Güncelleme Tarihi:
Atatürk ile ilgili olarak son yıllarda çekilen filmler, yazılanlar ve çizilenler oldukça tartışma konusu oldu. Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi; Genç Mustafa.
Genç Mustafa'da, Ulu Önder'in Harbiye yıllarını anlatan yazar Yalın Alpay, Atatürk'ün dayak yediğinden namaz kıldığına kadar bilinmeyen pek çok yönünü gösterdiğini söylüyor. Alpay, ayrıca "kitabı belgesel gibi düşünmeyin. Tarihi gerçeklere uyan bir kurmaca var ortada. Burada farklı ve daha önce görülmemiş bir Atatürk görüyoruz." diyor.
Romanı yazmadan önce 100'e yakın kaynakta faydalanan Yalın Alpay Atatürk'ün doğumundan, Harbiye yıllarının sonuna değin olan bölümünü bir çizgi roman senaryosu haline dönüştürdü.
ATATÜRK DAYAK YİYOR
Hakan Gence'nin röportajına göre Yalın Alpay'ın kitabında şaşırtıcı bölümler de var: “Atatürk, Harbiye'den mezun olur olmaz Abdülhamit'e suikast düzenlemekten tutuklanıyor, dayak yiyor ve işkence görüyor. Dayak olayını tek dile getiren, İngiltere hükümeti tarafından bir Atatürk biyografisi yazmak için görevlendirilen Patrick Kinross'tur. Bu olaydan o dönemi anlatan Ali Fuat Cebesoy'un anılarında da bahsediliyor. Cebesoy da sorguya götürülenler arasında. Onu da bir paşa dövmek istiyor ama babası paşa olduğu için kurtuluyor. Farklı bir hikaye daha var: O dönemde padişah bir ferman çıkarıyor. Ve Atatürk'ün okuduğu harp okulundaki herkese beş vakit namaz kılmak zorunluğu getiriliyor. Bu durum bugünkü siyaset-ordu çekişmesinin o yıllarda bile yaşandığını gösteriyor.”
İLK AŞKINI UNUTMUYOR
Alpay Atatürk'ü araştırırken karşısına çıkan ilginç anekdotu şöyle anlatıyor; "lise yıllarında bir paşanın Emine isimli kızına ders veriyor. Gönül ilişkisi kuruyorlar. Sürekli mektuplaşmaya başlıyorlar. Selanik'e her döndüğünde mutlaka Emine'yi soruyor. Aradan zaman geçiyor ve Emine bir fayton kazası geçiriyor. Yüzünün yarısı parçalanıyor. Atatürk hastane hastane dolaşıp Emine'yi buluyor. Emine onu görmek istemese de Atatürk bir şekilde Emine'yi ikna edip yanına gidiyor ve evlenme teklif ediyor. Ama Emine yüzü çok kötü durumda olduğu için bu teklifi kabul etmiyor. Sonrasında da Atatürk'ün anısına sadık kalıp hiç evlenmiyor. Atatürk birkaç resepsiyonda “Her erkeğin gönlünde bir Emine vardır” diyor. İlk aşkını hiç unutamıyor."
HER İSTEDİĞİNİ YAPTIRIYOR
Atatürkçü bir ailem vardı. Ama ben Atatürk'ü ikinci bir baba gibi hissediyordum. Otoriter ve hayatımızın her alanına müdahale eden biri olarak görüyordum. Sonra araştırdıkça başka bir adam olduğunu anladım. Bana çalışmalar sırasında hiçbir maddi gücü olmadan herkese her dediğini yaptırması ilginç geldi. Çok ciddi bir entelektüel. Fransızca ve Almanca biliyor. Makro planlar kuruyor. Kurguları çok karışık ve komplike. Sonra bu kurguyu hayata geçirmeye teşebbüs ediyor. Planında hiçbir geri çekilme kabul etmiyor. Bunu 100 milyon kişiden biri yapabilir.