Gençler konuştu

Güncelleme Tarihi:

Gençler konuştu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2003 13:40

Nüfusunun yarısı 20 yaşın altındakilerden oluşan Türkiye, yarın, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayacak. Gazi Üniversitesi, 58 üniversitede yaklaşık 40 bin öğrenciye ulaşarak üniversite gençliğinin, sosyal, kültürel, psikolojik ve ekonomik profilini ortaya çıkardı. İşte sonuçlar...

Yarın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlanacak. Türkiye nüfusunun yarısı 20 yaş ve altındaki gençlerden oluşuyor. Nüfusun dörtte üçü 40 yaşın altında bulunuyor. 65 yaş ve üzerindekilerin oranı yalnızca yüzde altı.

Türkiye'deki genç nüfus eğitim sistemi üzerinde büyük baskı yaratıyor. Her yıl bir milyon 200 bin çocuğa yeni okul binası yapılması, öğretmen istihdam edilmesi, araç-gereç temin edilmesi ve bunlar için finansman sağlanması gerekiyor.

Yine her yıl bir buçuk milyonu aşkın genç üniversite sınavına giriyor. Gazi Üniversitesi, 2002 yılı boyunca yaptığı bir araştırma ile 'Türk Üniversite Gençliği'nin durumunu ortaya çıkardı. Dr. Erdinç Yazıcı liderliğinde yaklaşık 20 kişilik bir akadamisyen grubunun yaptığı araştırma, 58 üniversitede gerçekleştirildi. Yüzde 97'si devlet, yüzde üçü vakıf üniversitelerinde okuyan 37 bin 680 öğrenciye ulaşıldı.

Öğrencilerin sosyo-kültürel durumlarına bakıldığında ağırlıklı olarak memur çocukları olduğu görülüyor. Onları serbest meslek sahibi ve işçilerin çocukları izliyor. Öğrencilerin annelerinin yüzde 43'ü, babalarının yüzde 32'si ilkokul mezunu. Annelerin yüzde 11'i okuma yazma bilmiyor.

Üniversiteli gençlerin yüzde 56'sı okul sonrasında Marmara ve Ege bölgelerinde çalışmak istiyor, yüzde 58'i metropol şehirleri tercih ediyor.

Öğrenciler yüzde 58 gibi ağırlıklı bir oranla toplumun orta sınıfından geliyorlar. Orta-alt sınıftan gelenlerin oranı yüzde 19'u buluyor.

Gençlerin yüzde dokuzu ayda 50 milyon lira ve altında bir parayla geçiniyor. Buna karşılık yüzde 50'sinin aylık geçinme tutarı 51-150 milyon lira arasında değişiyor.

Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 82'si ailesinden aldığı parayla geçinirken yüzde altısı hem çalışıp hem de okuyor. Burs ve kredi alanların oranı ise yüzde 10.

Öğrencilerin yüzde 40'ı tek başına ya da arkadaşlarıyla ayrı bir evde yaşarken, yüzde 31'i ailesiyle kalıyor.

Boş zamanları değerlendirme konusunda en yaygın alışkanlık yüzde 24 ile kitap ve dergi okumak. Popüler eserler yüzde 24 ile en çok okunanların başında geliyor. Boş zamanları değerlendirme konusunda ikinci sırada yüzde 18 ile tiyatro, sinema ve konsere gitmek geliyor. Onu yüzde 16 ile müzik dinlemek izliyor.

KAMU CAZİP DEĞİL

Türkiye'de üniversite öğrencileri için kamu sektörü cazibesini yitirmiş durumda. Gençlerin yüzde 46'sı mezun olduktan sonra prestijli bir özel sektör kuruluşunda çalışmak istiyor. Yüzde 19'u kendi işini kurmayı amaçlarken, yüzde 28'i kamuda çalışmayı planlıyor.

Öğrencilerin eş seçiminde yüzde 37 oranında ortak dünya görüşü ve yaşama tarzına önem verdiği görülüyor. Gençler, bekaret ve cinsel bakirliği eş seçiminde öncelikli sıralardan çıkarmış görünüyorlar.

Üniversite gençliğinin ağırlıklı müzik türü tercihi yüzde 24 ile Türk Pop Müziği. Onu yüzde 21 ile Türk Halk Müziği ve yüzde 20 ile yabancı müzik izliyor.

Araştırmanın sosyo-psikolojik sonuçlarına bakıldığında gençlerin bireysel duyarlılıkları, toplumsal duyarlılıklara göre daha çok önemsediği ortaya çıkıyor. Gençler için hayattaki en önemli şey yüzde 36 ile kendisiyle barışık olmak. Etrafındaki kişilerle iyi ilişkilerin olması yüzde 30 ile ikinci sırada geliyor. Gençler kendileriyle barışık olmayı ve çevresindekilerle iyi ilişkiler kurmayı, insanlık, ulus ve ülke için çalışmaya tercih ediyor.

Öğrencilerin önemsediği değerlerin başında yüzde 22 ile dürüstlük, yüzde 18 ile bağımsızlık ve yüzde 17 ile yaşamdan zevk alma geliyor. Gençler ailevi ilişkileri yüzde 14, dini değerleri yüzde sekiz oranında önemsiyor.

Öğrencilerin yarısı kararlarını ailesinin tavsiyesini dinleyerek kendisinin verdiğini söylerken, yüzde 43'ü kararlarını tek başına alıyor.

Araştırmaya göre gençlerin yaklaşık yüzde 60'ı geleceklerinden çok ya da oldukça umutlu. Biraz umutlu olanların oranı yüzde 30'lardayken hiç umutlu olmayan kesim yüzde beş. Buna karşılık dünya barışının geleceğinden çok ve oldukça umutlu olanların oranı yalnızca yüzde 20.

AİLE İLE UYUM

Üniversiteli gençlerin yüzde 46'sı ailesiyle her konuda uyum içinde olduğunu belirtiyor. Aileyle en çok anlaşmazlığa düşülen konular yüzde 20 ile para harcama, yüzde 17 ile boş zamanları değerlendirme biçimi ve yüzde yedi ile kız-erkek arkadaşlığı. Aile içindeki sorunlar daha çok babalarla yaşanırken, gençler kardeşleri ile ebeveynlerine göre daha uyumlu ilişki içindeler.

Her dört üniversiteliden birine göre, Türkiye'de çözülmesi gereken en önemli sorun eğitim sistemi. Bunu yüzde 23 ile hayat pahalılığı ve enflasyon ve yüzde 23 ile adaletsiz gelir dağılımı izliyor.

Gençlerin yüzde 91'i en iyi yönetim şeklinin demokrasi olduğuna inanıyor. Gençler arasında demokrasi dışı politik arayışların sempati alanı daralıyor.

Öğrencilerin yüzde 42'si Türkiye'nin geleceğini AB'de araması gerektiğini düşünüyor. Bunu yüzde 20 ile Türk dünyası ve yüzde sekiz ile İslam dünyası izliyor. Gençlerin yüzde 47'si Türkiye'nin AB'ye gireceğine inanırken, yüzde 37'si tam tersini düşünüyor.

Araştırmaya göre her dört gençten üçü çalışmak ya da yaşamak için yurtdışına gitmek istiyor. Yüzde 20'sinin niyeti, 'giderse dönmemek'.

Üniversiteliler, Türkiye'de medyanın, askerlerin, iş insanlarının ve din adamlarının siyasal ve toplumsal etkilerinin, olması gerekenin üzerinde olduğunu düşünüyor. Buna karşın işçi, memur ve köylülerin etkin olmadığı kaydediliyor.

Üniversite öğrencilerinin yüzde 57'si üniversite ortamında düşüncelerin açıkça ifade edilemediğini düşünüyorlar. Üniversitelerdeki en yetersiz idari birimin ise öğrenci işleri olduğu belirtiliyor. Sağlık, spor ve kütüphane imkanlarının da genel olarak yetersiz olduğu kaydediliyor.

Yetersiz bulunan diğer konular ise yabancı dil öğrenebilme, staj ve mesleki uygulama imkanları.

Üniversite öğrencileri...

Ağırlıklı olarak memur çocukları,

Marmara ve Ege bölgelerinde çalışmak istiyorlar,

Ayda 150 milyon liranın altında parayla geçiniyorlar,

Boş zamanlarında en çok kitap, dergi okuyorlar,

Kamu sektöründe çalışmak istemiyorlar,

En çok dürüstlük, bağımsızlık ve yaşamdan zevk almaya önem veriyorlar,

Aileleriyle en çok para harcama nedeniyle sorun yaşıyorlar,

Türkiye'nin en önemli sorunu olarak eğitimi görüyorlar,

Demokrasinin en iyi yönetim şekli olduğuna inanıyorlar,

Türkiye'nin geleceğini AB'de görüyorlar,

Dörtte üçü yurtdışına gitmek istiyor,

Medyanın, askerlerin, iş insanlarının ve din adamlarının siyasal ve toplumsal etkilerinin, olması gerekenin üzerinde olduğunu düşünüyorlar,

Üniversite ortamında düşüncelerin açıkça ifade edilmediğini belirtiyorlar,

Eğitim dilinin İngilizce olmasını istemiyorlar.

Türk Üniversite Gençliği Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar

İlk tercihlere girilemiyor

Türk Üniversite Gençliği Araştırması'na göre, üniversitelerde okuyan gençlerin yalnızca yüzde 15'i ilk tercihi olan bölümlerde okuyabilme şansını yakalıyor. Öğrencilerin yüzde 32'lik kısmı, 10'uncu tercihinden sonraki tercihlerinde okuyor. Gençlerin yaklaşık yüzde 20'si, okudukları bölümleri kolay iş bulabilme beklentisi ile seçiyorlar. Öğrencilerin yüzde 68'i üniversitelerde öğrenim dilinin Türkçe olması gerektiğini savunuyor. Vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin yüzde 44'ü ise eğitim dilinin yabancı dil olması gerektiğini söylüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!