) yazısı ile sormuştuk. İSKİ, 11 Eylül’de Hamidiye ile sözleşme yapmış, ancak Hamidiye 1 Haziran’da tesisi Cihan Ltd.Şti’ye vermişti. Yani suyu kaçırılan İSKİ, suyu kaçıran da Hamidiye! Ancak şubat-eylül ayları arasında iki kurum arasında hiçbir sözleşme yok.Su nakliyecisi Alaattin Güneş aylardır ‘Bu suyun arkasında yolsuzluk olduğunu elimdeki belgelerle ortaya koyuyorum. Valilik, Büyükşehir ve AKP il başta olmak üzere yaptığım başvurulara maalesef hassasiyet gösterilmiyor. En sonunda GOP Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Günlük 2.500 ton (140-150 kamyon; kamyon başına 40 milyon; ayda 50-60 milyar) suyun bedeli kimin cebine girmektedir?’ diye soruyor ama günlerdir yanıt alamıyor?Kamunun suyunun rantını kimler götürüyor? Bu bir skandal değil midir?Mesken işyeri olur mu?TOPKAPI Tercüman Sitesi’ndeki bazı konut sahipleri yazıyor:Sitemiz 80 daireli, 20 katlı 12 bloktan oluşuyor. B1, B2 ve A1 bloklarında izinsiz işyerleri açılmaya başlandı. Sitemizin ciddi sorunları ortaya çıkmaya başladı. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’a bunları anlatmak için randevu istedik, 1 Kasım’dan beri görüşemiyoruz. Ramazan ayında da gece çalıştığı için gündüz bizleri kabul etmedi. Mesken olarak gözüken bir yere işyeri açılabilir mi? Belediye Başkanı burada kebapçı dükkanı açabilir mi? Bu işyerleri mesken tarifesine göre hizmet bedeli ödeyebilir mi? Vatan Bilgisayar’ın bir şubesi açıldı, otoparklarımızda yer kalmadı.Deprem konutlarını bürokratlar aldıCHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, bundan bir süre önce, geçen yılki depremden sonra afetzedeler için TOKİ tarafından Urla’da (72) ve Seferhisar’da (180) yaptırılan konutların kaçının hak sahiplerine dağıtıldığını sormuştu.Ve henüz bir yanıt alamamıştı.İzmir’de çıkan ‘
Haber Ekspres’ gazetesi ise bazı hak sahibi ‘depremzedelerin’ kimler olduğunu ortaya çıkarmış; Urla Kaymakamı Ahmet Mailoğlu (hem de iki adet), müdürleri, korumaları ve İzmir’li bazı bürokratlar... Bu kişiler arasında İl Özel İdare Müdürü Servet Ecemiş ve Balçova Termal Tesisleri Genel Müdürü Turabi Çelebi bulunuyormuş.Olayı öğrenen Urlalılar, TOKİ’ye çektikleri fakslarla tepki göstererek şunları sormuşlar:‘Ankara, Eryaman’da yaptırılan 384 daire için 10 bin başvuru olmuştu ve kuraya tabi tutulmuştu... Bu yöntem neden İzmir’de yapılmadı? Neden satış duyurusu tercih edildi? TOKİ’nin kuruluş amacına paralel olarak diğer satışlarda koyulan (1. derecede yakınlarının ev sahibi olmaması, ihtiyaç sahibi olması vb., bir kişinin birden fazla konut edinememesi) şartlarını ilk kez Urla’da neden uygulamadınız?’Kaymakam Mailoğlu ise, Urla’da yapılan 72 konuttan 21’inin depremzedelere dağıtıldığını, artan 51 konutun ilanla satışa çıkarıldığını belirterek ‘Satış yöntemine biz karar vermedik. Ben de TC vatandaşıyım, Anayasa’ya göre yerleşme ve mülk edinme hakkım var. Evet TOKİ’nin Urla’daki konutlarından kendi adıma iki ev aldım’ diyor da, Hazine adına kayıtlı arsalar üzerine yapılan konutlardan birer ikişer alınması kamu vicdanıyla ne kadar bağdaşıyor.Biliyor musunuz?MENEMEN’in CHP’li Belediye Başkanı Tahir Şahin’in, Kubilay’ın şehit edilişinin 74. yıldönümü anma törenlerine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ü davet ettiğini, Sarıgül’ün de yarınki anma törenine katılacağını açıkladığını Yeni Asır Gazetesi’nin yazdığını... GÜNÜN SÖZÜ‘Canan gide, zindan dağıla /mey ola rizan /hayr umulur mu, böyle gecenin seherinden.’(Ziya Paşa)
button