Gençleri de hedef aldı

Güncelleme Tarihi:

Gençleri de hedef aldı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ünlü boksör Muhammed Ali'nin, Hitler'in hastalığı olan ve sıklıkla 60 yaşın üzerinde görülen Parkinson, son yıllarda 20-40 yaşlarında da tanımlanmaya başlandı.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Özekmekçi, 20-40 yaşlarındaki Parkinsonluların, tüm hastalar içinde yüzde 5-10'luk bir orana sahip olduğunu söyledi.

Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı da olan Prof. Dr. Özekmekçi, hastalığın genellikle sinsi başladığını belirterek, ‘‘Hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktığında, beyinde hareketlerden sorumlu hücrelerin yüzde 70-80'ini zaten hasara uğramış oluyor’’ dedi. Hastalığın, bilgileri bir sinir hücresinden diğerine gönderen ‘dopamin’ adlı kimyasal maddeleri salgılayan beyin hücrelerinin hasara uğraması ve eksilmesinden kaynaklandığını anlatan Prof. Dr. Özekmekçi, ‘‘Beyinde yeterli dopamin yapılamazsa, hareket ve denge işlevleri etkileniyor ve Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkıyor’’ dedi.

Beyinde dopamin hücrelerinin hasara uğrama nedeninin henüz kesin olarak ortaya koyulamadığını belirten Prof. Dr. Özekmekçi, ‘‘Damar sertliği, zayıf kan dolaşımı, iltihabi veya mikrobik kökenli değişiklerinden ileri gelmediği biliniyor.

Kalıtsal değil

Henüz keşfedilmemiş bazı maddelerin eksikliğinin ya da bilinmeyen bir toksitin (zehir) hücre hasarından sorumlu olabileceği ileri sürülüyor. Kaliforniya'da sentetik eroin kullanan gençlerde Parkinson hastalığı belirtilerinin ortaya çıktığı gözlendi. Bunun üzerine, eroindeki zararlı madde MPTP'nin dopamin hücrelerini öldürdüğü anlaşıldı. Bu gözleme dayanarak kimyasal yapısı MPTP'ye benzeyen bazı maddelerin çevrede ya da bazı gıdalarda bulunabileceği ve hastalıktan sorumlu olabileceği düşünülüyor ve araştırılıyor’’ diye konuştu.

65 yaşın üzerindeki her 100 kişiden birinde Parkinson'un görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Özekmekçi, hastalığın bulaşıcı olmadığını ve kalıtımla ilişkisinin bulunmadığını söyledi. Hastaların çoğunda belirtilerin tek bir beden yarısında ortaya çıktığını, zamanla karşı beden yarısında da görülmeye başladığını anlatan Prof. Dr. Özekmekçi, titreme, hareketlerde yavaşlama, bir veya daha fazla uzuvda sertlik, yürürken kolları sallama, konuşurken jestler gibi hareketlerin veya yüz ifadesinde canlılığın kaybı, yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme, yumuşak ve alçak sesle, monoton konuşma, yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme gibi belirteler gösterdiğini ifade etti.

Henüz kesin tedavisi yok

Parkinson'u tamamen iyileştirici bir tedavinin henüz bulunamadığını söyleyen Prof. Dr. Özekmekçi, hastaların günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyen belirtilerin tedavisinin önemli ölçüde yapılabildiğini anlattı. Parkinson hastalarının ancak onda birinin ameliyata ihtiyaç gösterdiğini belirten Prof. Dr. Özekmekçi, ‘‘Önce ilaç tedavisi deneniyor ve hastaların büyük çoğunluğunda tedavi ilaçla yapılıyor. İlaçla beyinde eksilen dopaminin yerinin koyulması hedefleniyor’’ dedi. Ameliyatla hastalığın ilerlemesinin durdurulamadığını, ancak ilaçla titremenin düzelmemesi veya istem dışı hareketlerin önlenememesi halinde cerrahiye başvurulduğunu kaydeden Prof. Dr. Özekmekçi, ‘‘Cerrahi tedavi yapacak olanların nispeten genç yaşta olmaları, hafıza sorunları veya başka hastalıklarının olmaması gerekiyor’’ dedi.

Öte yandan, Parkinson Hastalığı Derneği olarak hastalar ve aileleriyle dayanışma programları başlatacaklarını belirten Prof. Dr. Özekmekçi, konuyla ilgililerin 588 48 00'dan 1839 nolu telefona başvurmalarını istedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!