Özlem GÜREL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2002 01:44
Suede Grubu'ndan Mat Osman ile röportaj yapmamızın özel bir nedeni var. Mat Osman, hem Suede'un iki kurucu üyesinden biri hem de kendisini Padişah Genç Osman ile özdeşleştiriyor.
Mat'in ülkemizle ilgili bağlantısını röportajımız esnasında öğrendik. Mat Osman, Türk asıllıydı ve Türkiye röportajları bu yüzden ona teslim edilmişti. H2000'in son gününde Suede headliner olarak sahne alacak. Suede, İngilizler'den bile kıskandığı, orada burada çalmadığı yeni şarkılarını ilk kez H2000'de çalacak. 1990'ların en büyük İngiliz gruplarından biri olarak Suede'un bu kararı vermesi belki de Radiohead ya da Oasis gibi grupların Türkiye'ye gelmeme inadını da değiştirecek. Mat Osman'la diyaloğumuzun gelişme noktalarından biri de bu zaten.
Temmuz'da İstanbul'da çalacaksınız. Nasıl hissediyorsun?
-Çok heyecanlıyım. Uzun zamandır sadece kulüplerde ve fan club organizasyonlarında kısıtlı sayıdaki dinleyiciye çalıyoruz. Bizim için kalabalığa yeniden karışmanın vakti gelmişti. İstanbul'da bizi neyin beklediğini bilmiyor olmamız da heyecan verici. Sanırım orada çok fazla fan'ımız var. Festival için teklif aldığımızda bayağı şaşırmıştık.
İsmindeki 'Osman' kelimesi ailenden mi geliyor yoksa lakap falan mı?
-Ahhh, bu benim gerçek ismim. Sana şaşırtıcı gelebilir ama ben Türk kökenliyim. Bu olay çok ama çok uzun zaman öncesine dayanıyor. Ailem uzun zaman önce göç etmiş. Kökenlerimizi kaybetmişiz ama soyadımızı koruyoruz.
Osmanlı soyundan geliyor olabilir misin? Osmanlı tarihini çok iyi bildiğine göre kurduğum bağlantıyı anlayacaksındır.
-Evet, bu olabilir. Hiç araştırmadım. Cumhuriyet ilan edildikten sonra Osmanlı Hanedanı Türkiye'den ayrılmış, onu biliyorum. Maalesef bunu sorabileceğim kadar yaşlı bir aile üyesi yok hayatta. İstanbul'da bulunduğum süre içinde yaşlı akrabaların izini sürmek istiyorum.
Geçmiş yaşantında Genç Osman (II. Osman) olduğuna inanıyor musun gerçekten de?
-Genç Osman'ın hayatını okuduğumda çok etkilendim. Hikayesi çok üzücü. Kişilik olarak bana çok benzediğini farkettim. Reenkarnasyona inanıyorum ama Genç Osman hakkındaki inancım farklı bir noktaya da kayıyor. Onun ta kendisi olmasam bile onun soyundan geliyor olmam kuvvetle muhtemel.
Osmanlı ve Türk tarihini nerelerden öğrendin?
-Türkiye'de tatil yapan arkadaşımın getirdiği kitaplardan, hatta çoğu el yazmalarının açıklamaları falandı. İstanbul'u gezmeyi, özellikle Ayasofya'ya gitmeyi istiyorum. Yaşlanmakta olan bir İngiliz için kökenlerinin başka bir coğrafyada bulunması, hele ki Anadolu gibi mistik topraklara dayanan bir kökenin ihtimali bile merak uyandırıyor.
İstanbul konserinde, Eylül'de çıkacak olan albümden yeni şarkılar çalacak mısınız?
-Kesinlikle. Türkiye'ye ilk kez geliyoruz ve Türk seyircisi için özel şeyler yapmak istiyoruz. Bu yaz festivallerde yeni şarkıları çalıp çalmamayı çok tartıştık, karar veremedik. Ama Türkiye'nin yeri gerçekten çok ayrı. Dört ya da beş yeni şarkımızı çalacağız. Bunları ilk dinleyenler İstanbul seyircisi olacak.
Fan'larınızla İstanbul'da bir buluşma düzenlemeyi düşünüyor musunuz?
-Evet, bunu çok istiyoruz. Biraz gezmeyi, insanları tanımayı istiyoruz. Sanırım festival günü öğleden sonra orada olacağız. Fan'larımız bilirler, biz asla kendini saklayan, herkesten köşe bucak kaçan bir grup değiliz. Eğer orada birlikte olduğumuz organizatörler, hatta senin gibi gazeteciler elimizden tutarsa festival alanında turlamayı da çok isteriz.
Bu tür bir isteğe kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum. İnsanların sizi çok özlediğinin de farkındasınız. Peki neden bu kadar uzun bir ara verdiniz?
-Kişisel sebepler dersem yeterli olur umarım. Müzikte doygunluk zirvesi denen bir şey var. Biz de o zirveye tosladık. Çoğu grup için bu dağılma sebebidir, ama biz kendimizi nadasa çekmeyi tercih ettik.
Yeni albüme gelelim. Kayıtların bittiğini biliyorum. Şimdi hangi aşamadasınız?
-Her şey tamamlandı. Editingler ve miksler yapıldı. Eylül’de piyasaya verilecek.
İsmi 'A New Morning' olacak, yanılmıyorsam?
-Evet, kesinlikle.
Bu isimde ne tür bir yaklaşım, ne tür bir anlam aramamız gerekiyor?
-Her şey yepyeni. Onbeş yıllık bir gruptan ziyade yeni başlamış veletler gibi çalıştık. Yeni şarkılar şu anda gündemde olan rock ve electronica kırması sound'u bir adım öteye taşıyor. Suede'un içeriğinden hiçbirşey kaybetmediğini, üstelik aradaki zamanı büyük keşiflerle geçirdiğini bu şarkılar ispatlıyor. Zaman zaman synth'leri öne çektik. Sabah uyandığında hissettiğin bir yenilenme hissi vardır. Tamamen bunun üzerine kurulu.
İlk single 'Pozitivity' mi olacak?
-Evet, öyle düşünüyoruz.
Daha önce yaptığınız albümlerle kıyasladığınızda 'Evet, şu kısmı gerçekten çok farklı' dediğiniz müzikal bir unsur var mı?
-İzini sürdüğümüz şey daha önce gerçekleştirmemiş olduğumuz sound'lardı. Aslında 'Head Music'de bile ipuçlarını bulabileceğiniz, gerçekte 'Head Music'i tamamlamamıza yakın 'evet bunu yapalım' dediğimiz ama zamanlama hatası yüzünden 'Head Music'e katamadığımız ses deneyleri, ya da içerik olarak daha sıkı söylemler bu albümün belirgin unsurları.
Yeni klavyeciniz Alex Lee, senin favori grubun Strangelove'dan geliyor. Nasıl kaptınız onu?
-Evet, Strangelove mükemmeldir. Alex de öyle. Synth'lerde gerçek bir üstad, bütün stüdyo aletlerini çok iyi tanıyor, çok iyi gitar çalıyor. Bizimle çalışmak ister mi diye sorduğumuzda hemen 'evet' dedi. Çok iyi niyetli. Çok profesyonel. Neil hastalandığında iptal edemeyeceğimiz konserlere Alex'i davet etmiştik. Bütün şarkıları mükemmelen çaldı.
Eğer Neil hastalığı atlatırsa Alex ile yer değiştirmesi mümkün olacak mı? Fan'larınız bunu çok merak ediyor.
-Neil hakkında konuşmak benim için çok zor. Suede'deki herkes fan'larla beraber Neil için acı çekti, hala da çekiyor. Hayranları Alex'in tarzını çok sevecekler ama hep bir burukluk yaşayacaklar, bunu biliyorum. Maalesef Neil hayatının sonuna kadar müzik yapamayacak.
<><İlhan b="" tuttum<="" çok="" mansız’ı="">
İlhan Mansız’ı çok tuttumMat Osman'la
Dünya Kupası'nın birinci turu bitmeden önce röportaj yaptık ve tabii ona yorumunu sorduk. Uzun bir kahkaha attıktan sonra şöyle dedi: ‘‘Eğer albüm yayınlandıktan sonra bir müzik eleştirmeni çıkıp da 'miksler aceleye gelmiş' derse 'çünkü Dünya Kupası'na yetişmemiz gerekiyordu' diyeceğim. Türkiye'yi sonuna kadar destekliyorum. Bence şimdiye kadar gayet iyiydiler, sadece ilk maçta hakeme ikinci maçta da şanssızlığa yakalandılar. Brezilya futbolundan hoşlanmam, hakemler de Brezilya maçlarında hep onları tutuyor. Çok beğendiğim Türk futbolcular var. Keşke Crystal Palace'da da (Mat'in desteklediği İngiliz takımı) Türk futbolcular olsaydı. Mansız'ı çok tuttum.’’ Mat Osman'ın final için birkaç hafta önce yaptığı tahmin de ilginç: ‘‘Finali Brezilya oynayacak, o kesin. FIFA öyle istiyor. Ben Almanya'ya da çok inanıyorum, Klose gibi bir golcü var ama Almanya'nın asıl lokomotifi kaleci Oliver Kahn.’’İlhan>